Sabır Ve Tahammül
Sabır Ve Tahammül
Ashâb-ı
Kiram Radiyallahü Anhüm’dan biri bir gün en büyük musibetlere kimlerin hedef
olduklarını sordu.
Peygamberimiz
Sallallahü Aleyhi Vesellem: “Her türlü musibete herkesten ziyâde
peygamberler ma’rûz kalırlar. Diğer insanlar da ruhanî mertebelerine göre
imtihana ve musibete uğrarlar.” (İbn-i Mâce) buyurdular.
Cenâb-ı
Hakk Celle Celâlüh Kur’an-ı Kerîm’inde Resûlullah’a şöyle buyuruyor:
“Peygamberlerden
şeriat sahiplerinin sabrettiği gibi sen de sabret!” (Ahkâf, 35).
O Sallallahü
Aleyhi Vesellem da bütün sıkıntılara, Allah Celle Celâlüh’e dayanarak sabretmişlerdir.
Hz.
Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem; hicretten önce Mekke’deki 13 seneyi meşakkat,
felâket, ıstırap ve musibetler içinde geçirmiştir. Mekke ve Taif’in katı
yürekli şakileri tam 13 yıl O Sallallahü Aleyhi Vesellem’nunla alay ettiler.
O nu
Sallallahü Aleyhi Vesellem çeşitli işkencelere ma’rûz bıraktılar, her türlü
hakaret ve haksızlığa bile kalktılar. Bütün bu sıkıntılara ancak Resûl-i Ekrem
Sallallahü Aleyhi Vesellem gibi bir Peygamber-i Zîşân sabredebilirdi.
Allah
Celle Celâlüh’a yakın olanlar başarının kendilerine Allah Celle Celâlüh’ünün
bir lütfü olduğunu bilir ve O’na hamdederler.
Peygamberimiz
Sallallahü Aleyhi Vesellem de kendilerine bir nîmet, bir muzafferiyet nail
olunca; derhal şükran secdesine kapanırlardı.
Kaynak: Mevlâna Takvimi
Yorumlar
Yorum Gönder