Üç Arşın Toprak İçin Değer mi?
Üç
Arşın Toprak İçin Değer mi?
Adam,
sürekli daha fazla kazanmaya ve zengin olmaya çalışan bir çiftçidir.
Bir
gün daha verimli topraklara sahip olmak için toprakların geniş olduğu bir
memlekete gider. Oranın Reisine gider ve “Ben toprak sahibi olmak istiyorum,
sizde bolca toprak olduğunu ve isteyene verdiğinizi işittim.”
Reis,
“Evet isteyen herkese toprak veririm.” Ve gözünün gördüğü her yeri bir
şartla alabileceğini söyler. Reisin şartı şudur:
Toprak
sahibi olmak isteyen adam, bir noktadan başlayarak almak istediği toprağı küçük
çukurlar kazarak işaretleyecektir ancak, güneş batmadan istediği genişlikte
araziyi kazarak başladığı noktaya gelmek zorundadır, böylece akşama kadar ne
kadar arazi çevrelemişse hepsi kendisinin olacaktır.
Adam,
güneşin doğuşuyla hoşuna giden araziyi büyük bir hızla işaretlemeye başlar,
yolun yarısı geçmiştir ki güzel bir arazi daha görür.
“Burayı
da arazimin içine katarsam iyi olur, verimli bir alan” der.
Sağa
doğru koşu alanını daha da fazla genişletir, güneşin batmasına az kalmıştır,
koşmaktan ayakları yara içinde kalmıştır, çok yorulmuştur, ama ne olursa olsun
başladığı yere güneş batmadan yetişmek zorundadır. Hırs gözünü bürümüştür.
Hızını arttırır, var gücüyle koşar. Alkışlar içinde güneşin batmasına saniyeler
kala başladığı yere yetişir ve o yorgunlukla yığılır kalır, etraftakiler
seslenir ama cevap alamazlar, adamın ağzından kan gelmiş ve ölmüştür.
Adam
Reisin emriyle hemen olduğu yere gömülür. Ve burada ibret verici o son sözü
söyler bize Tolstoy:
“Onun
İhtiyaç Duyduğu Üç Arşın Kadar Bir Topraktı…’’
Tolstoy
Yorumlar
Yorum Gönder