40 Hadis-i Şerif 41

 40 Hadis-i Şerif 41

 

01- Eğer beli bükülmüş yaşlılar, takva sahibi gençler, süt emen çocuklar, yayılan hayvanlar olmasaydı, belalar sel gibi üstünüze ökülecekti.” (Müsned, 11/511)

02- “İhsan, Allah’ı görür gibi ibadet etmendir. Eğer sen onu görmüyorsan, bilmelisin ki o her an seni görmektedir.” (Buhâri, İman, 37; Müslim, İman, 13.)

03- “Kim kırk gün helâl lokma yerse Allah onun kalbini nurlandırır, kalbinden hikmet pınarları akıdır” (Ebû Nuaym, Hilye, 5/215; İbnü’l-Mübârek, Kitâbü’z-Zühd, nr. 1014; Deylemî, Firdevsü’l-Ahbâr, nr. 6179.)

04- “İbadet on kısımdır. Dokuzu helâl rızık aramaktır. Diğer kısmı Salih ameller ve ibadetlerdir” (Deylemî, Firdevsü’l-Ahbâr, nr. 4062)

05-  “Muhâcir, Allah’ın yasakladığı kötülük ve günahlardan uzaklaşan ve onları terk eden kimsedir.”(Buhârî, İman:4)

06- “Verdiği hükümlerde, ailesinin ve halkın yönetiminde adaletli davranan yöneticiler, kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın yanında nurdan yüksek koltuklar üzerinde otururlar.” (Müslim, İmâre 18)

07- Nerede olursan ol! Allah’tan kork! Yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran. (Tirmizî)

08- Kötülük işlersen, hemen arkasından iyilik yap ki, o kötülüğü silip süpürsün. İnsanlarla güzel geçin! (Tirmizî, Birr 55)

09-  “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Sahih-i Buharî, Edeb, 27; Sahih-i Müslim, Birr, 66)

10- “Müminin mümin kardeşiyle olan durumu, birbirini yıkayıp temizleyen iki el gibidir.” (el-Müttaki, Kenzü’l-Ümmâl, 1/155)

11- “Âhirete göre dünya, sizden birinizin parmağını denize daldırmasına benzer. O kişi parmağının (denizden) ne kadarcık su ile döndüğüne bir baksın.” (Müslim, Cennet, 55)

12- “Allâh’ım! İki zayıf kimsenin, yetimle kadının hakkını yemekten herkesi şiddetle sakındırıyorum.” (Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ, ‘İşretü’n-nisâ, 64, [V, 363])

13- “İyilik güzel ahlâktır, kötülük vicdânını rahatsız eden, duymasını istemediğin şeydir.” (Tirmizi, Zühd, 52; Müsned, IV, 182)

14- “Allah'ım! Hayat, ancak ahiret hayatıdır .” (Buhari ve Müslim; Riyazü's-Salihin, Hds. 462)

15- "Kimin arzusu ahiret olursa, Allah onun kalbine zenginliğinden koyar ve işlerini derli toplu kılar; artık dünya ona hakir (Küçülmüş) olarak gelmeye başlar. Kimin hedefi de dünya olursa, Allah, iki gözünün arasına (dünyanın) fakirliğini koyar; işlerini de darmadağınık eder. Netice olarak; dünyadan da eline, kendine takdir edilmiş olandan fazlası geçmez .” (Tirmizi, Kıyamet 31, Hds: 2467)

16- “Ben yere göğe sığmam, mü’min kulumun kalbine sığarım” buyurmuştur. (Keşfûl Hâfa, 2256)

17- "Dünya Malını Ehline Terk Ediniz. Zira Ondan İhtiyacından Fazlasını Alan Kimse, Şuursuzca Kendini Helâk Etmiş Olur." (C. Sağir)

18- "Sizi imtihana çekmek için ki, hanginizin akılca en güzel, Allah'ın haram kıldığı şeylerden sakınmada en müttaki, O'nun taatine koşmakta en hızlı olacak." (Suyûtî)

19- “Ey genç topluluğu! Aranızdan evlenmeye gücü yetenler evlensin. Çünkü evlenmek, gözü haramdan korumak ve iffeti muhafaza etmek için en iyi yoldur...” (Buhârî, Nikâh, 3.)

20- “Birbirlerini seven (çiftlerin birleşmesi) için nikâhtan daha iyi bir çözüm yoktur.” (İbn Mâce, Nikâh, 1.)

