Küçük Hatalar Felâkete Sebep Olabiliyor…


Küçük Hatalar Felâkete Sebep Olabiliyor…

Ebu Cafer Sem’anî Kuddise Sirrûh'nin yolu Lübnan dağına düşüyor. Orada kendinden geçmiş, Allah ehlinden bir topluluğa tesadüf ediyor. Bir delikanlı da onlara hizmet etmekte... Delikanlı, dere-tepe, dağ, bayır dolaşmakta, bulduğu şeyleri getirmekte, hazırlamakta ve pişirmekte ve kendilerine takdim etmekte. Sem’anî Kuddise Sirrûh üç gün, onlarla bir arada kalıyor. Dördüncü gün kendisine diyorlar ki:

- Aramızdaki ahengi gördün! Haydi, sen de yoluna git ki, nasibin bu ahenk değildir. Ve Sem’anî Kuddise Sirrûh'ye dua ediyorlar. Sem’anî Kuddise Sirrûh çıkıb gidiyor. Aradan yıllar geçiyor. Bir gün Sem’anî Kuddise Sirrûh Bağdat sokaklarında dolaşıyor iken bakıyor ki bir genç pazarda tellallık etmekde. Evet bu genç, Lübnan dağındaki Allah ehline hizmet eden delikanlı... O’nun ta kendisi! Gayet laubali ve yırtık bir eda ile tellallık ediyor ve yakışıksız sözler söylüyor. Münasebetsiz haller gösteriyor. Sem’anî Kuddise Sirrûh hayretler içinde kalmış, gözlerine inanamaz olmuştur.

Bu ne düşkün ağız, bu ne iğrenç eda!

Sem’anî Kuddise Sirrûh'un dehşetler içinde kendisine baktığını gören genç, onun yanına geliyor:

- Bu hayret dolu bakışın neye? Beni tanımıyor musun yoksa?

- Tanır gibiyim. Sen Lübnan dağında Allah ehline hizmetini gördüğüm delikanlı değil misin?

- Evet, ben oyum.

- Yahu bu hale nasıl düştün?

- Küçük, pek küçük bir hata yüzünden.

- Ne gibi.

- Bir gün onlara yemek dağıtırken, iyi parçaları kendime ayırmıştım. Ondan sonra ne olduysa oldu. Bu hale düştüm.

Kıssadan Hisse:
Sem’anî Kuddise Sirrûh'un bahsettiği o delikanlı, suçunu pek küçük görüyor ise de, hakikatde öyle değil. Yemeğin iyi parçalarını kendisine ayırmakla, doğruluktan ayrılmış oluyor. Elbette ki doğruluktan ayrılmanın cezası da, küçük değil, büyük olur.

(Halkadan pırıltılardan)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)