Dürüst İnsanlarla Arkadaşlık Kurun
Dikkat! Dikkat!
Muhterem
dostlar aşağıya bir alıntı yazı yayınlıyorum. Dürüst insanlarla arkadaşlık
kurun diyor. Çok güzel bir yazı... Allah’ü Teâlâ razı olsun, çok güzel kaleme
alınmış. Ama ne yazık ki dürüst insan bulmak neredeyse imkânsız... O sebepten her
kardeşimi dürüst insan ararken ince eleyip sık dokumaya davet ediyorum. Hatta akrabalardan
bile dürüst bulmak neredeyse imkânsız. Ümitsizlik yok ama… Yüreğimiz öyle
yanmış, öyle yanmış ki… Galiba ahır zaman alâmetleri… Tekrar ediyorum arkadaş
edinirken, dost edinirken çok dikkatli olalım. Çaktırmadan birkaç defa
deneyelim!
Hoşça kalın,
dostça kalın, Allah’ü Teâlâ’ya emanet olunuz efendim!
Dürüst İnsanlarla Arkadaşlık Kurun
Evlilik
sosyal hayata adım atmanın farklı bir boyutu. Bu yol ile yeni bir ortama giren
kadın ve erkek, derken kalabalık bir topluluk olan aile kadrosuna geçiş yapar. Bunu
fırsat bilen bazı eşler, pek çok insanın varlığını öne sürerek eşinin yeni
arkadaşlıklar geliştirmesine engel olur. “Annem sana yetiyor, kız kardeşim
ile alışverişe çık!” gibi söylemlere yönelir. Hatta bazı vakit akrabaları
da saymaksızın her şeyiyle bir başına eşinin arkadaşı, dostu, ahbabı olmaya çalışır.
“Eşime yetmeliyim” düşüncesi ile iyi niyet
adına böyle bir tutum geliştirilse de, eş açısından durum çok farklıdır. Adeta
yalnızlığa itilen eş farklı kimseler, tanıdık yüzler, dost eller arar durur.
Hep aynı kişiyle sürdürdüğü hayat onu bunalıma itebilir, depresif yapabilir.
Evlilik,
iki kişiden müteşekkil bir “yalnızlar ordusu” olmamalıdır. Eşler kendi ruh
dünyalarına uygun, fikirlerini paylaşmaktan zevk alacağı, sevgisini, saygısını,
güvenini hak edecek arkadaşlar, dostlar da edinmelidir. Kurulan dostluklar
sayesinde daha enerjik, daha hareketli, daha güzel, daha dolu bir hayat
yaşanmış olur. Böylesine zenginleşen bir hayatın sahibi olan kimseler hem
ailesine hem çevresine karşı fedakâr olacaktır.
Arkadaş
edinmenin olumlu yanlarından biri de, sıkıntı ve dertleri paylaşmak için ruh
frekanslarının tutacağı birisini bulmuş olmaktır. Her insanın kendine has
beklentileri, endişeleri, tasaları vardır. Bunların bir kısmı basit, küçük
şeylerdir. Bir arkadaşa açılıp anlatıldığı vakit ondan gelen bir tavsiye, bir
omuz desteği ile çarçabuk unutulur gider. Eskilerin psikologlara, terapi
merkezlerine ihtiyaç duymamalarının altında işte bu akraba, çevre ve arkadaş
desteği yatardı. Şimdi insanlar ne arkadaş ediniyor ne de dertlerini,
neşelerini paylaşacak birilerini arıyor. Bireyselleşen insan her şeyde olduğu
gibi bu noktada da yalnız başına hareket edeceğini, olumsuzluk adına ne varsa
hepsini teker teker ortadan yok edeceğini zannediyor. Yüklendiği sıkıntının
ağırlığıyla ezildiğini, zar zor nefes aldığını fark edemiyor bile.
Unutmayalım,
hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah (cc) Hz. İbrahim’i (as) dost edinerek biz
aciz, zayıf, fakir insanoğluna “dost edinin” mesajı da veriyor olmalı.
Bireysellik, sosyal hayatın değerlerini kaybetmeden yaşanırsa değer kazanır. Bu
da ahlâklı, yani, iyi, dürüst insanlarla dostluk kurmaya bağlıdır.
Ali FERŞADOĞLU
Yorumlar
Yorum Gönder