Hastalıksız ve Uzun Yaşamın Püf Noktası


Hastalıksız ve Uzun Yaşamın Püf Noktası

“Sıkma ve sızma zeytinyağını kızartmalarda kullanmak sakıncalıdır. Kızartma sırasında, besin öğeleri içinde bulunan sağlığa zararlı kimyasal maddeler de ortaya çıkıyor.
Bu maddelerin başında AKRİLAMİDLER geliyor. Cips ve patates kızartmalarında çok miktarda oluşarak kansere neden oluyor…”
Dünya’da özelliklede gelişmiş olarak nitelendirilen çok sayıda ülkede, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, insan sağlığını tehdit eden Şişmanlık- OBESİTE; geri dönüşümsüz hastalıklara- bozukluklara ve erken ölümlere neden olmaktadır.
Son yıllarda, özellikle büyük kentlerimizde de benzer sorunlarla karşı karşıya olduğumuz, yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya çıkarılmıştır. Anne karnında başlayan doğru ve sağlıklı beslenme ile yeni doğmuş bebeklerimizi, çocuklarımızı ve gençlerimizi şişmanlık denilen evrensel beladan kurtarabiliriz.
Sağlıklı yaşam için, vücudumuzun vazgeçilmez besin öğelerini sıralayalım;

     Proteinler: yumurta, kırmızı et, kümes hayvanları, balık, süt, yoğurt, peynir vb.)
     Karbonhidratlar: unlu ve şekerli besinler, sebze, meyve vb.)
     Yağlar: -Doymuş(hayvansal kaynaklı-margarinler) yağ asitleri içerenler.
·     -Doymamış(bitkisel kaynaklı) yağ asitlerini içerenler.
     Mineraller: kalsiyum, flor, magnezyum, çinko, fosfor, iyot, demir, bakır, potasyum vb.
     Vitaminler: -Suda eriyenler: C ve B vit.- B1-B2-niasin-B6-folikasit-B12.
·     Yağda eriyenler: D, E, A, K vitaminleri
     Su. Ama temiz olanı.
·     Burada beslenmemizin temel öğelerinden olan yağlardan ve onların doğru ve yanlış kullanımından söz edeceğim. Günlük besin maddelerimizin içinde bulunan yağlar 3 grupta toplanmıştır. Bunlar;
     Doymuş yağlar: hayvansal- iç yağ-domuz yağ-yağlı deri- margarinler,
     Tekli doymamış yağlar: zeytinyağı (sızma- sıkma- rafineri)
     Çoklu doymamış yağlar: Ay çiçeği, mısır özü, soya ve fındık bitkilerinin yağları, rafine yağlardır. Ay çekirdeği, mısır, fındık ve soya bitkilerinden sıkma ve sızma yöntemlerle yağ elde edilemez.
     Yağların kalori değeri yüksektir, enerji verirler. 1 gram yağ yanınca yaklaşık 9 kalori, 1 gram şeker yanınca yaklaşık 4 kalori, 1 gram protein yanınca yaklaşık 4 kalori elde edilir. Bilimsel çalışmalar, vücuda enerji sağlayan besinleri doğru kullanmakla sağlıklı ve uzun yaşama şansını yakalayabileceğimizi göstermiştir.
Beslenmemizde, yaşa, cinsiyete ve çalışma yaşamımıza göre, gereksinimimiz olan kalori değerlerini bilir, ona göre davranırsak, doğru adım atmış oluruz. Almamız gereken kalori değerinin altında kalori alımının günlük aktivitemizi olumsuz etkileyeceğini de bilmeliyiz.
Aşırı alımın ise şişmanlık başta olmak üzere çok sayıda tehlikeli sonuçlara yol açacağı da unutulmamadır.
Proteinler, vücudumuzdaki işlemler sırasında kendilerinin var ettiği kalorilerini de harcadıkları için uygun-doğru-yeterli proteinlerle beslenenler kilo almazlar.
Günlük protein gereksinimimiz: Kg / 0.5-1.0 gramdır. Gebelik ve süt verme sırasında artacaktır.
Doğru beslenmede; vücudumuz için gereken enerjinin %10-15’i proteinlerden, %25-30’u yağlardan, %55-60’ı karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Bu oranlardaki dengesizlik sağlığa zararlıdır. Proteinlerin fazla tüketimi başta böbrekler olmak üzere, değişik organların fonksiyonlarına zarar verir.
Karbonhidratların, özellikle de beyaz şekerlerin fazla tüketiminin diyabet ve aşırı kilo alımına neden olmaktadır… Yağların aşırı ve yanlış tüketimi (özellikle de doymuş yağların), başta koroner kalp-damar hastalıkları olmak üzere, çok sayıda hastalık ve bozukluğa neden olur.
Günümüzde, METABOLİK SENDROM adı altında toplanan çoklu hastalık ve bozuklukların ortaya çıkmasında, yanlış ve fazla yağ tüketiminin rolü göz ardı edilmemelidir.
Arteriyel kan basıncının yükselmesi, diyabet, vücut yapısında ve eklemlerde bozukluklar, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarının yanı sıra, çok sayıda organ bozuklukları ve hastalıkları ortaya çıkacaktır. Bunun yanı sıra; kalorisi yüksek olduğu için aşırı kilo alma( vücut kitle indeksi; 18.5-24.9), şişmanlık( vücut kitle indeksi; 25-29.9) ve ölümcül şişmanlık(Vücut kitle indeksi; 30 ve üstü) gelişecektir…
İnsan sağlığında ve beslenmesinde çok önemli hatta mucizevi yeri olan zeytinyağı üretiminde Türkiye, dünyada dördüncü, zeytin üretiminde de ikinci sıradadır.
Kişi başına tüketim ise 1 kilogramdır. Oysa komşumuz Yunanistan’ da; 20 kilogram, İtalya’da 11 kilogram, İspanya ve Tunus’ da 10 kilogramdır. OBESİTE denilen felaket rüzgârını fast-food ve patates kızartmaları, cips ve margarinlerle dünyaya yayan ABD’de bu değerin kişi başına 450 gram olması da şaşırtıcı değildir…
Zeytinyağı; tekli doymamış yağ asidi içermektedir. Kandaki Kolesterol ve Trigliserit değerlerini yükseltmez. LDL ve VLDL(kötü-çok kötü huylu kolesteroller) değerlerini düşürür. HDL( iyi huylu kolesterol) değerini yükseltir.
 Zeytinyağı vücudumuzdaki ana damarlarımızda ve kılcal damarlarımızda tıkanmayı-kireçlenmeyi önlemektedir. Kandaki kolesterol-lipit parçacıklarının, ve taneciklerinin oluşmasının önüne geçer.
Kan viskozitesinin (yoğunluğu) artışı görülmez. Böylece, vücuttaki kan dolaşımının bozukluğundan kaynaklanan başta Kalp ve Damar hastalıkları olmak üzere, çok sayıda hastalık ve bozukluk görülmeyecektir. Örneğin; hipertansiyon, akciğer yetmezliği, mide, bağırsak hastalıkları, nörolojik hastalıklar ve fizik tedavi hastalıklarının görülme riski de azalacaktır...
Vücudumuzun sağlığı için ana öğelerimiz arasında vitamin ve mineraller, bağışıklık sistemimizi güçlendirerek, vücut direncinin dengesini sağlarlar. Bizi dış etkenlere karşı korurlar.
Hücrelerimizdeki DNA’ların kansere yol açabilecek değişimini önlerler. Bir diğer değişle ANTİOKSİDAN etkiye sahiptirler. Vitamin ve mineraller çoğunlukla çiğ tüketilen taze sebze, meyve ve salatalarda bulunur.
Yiyeceklerle vücuda alınan en önemli vitaminlerden A, D, E, K vitaminleri yağda erirler. Bu vitaminlerin bağırsaktan emilebilmesi ve kan dolaşımına katılabilmesi için yağlara, özellikle de zeytinyağına gereksinim vardır.
Zeytinyağı, safra taşları oluşumunu da önlemektedir. Zeytinyağı anne sütü gibi değerlidir. Büyüme ve gelişme evresindeki çocuklarımız ve gençlerimiz için çok değerli bir besin maddesidir…
Sıkma ve Sızma Zeytinyağını kızartmalarda kullanmak sakıncalıdır. Kızartma sırasında, dumanlanma noktası düşük olduğundan, soluğumuzu zorlayan duman ve pis bir kokuya neden olmaktadır.
Bunun yanı sıra, kızartma sırasında besin öğeleri içinde bulunan sağlığa zararlı kimyasal maddeler de ortaya çıkmaktadır. Bu maddelerin başında AKRİLAMİDLER gelmektedir. Cips ve patates kızartmalarında çok miktarda oluşarak kansere neden olduğu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Günümüzde rafine edilerek üretilen, dumanlanma noktası yüksek olan zeytinyağları kızartmalarda, aşırıya kaçmadan kullanılmalıdır.
Sonuç olarak; Ortalama ömrü 50-80 yıl olan kutsal zeytin ağacının ürünü zeytinlerimiz ve onlardan elde edilen zeytinyağı, sağlıklı ve uzun yaşamın ana öğelerinden biridir. Hepimize kutsal zeytin ağacı gibi uzun-sağlıklı-mutlu bir yaşam dileklerimle…

Yazan: Prof. Dr. Yıldız TÜMERDEM
(Çocuk ve Toplum Hekimi Uzmanı)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis