Şûrâ Suresi Ayet – 19 Açıklaması ve Tefsiri


Şûrâ Suresi Ayet – 19 Açıklaması ve Tefsiri
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
۱۹ اللَّهُ لَطِيفٌ بِعِبَادِهِ يَرْزُقُ مَنْ يَشَاءُ ۖ وَهُوَ الْقَوِيُّ الْعَزِيزُ
Allâhu latîfun biibâdihî yerzuku men yeşâu, ve huvel kavîyyul azîz (azîzu).

Allah’ü Teâlâ, kullarına Lâtif'tir (lütufkâr). Dilediği kimseyi rızıklandırır. Ve O, Kaviyy'dir (kuvvetli), Azîz'dir (yüce ve şerefli).

1. اللَّهُ : Allah’ü Teâlâ
2. لَطِيفٌ: lâtif, lütuf sahibi
3. بِعِبَادِهِ: kullarına
4. يَرْزُقُ: rızıklandırır
5. مَن: kimse, kişi
6. يَشَاء: diler
7. وَهُوَ: ve o
8. الْقَوِيُّ: kavi, kuvvetli
9. العَزِيزُ: azîz, yüce ve şerefli

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allah’ü Teâlâ bir insana hayatı boyunca devamlı rızık verir. Allah’ü Teâlâ'nın bize verdiği imkânları sadece kullanabiliriz. İnsan Allah’ü Teâlâ'ya ibadet edebilir, zikir yapabilir ama dünyada yaşaması öngörülen mutluluğu gerçek anlamda hakedemez. O hedefleri, insana Allah’ü Teâlâ'nın sonsuz lütfu verir.

Bir insan başka hiçbir şey için değil, sadece Allah’ü Teâlâ'ya ulaşmayı dilediği için Allah’ü Teâlâ'nın cennetine mutlaka girer. Öbür taraftan 80 yaşında ölen, 65 yıl İslâm'ın 5 şartını yerine getiren bir kişi Allah’ü Teâlâ'nın insanları kurtuluşa ulaştıracak olan emrini kabul etmediği için Allah’ü Teâlâ'ya ulaşmayı dilemiyor. İslâm'ın beş şartını yerine getiriyor, cennetlerden cennet beğenemiyor ama gideceği yer cehennem.

Kurtuluş, ulaşabilecek kadar yakınınızda ve Allah’ü Teâlâ'nın sizlere en'am buyurduğu bütün ni'metler elinizi uzatıp yakalayabileceğiniz kadar yakın ama iblis, insanlara Allah’ü Teâlâ'ya ulaşma dileğini unutturuyor. Onların duymamasını sağlamaya çalışıyor. Allah’ü Teâlâ'nın Kur'ân-ı Kerimi'ni mealleriyle mahveden bir sürü insan: "İnsan ruhunun Allah’ü Teâlâ'ya ölmeden evvel ulaşması diye bir şey yoktur." diyor ve insanları Allah’ü Teâlâ'nın yolundan men ediyorlar.

Allah’ü Teâlâ'nın bize verdiği, bizim Allah’ü Teâlâ'ya verdiğimizden her zaman sonsuz kat fazladır. Çünkü O, Allah’ü Teâlâ'dır. Yaratan O'dur. Mahlûk olduğumuzun, hudutlu olduğumuzun farkında olalım. Bizi insan olarak yaratmış diye Allah’ü Teâlâ'ya çok şükredelim, çok hamdedelim. Biz Allah’ü Teâlâ'ya ulaşmayacağız; Allah’ü Teâlâ bizim ruhumuzu Kendine ulaştıracak. O, bize ibadetleri sevdirecek. Allah’ü Teâlâ lütuf sahibidir. Bu kadar büyük bir lütuf, Allah’ü Teâlâ'nın, insanı ne kadar çok sevdiğinin belirtisidir.


'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'

Bu mübarek ayetler, her şeye kadir ve galip olan Allah Teâlâ'nın kulları hakkında çok lütff ve ihsanda bulunduğunu bildiriyor. Ahiret varlığını isteyen kulunu fazlasıyla o varlığa kavuşturacağını, dünya varlığını isteyene ise o fâni varlıktan vereceğini ve artık öyle bir kimse için âhiretten bir nasip bulunmadığını haber veriyor.
Müşriklerin şeytanî vesveseleri neticesinde ilâhî dine aykırı inançlarda bulunduklarını ve eğer takdir edilmiş bir gün bulunmamış olsa idi öyle inkârcıların hemen cezalarına kavuşturulmuş olacaklarını beyân ve sâlih kulların ise Allah'ın bir lütfü olarak cennetlerin bahçelerinde dilediklerine nail olacaklarını müjdelemektedir.
Şöyle ki: (Allah kullarına çok lûtf edicidir) O bir lütuf sahibi Yaratıcıdır, yâni Onun lûtf ve ihsanı, merhamet ve rahmeti, ilm ve hikmeti pek boldur. Dilediğini rızıklandırır, her kulunu iyi olsun, günahkâr olsun bu dünyada hikmetinin gereğine göre rızka, servete eriştirir.  O, Kerem Sahibi Yaratıcı Her şeye kaadirdir, galiptir. Bütün kâinatta böyle dilediği gibi tasarrufta bulunmak hakkı, onun tek olan zatına mahsustur. Hiçbir kimse, o Yüce Yaratıcının irâde buyurmuş olduğu şeye mâni olamaz.

Ö. NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis