Kayıtlar

İslâm Ülkelerinin Bilimden Uzak Kalmasının Sebebi

Resim
  İslâm Ülkelerinin Bilimden Uzak Kalmasının Sebebi   Aziz Sancar (d. 8 Eylül 1946, Savur, Mardin), Amerikalı, Türk doktor, akademisyen, biyokimyager ve moleküler biyologdur. 2015 yılında, Tomas Lindahl ve Paul L. Modrich ile birlikte DNA onarımına ilişkin çalışmaları nedeniyle Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülmüştür. 8 Eylül 1946 tarihinde Mardin'in Savur ilçesinde doğan Aziz Sancar, 1997 yılından beri ABD'deki Kuzey Karolina Üniversitesi'nde görev yapmaktadır.[10] Son 20 yıldır DNA onarımının pek çok parçasının tanımlanmasında kullanılan biyokimyasal yaklaşımlardaki öncülüğü ile tanınır.[11] Aynı zamanda Mehmet Özdoğan ile birlikte ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilen ilk Amerikalı Türk'tür. Sancar, hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları nedeniyle 2015 yılında Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır. Aziz Sancar’ın geliştirip ismini koyduğu "maxicell tekniği" ve kendi bu

Son Nefes -2-

Son Nefes -2-   Güzel bir kul olarak bu fânî âleme vedâ edebilmek için sayılı olan nefesleri son nefese hazırlamak zarûrîdir. Yâni mes’ud bir âhiret hayâtı için amel-i sâlihlerle müzeyyen, güzel, feyizli, huzurlu ve istikâmet üzere bir dünya hayatı elzemdir. Zîrâ hadîs-i şerîfte buyurulduğu üzere:   “Kişi yaşadığı hâl üzere ölür ve öldüğü hâl üzere haşrolunur.” (Münâvî, Feyzü’l-Kadîr Şerhu’l-Câmii’s-Sağîr, V, 663)   Bunun sayısız misâlleri vardır. İbret ve hikmet dolu bu misâllerden bir tanesi şöyledir:   Adapazarı’nda bir müezzin efendi, muhterem pederim Mûsâ Efendi Kuddise Sirruh’un bir ziyaret sohbetine, öğle namazındaki vazifesini ikmâl ettikten sonra gelmekte iken, bindiği bisikletle kendisine yanan yeşil ışıkta yolun diğer tarafına geçmektedir. Bu esnada çok hızlı gelen ve ona yanmakta olan kırmızı ışıkta duramayan bir başka araç, çok sür’atli olarak müezzin efendiye çarpar. Çarpmanın şiddetinden ötürü müezzin efendi havalanıp yere düşerken son nefesinde bu dünyay

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -8-

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -8-   01- Allah kerimdir amma kuyusu da derindir. İp ve kova olmayınca su çıkmadığı gibi, nur ve feyz de çıkmaz. 02- Atomun arz üzerinde müddet-i tesiri elle sene olduğu gibi, decâcilenin bu ümmet üzerinde müddet-i fesâdı dahi elli senedir. 03- Benim evlatlarıma Tarih öğrenmek farzdır. 04- Benim evlatlarım, bildiğinin âlimi, bilmediklerinin tâlibidirler. 05- Benim evlatlarımın her biri bir Süleymandır. Ben daha yüz sene yaşayacağım. 06- Benim evlatlarım, Yusuf Aleyhisselâm güzelliğindedir. 07- Ben size "eceztü" dediğim zaman sizler alim olmadınız, ilmin anahtarlarını almış oldunuz. Bu aldığınız anahtarla Anadoluya gidecek, büyük büyük kitapları açacaksınız ve onun içindeki hakikatleri Ümmet-i Muhammedin evladına anlatacaksınız. 08- Ben şu denî dünyayı, evlâtlarımın kirli tırnağına değişmem. 09- Bir meşaiyyun var, bir de işrakiyyun var. İşrakiyyun: Önce inanıyor, sonra hikmetini araştırıyor. Meşa

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -7-

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -7-   01- Rüya Bahsi Bizim sâdâtımız (seyyidlerimiz “-   büyüklerimiz) rüyaya diğer turuk sâdâtı (diğer tarîkat büyükleri) gibi ehemmiyet vermezler. Çünkü mânâlar kuvvette olan umûru işâr ederler (Kuvvede olan hususları bildirip haber verirler). Mânâlardan ancak tâlibin ne gibi şeylere müstaid (istidatlı) ve kâbil (kabiliyyetli) olduğu anlaşılır. O, eşyanın bil fiil tahakkukuna aslâ delâlet eylemez. Rüyalar, tebeddülât-ı ahvâle ve evsâfa kâbiliyet husûlünü, tâlibin merâyâ-yı âfâk ve emsâlde müşâhede etmesinden ibârettir (yani rüyalar; tâlibin, ahvâl ve evsâf değişikliklerine kâbiliyetinin husûlünü, misaller ve âfâk aynalarında görmesinden başka bir şey değildir). Avâlim-i âfâkiyyeden, misâl âleminden vârid ve mütezâhir ve meşhûddur (âfâk âlemlerinden, misâl âlemlerinden gelen, tezâhür edip görülendir). Bir kimse rüyâda padişah olduğunu, tahta cülûs ettiğini (tahta oturduğunu), hükmünün memlekette nâfiz ve merî (müessir ve me