Kayıtlar

Ağustos, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -6-

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -6-   01- Kaç Çeşit Yakîn Vardır? “Eğer İlmül-yakîn ile bilmiş olsaydınız, (çoklukla böbürlenmezdiniz). And olsun, o cehennemi mutlaka göreceksiniz. Sonra onu, elbette ki aynül-yakîn ile göreceksiniz.” (Sûre-i Tekâsür, 5-7) İlmül-yakîn, aynül-yakîn, hakkul- yakîn vardır. Meselâ zindanı bilmek "ilmül-yakîn", onu görmek "aynül-yakîn", zindana girmek de" hakkul-yakîn"dir. Bu cihetten "aynül-yakîn" ehlinin hâli, "ilmül-yakîn" ehlinden üstündür. "Hakkul-yakîn" ise "aynül-yakîn" in fevkindedir. Hazret-i Mevlâ, Tekâsür sûre-i celîlesinde, "ilmül-yakîn" ve "aynül-yakîn" buyurdu da ehl-i îmâna olan lûtuf ve kereminden dolayı "hakkul-yakîn" buyurmadı. Eğer, "hakkul-yakîn" buyurmuş olsaydı; herkesin mutlaka, hiç olmazsa bir defa cehennemi "hakkul-yakîn" görmesi îcab ederdi. "Hakîkatühakkıl-yakîn" ise, Re

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -5-

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -5-   01- Kaç Çeşit Yakîn Vardır? “Eğer İlmül-yakîn ile bilmiş olsaydınız, (çoklukla böbürlenmezdiniz). And olsun, o cehennemi mutlaka göreceksiniz. Sonra onu, elbette ki aynül-yakîn ile göreceksiniz.” (Sûre-i Tekâsür, 5-7) İlmül-yakîn, aynül-yakîn, hakkul- yakîn vardır. Meselâ zindanı bilmek "ilmül-yakîn", onu görmek "aynül-yakîn", zindana girmek de" hakkul-yakîn"dir. Bu cihetten "aynül-yakîn" ehlinin hâli, "ilmül-yakîn" ehlinden üstündür. "Hakkul-yakîn" ise "aynül-yakîn" in fevkindedir. Hazret-i Mevlâ, Tekâsür sûre-i celîlesinde, "ilmül-yakîn" ve "aynül-yakîn" buyurdu da ehl-i îmâna olan lûtuf ve kereminden dolayı "hakkul-yakîn" buyurmadı. Eğer, "hakkul-yakîn" buyurmuş olsaydı; herkesin mutlaka, hiç olmazsa bir defa cehennemi "hakkul-yakîn" görmesi îcab ederdi. "Hakîkatühakkıl-yakîn" ise, Re

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -4-

  Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -4-   01- İnsana Verilen Yedi Anahtar İbn-i Mesûd (radıyallâhu anh)tan rivayet edilen bir hâdis-i şerifte beyan olunur ki: "Kur’ân-ı Kerim 7 kapıdan nazil olmuştur." İnsanlara da 7 anahtar verilmiştir. •   Birinci anahtar, kalb. Kalbi nur ile dolan kimseye bir kapı açılır. Kur’ân ın bir türlü manasını vermeğe vâkıf olur. •   İkinci anahtar ruh. Ruhu nurlanan kimseye, diğer bir kapı açılır ve başka bir mana vermeğe muktedir olur. •   Diğer anahtarlarda; sır, hafî, ahfâ, nefs-i nâtıka, nefs-i küllîdir. İşte bu latâif-i sebanın (yedi lâtifenin) hepsini nur ile dolduran kimseye 7 kapı açılmış olur ki, her biriyle bir başka esrara vâkıf olur.   02- İnsanın Letaifi İnsan on atifeden mürekkeptir. Bu letaifin beşi âlem-i emirden, beşi âlem-i halktandır. Âlem-i emirden olan beş latife; Kalp, ruh, sır, hafi, ahfa’dır. Bunların usulü (asılları) arş-ı mecidin fevkindedir (üstündedir). Cevahir-i mücerrede ol

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -3-

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -3-   01- Hakiki Mürşid Ağaç nasıl ki, gövdesinden değil de meyvesinden iyi anlaşılırsa, mürşid-i kâmil olan kişilerde, gösterişli zahir hallerinden değil, meyve ve mensuplarından yani yetiştirdikleri kimselerin güzel hallerinden anlaşılır. Ve bu suretle kendilerine tâbi olmak, manevî feyzinden her hususta istifade etmek caiz ve sahih olur. Şöhreti arşa çıksa, hakikî mürşidin misali, meyvesidir.   02- Haset Nefsin kuvvetli hastalıklarından biri haset olduğu gibi, şeytanın kuvvetli tasarruflarından biri de vesvesedir. Kuran-ı Kerimin, tertibinde haset ve vesvese ile nihayet bulması, bu işin ehemmiyetine işaret eder. Habis nefsin bütün arzuları menfaat olup, emel ve arzuların tavanı yoktur. Menfaatperest insanlar, nefsin köleleridir. İmam-ı Rabbanî evlatları ise, şöyle düşünür: Herkes Müslüman olsun, Hak yolunu bulsun. Bizden evvel cennete girsin. Zengin ve âlim olsun. Bizler de Hak yoluna hâdim olalım (hizmet edelim), d

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -2-

Süleyman Hilmi Tunahan Kuddîse Sirrûh’tan Nasihatler -2-   01- Bizim Vazifemiz Aşı Yapmaktır Bizim vazifemiz aşı yapmaktır. Zorla ağaç meyve vermediği gibi insan da zorla irşâd olmaz. Zorla yapılan iş semere vermez. Aşı ise iki kısımdır. ·         Nûr, ·         Zulmet. Zulmetin aşısıyla meşgul olanlar çok. Neticesi vahim olan bu işle başlarına bela bulanlar, sayılara sığmıyor. Biz nûr aşısıyla meşgûlüz. Ağacı, güzel meyve vermeye zorlayıp sopa ve balta ile vurulsa, altına ateş yakarak tehdit edilse, bozuk meyvelerini iyi yap, iyi çıkar, tembih ve tehdidinde bulunulsa, hiç kâr etmez. Ancak aşılamak suretiyle meyvesi değişip, menfaat hâsıl olur.“ ”Bizim yolumuz, iman, İslâm ve Ahlak-ı Muhammediyeyi aşılamaktan ibarettir.” Bizim bu âlemde biricik emelimiz var. O da Ümmet-i Muhammedin evlatlarının kalplerine Fuyuzat-ı Muhammediyeyi aşılamaktır.“   02- "Biz Onu Çoban Abdullah’a Verdik" Bâyezîd-i Bestâmî (kuddise sırruh) hazretlerinden, birisi kerâmet talebin