Garip ne demektir? Garipler kimlerdir?
Garip ne demektir? Garipler kimlerdir?
Amr İbnu’l-As’ın
rivayet ettiğine göre bir Hadîs-i şerifte Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem
efendimiz şöyle buyurdular: “Allah’a en sevgili kullar, gariplerdir. Sahâbî
dedi ki;
“Kimdir garipler ya
Rasûlallah? Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdular: “Dini için
(dinini yaşamak için) halktan kaçan kimselerdir. Ki bunlar kıyamet günü Hz. İsa
ile haşr olunacaklardır.”
“Kim garip olarak
ölürse, Şehittir” hakikati üzere bu kimseler öldüklerinde şehittirler. Bunlar,
halkça meşhur olan ve bilinen gariplerdir. Ancak evliyaya göre garibin tarifi
başkadır. Evliyaya göre asıl garip; ya hâl itibariyle veya örf itibariyle olan
gariplerdir. Şeyhu’l-İslâm hazretleri bunları ayrı ayrı şöyle tarif ediyor:
“Hâlen garip olan
kimseler, fâsid olan ve günahların bolca işlendiği bir zamanda salih olan
kimselerdir, ilmen garip olan kimseler; cehaletin diz boyu olduğu zamanda, âlim
olan kimselerdir. Veya münafık bir kavim içerisinde, dosdoğru olan kimselerdir.”
İşte kendilerine “Müjdeler
olsun!” ifadesinin ve müjdesinin sunulduğu kimseler bunlardır.
Nitekim Ebu Hureyre’nin
rivayet ettiği bir hadiste Rasûlallah Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz
şöyle buyurmuşlardır:
“Muhakkak ki bu din
garip başlamıştır ve nihâyetinde garip olacaktır. Gariplere müjdeler olsun, Gariplere
müjdeler olsun. Gariplere müjdeler olsun!”
İbn-i Melek hazretleri
şöyle buyuruyor:
“Din ehli;
insanların arasında başlangıçta gariptiler. İnsanlar onları yalanlıyor ve hakir
gösteriyordu. Onlar en yakınları olan akrabaları arasında bile garip yaşadılar,
işte dinin (İslâmı’n) âhir zamanda da müntesipleri aynı garipliği
yaşayacaklardır.”
İlim ve irfanla
garip olan kimseler; dîde-i bâtınlarından hicabın kalkmış olduğu kimselerdir.
Bunlar bu haliyle kemâl mertebesine ermişlerdir. Ve gaybî sırlara vâkıf
olmuşlardır. Bunlar ulema ve ukala (akıl ehli olanlar) nezdinde gariplerdir.
Sefihler nezdinde değil.
Bunların hallerinden
ehl-i süver anlamazlar. Bunlar ancak akılların erdiği miktarca kendilerini
deşifre ederler, geri kalan durumlarda da gizlerler.
Benim hâlim sana
karşı kapalıdır.
Doğrusunu
açıklamıyorum.
Hadisin işaretiyle
söyleyeceğim.
Çünkü garibim, dil
bilmiyorum.
Onun için Şeyhu’l İslâm
hazretleri “Arif olan garip, garbilerin de garibidir. Zira o hem dünyada hem de
ahirette gariptir diyor.” Mevlânâ hazretleri bu hususta şöyle buyuruyor:
Zaten cihanda güneş
gibi misli bulunmaz bir şey yoktur.
Bakî olan cân güneşi
Öyle bir güneştir ki asla gurup etmez.
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder