Haramdan Kaçmanın Önemi

Haramdan Kaçmanın Önemi

Bir haramdan sakınmanın sevabı, bir farzı yapmanın sevabından kat kat çoktur. Haramdan sakınmak, farzı yapmaktan önce gelir. Mekruhtan sakınmak, sünnet işlemekten önce gelir. Günahtan kaçmak ibadet yapmaktan önce gelir.
Farzları yapmak kolay ama haramlardan kaçmak zordur. Zaten kişilerin birçoğu haramlardan kurtulamadıkları için farzları yapmada isteksiz görünüyor.
İnsan farzları lâyıkıyla yapmaya çalışırsa Allah’ü Teâlâ onu günahlardan temizleyerek haramlardan kurtarır. Ben günahkârım benim ibadetim kabul olmaz diyerek ibadetlerden vazgeçmemelidir. Bu tür düşünceler kişiye şeytanın bir vesvesesidir. Günahkâr olmayan kimse yok ki herkesin günahı var…
            Uzun yıllar Avrupa’da gayri Müslimler içinde yaşamış bir arkadaşım anlattı…
            Çalıştığım iş yerinde Hristiyan arkadaşlarım vardı. Müslümanlığa yatkın kişilerdi. Benim orucumu, namazımı merak ediyorlardı. Onlara Müslüman olmalarını teklif ettim.
            Dediler ki;
            “Eğer Müslüman olursak içkiyi, eğlenceyi, vs. bırakmamız gerekir. Biz hiç insan içine çıkmayalım mı?”
            Ben de dedim ki;
            “İşte biz insan içine çıkıyoruz. Sizi harama sürükleyenlerin içine çıksan ne olur, çıkmasan ne olur? Allah’ü Teâlâ temiz bir çevre nasip eder. Yeter ki isteyin başarırsınız! Bana istediğiniz kadar para teklif etseniz içki içmem. Çünkü içki haramdır, kendimi cehenneme atmış olurum. Dolaysıyla canım da içki istemiyor. Ama adamlar bazı haramlara öyle dalmış ki; bir türlü kurtulamıyor! Haramların tesiriyle iman etmekte isteksiz davranıyor. Tabi ki Müslümanlıkla şereflenenler de çok.”
            Bütün dünya bizim olsa, tüm karaların ve denizlerin hâkimi olsak, hatta bin yıl mutlu bir hayat yaşasak, imanın yerini tutabilir mi? Elbette ki tutamaz. Çünkü dünyanın bin sene en mutlu hayatı, Cennette bir saat yaşamaya bile denk değildir.
            Sadece yetmiş seksen sene için, haydi diyelim yüz yıl olsun… Bu kadar kısa bir süre için ebedi saadetimizi tehlikeye atıyoruz. Hatta kendi kendimizi bilerek yakıyoruz.
            Bir Müslüman’ın uzun yaşama isteği günah değildir. Müslüman der ki ya Rabbi ömrümü uzun et ki senin için daha çok ibadet ve hizmet edeyim. Cennet-i Alâ’da daha yüksek makamlar kazanayım. Müslüman olmayan biri der ki daha uzun yaşayayım ki dünya zevklerinden daha fazla faydalanayım, Cehennem azabından uzak kalayım.
Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
Küçük bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından daha iyidir. [R. Nasıhin]
Az bir haramdan kaçmak, seksen bin nafile hac sevabından efdaldir. [Deylemi]
Haramdan sakınan kimse ile oturmak ibadettir. [Deylemi]
Ahirette, helal kazancın hesabı, haram kazancın da azabı vardır. [İ. Ahlakı]
Duanızın kabul olması için helal lokma yiyin! Çok kimsenin yediği ve giydiği haramdır. Sonra ellerini kaldırıp dua ederler. Böyle dua nasıl kabul olunur? [Şir’a]
Haram işleyerek farz yapılmaz. Farzla haram bir araya gelince, yani farzı işlerken haram işlemek mecburiyeti olunca, haram işlememek için farz, duruma göre terk veya tehir edilir. Üstünde çok necaset bulunan kimse, avret yerini açmadan veya başka bir sebeple temizlemesi mümkün değilse, başka elbisesi de yoksa o haliyle kılar, çıplak kılmaz. Temiz elbise bulduktan sonra o namazı iade eder. Hatta temizleme imkânı olsa; ama yanında yabancılar varsa, temizlemeden namazını kılar. Çünkü başkalarının yanında avret yerini açmak yasak, necaseti temizlemek ise emirdir. Emir ile yasak bir araya gelince, yasaktan kaçılır. Yani avret yeri açılmaz. Bir emri yapmak, bir haramı işlemeye sebep olursa, haram işlememek için, o emir terk veya tehir edilir.
(Bu yazıda alıntılar vardır.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)