İslâm'ın Kadına Bakış Açısı

İslâm'ın Kadına Bakış Açısı

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“…Kadınlarla iyi geçinin (onlara güzel davranın)!..” (Nisâ, 19)

Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular:

“Cennet (sâliha) annelerin ayakları altındadır!” (Nesâî, Cihâd, 6; Ahmed, III, 429; Süyûtî, I, 125.)

Merhamet ummânı Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:

“Mü’minlerin îman bakımından en mükemmeli, huyu en iyi olanıdır. Sizin hayırlı olanınız, kadınlarına karşı hayırlı olanlardır.” (Tirmizî, Radâ’, 11)

Dolayısıyla, bilhassa günümüzde kadınlara yönelik gerçekleştirilen hak ihlâlleri ve şiddet, İslâm ahlâkını rûhen hazmetmemiş zorbaların vicdan yoksulluğudur. Ayrıca ruhsuz materyalist eğitimin kültürümüze yerleştirmeye çalıştığı, kadınlarla erkekler arasındaki sun’î ve haksız bir eşitlik yarışı da, aslında kadının, hanımlık ve annelik meziyetlerini zaafa uğratmakta ve onu farkında olmadan tüketmektedir. Bu asrın yorgun ve bitik kadını ile câhiliye devrinin ka­dını arasında sırf bir gardrop ayrılığı, yani giyim-kuşam farkı kalmıştır. Allâh’ın yüksek husûsiyetlerle donatıp eşlerine emânet ettiği kadının şahs-ı mânevîsine revâ görülen bu zulümler; gönüllerdeki Allah korkusunun, îman muhabbetinin ve ahlâkî meziyetlerin zaafa uğramasının açık bir göstergesidir.

Peygamber Efendimiz’in nezih hayatı, -değil kadına- bütün mahlûkâta karşı yapılan haksızlık ve terörlerle mücâdele içinde geçmiştir.

Burada şu hakikati de ifâde etmek gerekir ki;

İslâm’ın dışında, kadına değer verdiğini iddiâ eden bütün sistemler, ona sadece bir vitrin malzemesi olarak kıymet vermekte, arka plânda ise kadını ancak ekonomik ve nefsânî bir metâ olarak kullanıp ezmekte ve tüketmektedir.

Hâlbuki kadını sadece bir zevk vâsıtası görmek, onu nefsânî arzu ve heveslerin metâı olarak telâkkî etmek ve onun sadece cismânî özelliğiyle alâkadar olmak; büyük bir sefâlettir. Allâh’ın kadına verdiği yüksek husûsiyetlere karşı körlük ve kadının mânevî şahsiyetine karşı büyük bir nankörlüktür. (Osman Nûri Topbaş, Genç Dergisi, Nisan-2012)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

El-Mümît: Ölümü yaratan, ecelleri geldiğinde canlıları öldüren, mahlûkuna bağışlamış olduğu his ve hareket enerjisini zamanı gelince kesen demektir.

Kısa Günün Kârı
Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bir hadîs-i şerîflerinde de şöyle buyurmuşlardır:

“Allâh’ım! İki zayıf kimsenin, yetimle kadının hakkını yemekten herkesi şiddetle sakındırıyorum.” (Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ, ‘İşretü’n-nisâ, 64, [V, 363])

Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem’in bu ifâdelerinde ne büyük bir nezâket, zarâfet ve hassâsiyet görülmektedir. Kadınlara İslâm’ın lûtfettiği hakları ve insânî değeri verebilen başka bir sistem mevcut değildir.

Lügatçe
meziyet: Nitelik, özellik.
reva: Yakışır, yerinde uygun.
sefâlet: Sefillik.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)