Mü’min İçin Beş Bayram Vardır
Mü’min İçin Beş Bayram Vardır
قال
الإمام انس بن مالك رحمه الله: للمؤمن خمسة أعياد: كل يوم يمر على
المؤمن
ولا يكتب عليه ذنب فهو يوم عيد، اليوم الذي يخرج فيه من الدنيا بالإيمان فهو يوم
عيد، واليوم الذي يجاوز فيه الصراط ويأمن أهوال يوم القيامة فهو يوم عيد، واليوم
الذي يدخل فيه الجنة فهو يوم عيد، واليوم الذي ينظر فيه إلى ربه فهو يوم عيد.
Enes bin Malik Radiyallahü Anh Hazretlerinden rivayet edilir ki, ”Mümin İçin 5 Bayram daha Vardır.” (Mekasidut Talibin)
1-
Günah işlemeden
geçirdiği her gün onun bayramıdır.
Bir mü’min bir gün boyunca yani 24 saat geçtiği halde amel defterine hiçbir günah yazılmazsa o gün o mü’minin bayramıdır.
Cenab-ı
Hakk saf bir kulu günah işlediği zaman hemen meleklerine emir buyuruyor. “ey
meleklerim! Eğer o kulum 6 saat içerisinde tevbe etmezse defterine yazın, ama
benim kulum hatasını anlayıpta 6 saat içerisinde tevbe ederse ben o kulumun
günahını affettim. Sizde o günahı defterine kaydetmeyeceksiniz.”
Peki, bu iltimas, bu
kolaylıklar kimin için? Tabii ki ameli salih işleyenler içindir.
Bir kimse değil bir
fakülte 10 fakülte bitirse, devlet reisi olsa, zamanın en büyük makamına
otursa, iman olmasa, ameli salih olmasa ruh bedenden çıkınca gideceği yer
cehennemi zümera değil midir?
Ameli salih: Hz.
Allah’ın razi olduğu şeyi dinlemek demektir. Yalnız farzları vacipleri
sünnetleri işlemek değil, nehiylerden kaçmak demektir. Bir amelin Allah
rızasını kazanması için ameli salih olması lazımdır. Amelin salih olması içinde
2 şart lazımdır.
·
Peygamber
efendimizin sünnetine uygun olacak.
O büyük zatlar,
imam-ı Rabbani İmam-ı Azam Hz. O makama o mertebeye nasıl yükseldiler?
Noktasına kadar her işlerinde peygamber efendimizin sünnetinden bir an bile
ayrılmadıkları için.
Bir gün İmam-ı Azam
Hz. Abdesthaneye sağ ayakla giriyor da günlerce ağlıyor, gözyaşı döküyor. Tevbe
istiğfar ediyor. Niçin? En küçüğü de olsa bir sünneti yapmadığı için.
·
Ameli
ihlas ile yapmak.
İhlas: Hz. Allah’ın
bir sırrıdır. Kendi rızasını isteyenlere ve onu elde etmek için gayret sarf
edenlerin kalbine ihsan ettiği bir nimettir.
Hadis-i Şerif: ihlas,
niyet ve kalp rıza-i ilahinin gayrısından mücerred olup, ne melek bilir yazar,
ne şeytan bilir bozar.
Ameli salihi hakiki
iman sahipleri yapar. Hakiki iman sahibi nasıl olur? İslam, kendisine dünya ve
dünyanın içerisinden daha sevgili gelmesidir.
Akşemseddin
hazretlerinin 12 tane oğlu vardı. Bir gün hepsini yanına çağırıp, bakıyor ve
Elhamdülillah diyor.
Çocuklar kendileri
büyüdükleri için şükrettiğini zannediyorlar. Talebelerinden birisi:
“Efendim niçin
şükrettiğinizi anladım!” diyor. Akşemseddin hazretleri soruyor, o da: “Siz evlatlarınıza
bakıp kalbinizdeki Allah sevgisi üzerine galip gelmediğini görünce sevinip
şükrettiniz!” Diyor.
Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinin
gözü ağrıyor. Doktora gidiyor.
Doktor:
“Sakın gözüne su
dokundurma, eğer su sürersen kör olursun!” Diyor.
Eve gelen hazreti
Cüneyt abdest alıp 2 rekât namaz kılıyor ve yatıyor. Uyandığında gözündeki
bütün ağrıları geçmiş, eskisinden daha iyi görür olmuş. O sırada gaipten bir
ses:
“Cüneyt bizim için
gözünden geçti, eğer o bizi andığı vakit cehennem ehlinin affını isteseydi,
tamamı af olunurdu.” Diye nida olunuyor. Doktor geldiğinde ağrının tamamen
gittiğinin eserinin bile kalmadığını görünce:
“Bu hakkın ilâcıdır. Asıl bizim gözümüz hastaymış da haberimiz yokmuş!” Diyor.
2-
Şeytanın hile ve
kötülüklerinden emin olarak iman ve şahadetle ruhunu teslim etmesi onun
bayramıdır.
Mü’min ruhunu teslim ederken kelime-i şehadet ile
gitmesidir. Eğer insan dünyadan imanla çıkarsa; şeytanın hilesinden son
nefesinde kurtulursa o günde insan için bayramdır.
Hz. Lokman oğluna:
“Ey oğul, ölüm bir
hükümdür ki sana gelecek. Fakat ne zaman geleceğini bilmiyorsun. O seni
yakalamadan sen ona hazırlan.” Buyurmuştur.
Ölüm döşeğinde olan
hasta için güzel olan yüzünde bir ağırlık ve çirkinlik olmamak, sakin ve huzur
içerisinde bulunmak, dilinde bolca şehadet getirmek ve kalben Hz. Allah’a hüsnü
zan etmektir.
Suret güzelliğine
gelince rivayet edildiğine göre Rasulü Ekrem efendimiz:
Ölüyü 3 şeyde
murakabe ediniz.
·
Alnı
terlediği,
·
Gözleri
yaşardığı
·
Ve
dudakları kuruduğu vakit
Bu kendisine inen
Hz. Allah’ın rahmetidir. Boğazı sıkılmış gibi hırlar, yüzü kızarır, dudakları
kurur ve yağlanınca bu da Hz. Allah’ın gazabıdır.
Dilinde kelime-i
şehadet getirmek hayır alametidir. Çünkü peygamber efendimiz hadis-i şerifte
“ölülerinize kelime-i şehadeti telkin edin, zira o şehadet geçmiş hataları yok
eder.” Buyuruyor.
Son nefes çok
önemlidir. Zira insanın sonunun ne olacağı hiç belli olmaz. Onun içindir ki
hiçbir zaman hiçbir kimseyi hakir görmemelidir. Belki o son nefeste imanlı
gidecek, fakat sen son nefesinden emin misin? Cenab-ı Hakk sü-i hatimeden kötü
sondan muhafaza buyursun.
Terzilik yapan
birisi ne namaz kılar ne oruç tutar, günaha devam ettiği halde hiç tevbe
etmezmiş. Komşuları her zaman nasihat eder, sen böyle devam edersen yarın
Cenab-ı hakka ne cevap vereceksin? Diyorlar. Terzi ise “ben tevbe edeceğim
vakit her şeye tevbe edeceğim. O zaman Cenab-ı Hakk beni af eder.” Diyor. Bir
gün büyük zatlardan birisi geliyor ve ona şu şekilde soruyor:
- Dünyada sana en
çok kolay gelen şey nedir?
- Kumaşı alıp
makasla kesmektir. Diyor. Büyük zat
- Peki, Azrail Aleyhisselâm
geldiği zamanda kumaşı versem, kesebilir misin? Diye sorunca
- Sen ne diyorsun, o
zaman can derdinde nasıl keserim. Diyor. O anda o zat
- Ölüm anında sana
dünyada en kolay gelen şeyi yapamıyorsun da, bir defa bile kapısına varmadığın
hakkın huzuruna nasıl varacaksın, nasıl tevbe edeceksin? Diyor. Terzi
hakikatleri anlayıp, tevbe ediyor çok abid bir zat oluyor.
Beyazıt-ı Bestami
Hz. Kâbe-i şerifin orada bir gencin Kâbe-i şerifin duvarına dayanmış
hıçkırıklarla ağladığını görüyor. Gencin yanına giderek niçin ağladığını sual
ediyor. Genç evvela kimseye derdini söylemek istemiyor. Fakat Beyazıt-ı Bestami
Hz.’nin simasına bakıp nur yüzünü görünce onun mübarek bir insan olduğunu
anlayıp derdini anlatmaya başlıyor.
“Biz üç kardeştik. Büyük abim 30 sene müezzinlik yaptı. 30 sene sonra vefat edeceği zaman bizden Kuran-ı Kerim istedi. Getirdik. Kur’an-ı Kerimi eline aldı. ‘Bu kitap hak değildir. Batıldır.’ dedi ve imansız gitti. Onun küçüğü, abim 20 sene müezzinlik yaptı. O da öleceği zaman ölüm yatağında bizden Kuran-ı Kerim istedi ve getirdik. O da Kuran-ı Kerimi eline aldı ve ‘Bu kitap hak değildir, batıldır.’ Dedi ve o da imansız gitti. Ben de 10 senedir müezzinlik yapıyorum. Benim sonumda onlar gibi olur ben de imansız gidersem diye ağlıyorum.”
3-
Kıyametin korku ve
dehşetinden emin olup Sırat’ı geçmesi onun bayramıdır.
Kabirde meleklerin suallerine cevap verebildiği an
bayramdır. İşte o an sevin sevinebildiğin kadar.
Peygamber efendimiz
“mü’minin kabri 70 arşın enine, 70 arşın boyuna genişletilir.” Buyuruyor.
Mü’min ölüme
yöneldiği vakit, beraberinde kefen ve güzel koku bulunan güneş gibi parlak
melekleri Hz. Allah gönderir. Adamın göreceği yerde beklerler. Ruhu çıktığı
vakit yer ile gök arasında ne kadar melek varsa onun için istiğfar ederler. Gök
kapılarının tümü kendisi için açılır. Ve her kapı kendisinden geçmesini ister.
Ruhu Hz. Allah’a yükseldiği vakit melekler “ya Rabbi! Bu falan kulunun
ruhudur.” Derler. Cenab-ı Hakk “onu geri çevirin ve onun için hazırladığım
mükâfat ve iyilikleri ona gösterin. Zira ben ona vaat ettim. Sizi topraktan
yarattım ve toprağa iade edeceğim. Tekrar topraktan çıkaracağım.” Ruh mezarına
döner ve hatta kendisini defnedip dağılanların ayaklarının tıkırtılarını dahi
duyar. Son bir eziyet olarak melekler onu alabildiğine sıkıştırır. Ve “Rabbin
kim? Peygamberin kim? Dinin nedir? Diye sorarlar. Cevap verdiği vakit birisi
doğru söyledin diye seslenir. Sonra güzel yüzlü ve güzel kokulu birisi
karşısına gelir ve “nimetleri devamlı olan Allah’ın cennet ve rahmetiyle sana
müjdeler olsun.” Der.
Mü’min kabrinde
yeşil bir bahçe içindedir. Mezarı 70 zira genişletilir. Nurlandırılır ve ayın
14ü gibi parlar.
Kâfirlerin kabrinde
99 yılan kendisine musallat olur. Her yılanın 7 başı vardır. Isırır, sokar ve
dirilinceye kadar cismini zehirler.
Hz. Ömer vefat
ettiği zaman kabre konulduktan, cemaat dağıldıktan sonra, Hz. Ali, “bakalım
Ömer, sual meleklerine ne cevap verecek” diye merak ederek, kabrin bir
kenarına, eğilip beklemeye başlar. Biraz sonra beklenen melekler heybetle gelip
sorularını sormaya başlar.
— Rabbin kimdir?
Nebin kim? diye sormaya başlayınca hiddete gelen büyük halife, şu şekilde
sorar;
— Siz kimsiniz,
Buraya nereden ve niçin geldiniz? melekler, onun diğer insanlar gibi olmadığını
anladılar ve sorularına cevap vermeye başladılar:
— “Biz yedi kat
semadan, buraya sana kabir suali sormak için geldik. Bizi bu vazife ile Allah
vazifelendirdi, biz münker ve nekir melekleriyiz ve herkese aynı soruları
sormak bizim vazifemizdir” dediler. Hz. Ömer tekrar;
— Siz yedi kat
semadan geldiğiniz halde, Allah ı unutmadınız mı? diye sorunca, melekler,
kendilerinin vazifelerinin Allah’a ibadet etmek olduğunu ve unutmadıklarını
söylediler.
Melekler bu cevabı
verince, Hz. Ömer hiddetlenerek.
— Siz o kadar uzak
yerden geldiğiniz halde Allah ı unutmadınız da, ben koskoca Ömer iki karış
toprağın altına girmekle mi Allah ı unutacağım. Bir daha ümmeti Muhammed’e,
böyle çirkin surette gelmeyeceksiniz ve böyle yakışıksız sualler
sormayacaksınız. Bakın, şu anda sizi geri gönderiyorum, sakın bundan sonra
söylediklerimi unutmayın.
Meleklerle Hazreti
Ömer arasındaki bu hadiseye şahit olan Hz. Ali gözyaşlarını tutamayarak:
— Ya Ömer! Hakikaten sen Ömer-i Adilsin. Hayatın da, mematın da, ümmete rahmet senin, der ve ağlayarak kabri terk eder.
Beyazıt-ı Bestami hazretleri kabre girdiği zaman sual melekleri “Rabbin kimdir?” diye sorunca o: “Siz gidin beni Rabbime sorun. Eğer Hz. Allah ‘o benim kulumdur!’ derse ne ala, eğer demezse benim Rabbim Hz. Allah’tır desem ne fayda!” Buyuruyor.
4-
Cehennem ve azabından
kurtulup Cennete girdiği gün onun bayramıdır.
Mahşer gününde hesabı güzelce verir, sıratı geçer, amel defterini sağ taraftan alırsa ve sevapları, günahlarından ağır gelirse o kişi için 4. Bayramdır.
5- Cennete girdikten sonra kulun, Rabbül Alemine nazar ettiği, Cemal-i İlahi İle Müşerref olduğu gün mü’minin bayramıdır.
Kulun Rabbül Âlemine nazar ettiği cemali ilahi ile müşerref olduğu gündür. En büyük bayram da budur.
Yorumlar
Yorum Gönder