Sanma Ey Hace!
Sanma Ey Hace!
Sanma ey hace ki senden zer ü sim isterler
Yevme la yenfau da kalb-i selim isterler.
Alem-i bi meh ü hurşid ü felekde her giz
Ne muhendis ne müneccim ne hâkim isterler.
Kible-i ma'niyi fehm eylemeyen kec revler
Sehv ile secde edip ecr-i azim isterler.
Berzah-ı havf ü recadan geçe gör nakam ol
Dem-i ahirde ne ummid ü ne bim isterler.
Unutup bildiğini arif isen nadan ol
Bezm-i vahdette ne ilm ü ne alim isterler.
Alem-i bi meh ü hurşid ü felekde her giz
Ne muhendis ne müneccim ne hâkim isterler.
Harem-i ma'niye biganeye yol vermezler
Aşina yi ezeli yar-i kadim isterler.
Sakin-i dergeh-i teslim-i riza ol daim
Bermurad itmeğe hizmette mukim isterler.
Dergeh-i fakra varıp dirliğini arz etme
Anda her giz ne sipahi ne zaim isterler.
Aşık ol serbet-i vasl ister isen kim aşık
Çaresiz derd arayıp renc-i elim isterler.
Ni'met-i zahire dilbeste olan gürsineler
Muzd nan pareye cennat-i naim isterler.
Kible-i ma'niyi fehm eylemeyen kec revler
Sehv ile secde edip ecr-i azim isterler
Ezber et kissa-i esrar-i dili ey Ruhi
Hazır ol bezm-i İlahi'de nedim isterler.
İskender Pala'nın kaleminden:
Ey efendi Sanma ki senden altın ve gümüş isteyecekler
Hayır Yevme la yenfau da ancak kalb i selim isterler
Beyitte Şuara suresinin 88 89 ayetlerini telmih
mevcut olup;
Yevme la yenfau malun vela benun / Illa men
eta'llahe bi kalbin selim buyurulmaktadır. Mealen O gün (kiyamette) mal da
fayda vermez evlatlar da / Ancak sağlam bir kalb ile Allah'ın huzuruna gelenler
müstesna demek olur ki şair ahirete temiz kalb ile gitmek gerektiğini vurgulamaktadır.
Korku ve ümit merhalesinden geçip nakam olmaya bak
Yoksa son nefeste ne korku ne de ümit işe yaramaz.
Eğer arif isen bildiklerini (vesveselerini) unutup
bilmezlik makamında kal
Çünkü vahdet bezminde ne ilim ne de âlim isterler.
(Gerçek) ay ile güneşlerin kaybolup gittiği şu
dünyada ve gök kubbenin altında
Ne mühendis ne müneccim ne de filozof olmak kar
etmiyor.
Bu beyti şu güneş imiş şu ay imiş gibi ayrımların yapılmadığı
gerçek âlemde mühendis de olsan müneccim yahut filozof da faydası yok şeklinde
anlamlandırmak da mümkündür.
Bigâne olanları manaların harem dairesine girmeye
bırakmazlar
Oraya girebilmek için ta ezelden aşinalar ve kadim
dostluklar (Allah’ı bilmek ve O'nun dostu olarak yaşamak) istenir.
Daima Hakk'ın rızasına teslimiyet dergâhında ikamet
et
Çünkü bir kişiyi muradına erdirmek için hizmette
devamlılık isterler.
Fakir dergâhına varıp maaşının yüksekliğinden dem
vurma
Çünkü orada asla ne üst düzey paşalar ne de prensler
(yüksek bürokratlar) isterler
Günü geldiğinde vuslat şerbetinden içmek istersen
gerçek âşık ol.
Ancak bil ki âşıklar gerçek aşka ulaşabilmek için
çaresiz dertler arayıp elim sıkıntılar isterler
Gösteriş nimetine gönül bağlayan gerçek fakirler bir
parça ekmek parasına karşılık naim cennetlerini istiyorlar.
(Garip doğrusu Dilenciye çeyrek ekmek parası sadaka
vermekle cenneti kazanılacak sanıyorlar).
Gerçek manalar kıblesini idrak edemeyen aykırı
gidişatlılar
Kazara bir secde ederler de hemen ardından (ömürleri
taatle geçmiş gibi) en büyük ecirleri isterler Demek bayram namazına gitmekle
yıllık ibadetini tamamladığını sanıp sofuluk taslayanlar XVI asırda da varmış.
Ey Ruhi Gönül sırlarına ait kıssayı ezberleyip
kendini hazırlıklı tut ki
Yarın Allah'ın huzuruna varıldığında tatlı dilli
sohbet adamı (kulluğunda eksiği olmayan dost) isterler. (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder