Kaç Çeşit Müslüman Var
Kaç Çeşit Müslüman Var
Bayram Müslüman’ı: Sadece bayramdan
bayrama ve kandil gecelerinde Müslüman olduğu aklına gelir. Bayram namazı kılar;
bayram ve kandil gecelerinde tebrikleşmesi yapar. Tatil beldelerine ve plajlara
gider. Sıla-ı Rahim yapmaz.
Ramazan Müslüman’ı: Sadece ramazandan
ramazana Müslüman olduğu aklına gelir. Oruç tutar, teravih kılar.
Cuma Müslüman’ı: Sadece Cumadan
Cuma’ya Müslüman olduğu aklına gelir, Cuma namazı kılar, diğerlerine karışmaz.
Mezarlık Müslüman’ı: Sadece cenazesi
olduğu zaman; Müslüman olduğu aklına gelir; kadınsa başını örter…
Gerdek Gecesi Müslüman’ı: Evlendiği gece,
gerdeğe girerken iki rekât namaz kılar; o kadar…
Musalla Müslüman’ı: Yakınları ölünce
musallaya kadar gelir. Kadınsa başını örter… Erkekse namaz kılar, camiye gider …
Bizzat şahit olduğum bir olayı anlatayım. Hali vakti
yerinde, sosyetik hayat yaşayan eczacı bir hanım ölmüştü. Cenazesine çok sayıda
bayan katılmıştı. Hepsi de saçlarını kuaföre yaptırmışlar; bazıları yarım
başörtü, bazıları da ayağa geçirilen galoşu başörtü diye takmışlardı; altından
saç boyası görünüyordu. Hayatımda ilk defa galoşun başörtü diye takıldığına
şahit olmuştum. Cenaze arabaya konup, mezarlığa gidince yarım başörtüler ve
galoşlar atıldı; her şey eski halinde
döndü.
Başı Sıkıştığında Müslüman: Başına bir
sıkıntı gelirse; Müslümanlık aklına gelir; sık sık dua etmeye ve namaza başlar.
Domuz Eti Yemeyen Müslüman: Bu tür
Müslümanlar da yalan-dolan, içki her türlü haramı işler; kul hakkı yer; namaz
abdest-hiçbir şey yoktur. Ama sofraya domuz eti gelirse; “Ben
Müslüman’ım, domuz eti yemem!” der.
Domuz eti yemediğin çok güzel… Fakat kul hakkı domuz
etinden daha da günah… Diğer haramları da işleme de Müslüman olduğunu o zaman
görelim!
Sözde Müslüman: Her türlü haramı
rahatlıkla işler, ibadetlerini ya hiç yapmaz, ya çok aksatır. “Niçin
namaz kılmıyorsun?” deyince “Çalışmak da ibadettir!” diyerek gereksiz
bir cevap verir. Peygamberimiz Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem hem
namaz kılıyor, hem çalışıyordu.
Sürekli laikliği savunur, şeriat,
hacı hoca düşmanlığı yapar. Sakallı, hacı, hoca bir hata yapsa; “Kıyamet
hacıdan hocadan kopacak!” diyerek bütün gücüyle İslâmiyet’e saldırır. “Sen
Müslüman değil misin?” deseler; “Benim kalbim temiz!” der.
Evlenme çağına gelince; sadece güzelliğine,
mesleğine, parasına yatına katına bakar. Müslüman olmasına, İslâmi bir hayat
yaşayıp yaşamadığına, takva ehli olup olmadığına dikkat etmez.
Çocuklarına Ayşe, Fatma, Ahmet, Mehmet gibi…
Müslüman isimleri koyar; Kur’an-ı Kerim kursuna göndermez; gönderse de; devam
ettirmesine, namaz kılmasına, oruç tutmasına giyimine, yediğine, içtiğine,
İslâm’ı yaşayıp yaşamadığına dikkat etmez. Çocuk sokakta, görsel ve sosyal
medyada ne görürse ona göre yetişir. Birisi “Çocuğun namaz kılmıyor, İslâmi
yaşantı yok, tesettürlü değil!” dese: “O
daha çocuk; önce okusun, ekmeğini eline alsın, namaza da oruca da başlar,
tesettüre de girer…” diyerek kendini avutur. Kendisi ileride “Namaza
başla, tesettüre gir!” diyecek olsa; çocuğun yaşı 15’leri geçmiştir. Artık
annenin de babanın da o çocuğa gücü yetmez.
Hakiki Müslüman: İman ve itikadını
ehlisünnet itikadına göre düzeltir. Allah’ü Teâlâ’nın emrettiği farzları ve Peygamber
efendimiz Aleyhisselâm’ın sünnetlerini yapmaya; Allah’ü Teâlâ’nın yasakladığı
haram ve mekruhlardan kaçmaya; çocuklarını İslâm ahlâk ve faziletine göre
yetiştirmeye çalışır. Bütün mahlûkata şefkat gösterir. Sürekli dinini ve
imanını güçlendirmek için doğru kaynaklardan ilim öğrenmeye, öğrendiklerini
uygulamaya; bidatlerden ve bidat ehli kişilerden uzak durmaya; Nehyi anil
münker ve emri bil maruf yapmaya, İslâmiyet’i yaymaya ve hizmet etmeye çalışır.
Namusunu korur, emanete hıyanet etmez, zamanın boşa geçirmez.
Allah’ü Teâlâ’nın rızasını kazanmaya; helâl kazanmak
ve helâl yemek için yaptığı işi en güzel yapmaya, tatlı dilli, güler yüzlü
olmaya; kul haklarından uzak durmaya her nerede olursa olsun, ne iş yaparsa
yapsın Rabbinin kendisini gördüğünü, kiramen kâtibi meleklerin kendisini
kameraya aldığını bir gün öleceğini ve her yaptığının hesabını vereceğini
bilir.
Doğruluk ve dürüstlükten ayrılmaz. Nefsine ve
şeytana uyarak bir günah işlediği zaman hemen tevbe eder.
Allah’ü Teâlâ’dan gelen her nimete hamd ve şükreder,
belâ ve musibetlere sabreder. Her geçen gün daha ileri gitmeye; kendisine,
ailesine, Ümmet-i Muhammed’e ve tüm insanlığa faydalı olmaya çalışır.
Hakiki Müslüman, okuyan, araştıran, kendini
geliştiren, eğitim, bilim, teknoloji ve çalışmaya önem verendir.
Ya Rabbi! Bizlere imanını taklitten tahkike
çevirmeyi, salih amellerini artırmayı ve selim kalp sahibi olmayı nasip eyle!
Hoşça kalın, dostça kalın, âlemlerin Rabbi olan
Allah’ü Teâlâ’ya emanet olunuz! Efendim!
Yorumlar
Yorum Gönder