21- “Bir kadınla dört şeyden dolayı evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini için. Sen dindar olanını tercih et. Böylelikle elin (evin-hanen) bereketlenir.” (Buhârî, Nikâh, 16)

22- “Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.” (Buhârî, Bed’ü’l-vahy 1, Îmân 41, Nikâh 5, Menâkıbu’l-ensâr 45, İtk 6, Eymân 23, Hiyel 1; Müslim, İmâret 155. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Talâk 11; Tirmizî, Fezâilü’l-cihâd 16; Nesâî, Tahâret 60; Talâk 24, Eymân 19; İbni Mâce, Zühd 26)

23- “Sizden biriniz “Rabbime ne kadar dua ettim de duama icabet etmedi.” diyerek acele etmediği sürece talebine cevap verilir.” (Buhari, Deavat 22; Müslim, Zikr 90)

24- “Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.” (Buhari, Savm 5, Bed'ü'I-Halk 11, Müslim, Sıyâm 2, (1079); Nesâi, Sıyâm 5, (4, 129)

25- Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz. (Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mace, Sıyam 45, 1746)

26- Müslümanlar kardeştir. Takva hali hariç, kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. (Hadis-i Şerif, Taberani)

27- “Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.” (Buhârî, Bed’ü’l-vahy 1, Îmân 41, Nikâh 5, Menâkıbu’l-ensâr 45, İtk 6, Eymân 23, Hiyel 1; Müslim, İmâret 155. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Talâk 11; Tirmizî, Fezâilü’l-cihâd 16; Nesâî, Tahâret 60; Talâk 24, Eymân 19; İbni Mâce, Zühd 26)

28- “Sizden biriniz “Rabbime ne kadar dua ettim de duama icabet etmedi.” diyerek acele etmediği sürece talebine cevap verilir.” (Buhari, Deavat 22; Müslim, Zikr 90)

29- “Arafat günü tutulan orucun, geçen yılın ve gelecek yılın günahlarına kefaret olacağına Allah’ın rahmetinden ümidim var.” (Tirmizi, Savm 46, (749); İbnu Mâce, Sıyâm 40, (1730); Müslim, Sıyâm 196, (1162)

30- “Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.” (Buhari, Savm 5, Bed'ü'I-Halk 11, Müslim, Sıyâm 2, (1079); Nesâi, Sıyâm 5, (4, 129)

31- Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur. (Müslim, Sıyam 2, (1079)

32- Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz. (Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mace, Sıyam 45, 1746)

33- Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez.” Tirmizi’nin rivayetinde şu ziyade var: “Oraya kim girerse ebediyen susamaz. (Tirmizi, Savm 5)

34- “İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kâbe’yi haccetmek, Ramazan orucu tutmak”. (Tirmizi, İman 3, 2612)

35- Müslümanlar kardeştir. Takva hali hariç, kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. (Taberani)

36- “Ben büyük bir günah işledim, buna tevbe imkânım var mı?” dedi.

Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselam): “Annen var mı?” diye sordu.

Adam: “Hayır yok” dedi, “Peki teyzen de mi yok?” dedi.

Adam: “Evet, var” deyince Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam): “Öyle ise ona iyilik yap! Teyze anne makamındadır” diye emretti. (Tirmizî, Birr, 6)

37- Kasten (mazeretsiz) namaz kılmayanın diğer amellerini Allahu teâlâ kabul etmez. Tövbe edinceye kadar da Allahın himayesinden uzak olur. (İsfehani)

38- Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bir gün ashabına, “Size cennetlik kadınların kimler olduğunu haber vereyim mi?” buyurdu. Ashap, “Buyurun, haber verin ya Resûlallah” dediler. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bu saadeti hak eden kadınları şöyle tanıttı: “Onlar kocalarını çok severler. Onlara çocuk verirler. Bir kızgınlık anında veya kendisine kötü davranıldığında ya da kocası ona kızdığında elini kocasının elinin üzerine koyar ve ona, işte elim elinde; sen benden razı olmadıkça uyku uyumayacağım’ der.” (Taberânî, et-Kebîr, 19/140; el-Evsat, nr. 1764; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 4/312; Münzirî, et-Tergib)

39- Namazın dindeki yeri başın vücuttaki yeri gibidir. (Taberani)

40- “Servetiyle Allahü teâlâya itaat eden ve malının hakkını ödeyen kimse, Kıyamette Sırata gelince, malı ‘Haydi geç, çünkü sen, bende olan Allah’ın hakkını ödedin’ der. Daha sonra malındaki Allah hakkını ödemeyen kimse gelir, malı, ‘Neden bende olan Allah hakkını ödemedin?’ der. O da ‘Yazık bana, ne yaptım?’ diye söylenir.” (Beyheki)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)