Cennet’in Dereceleri

Cennet’in Dereceleri

 

Cennet’te yüksek derecelere kavuşanlar:

·        Müslümanlara selâm verenler,

·        Fakirlerin ihtiyaçlarını giderenler,

·        Geceleyin herkes uykuda iken namaz kılanlar,

·        Cemâat ile namaz kılmak için yaya yürüyenler,

·        Sünnet üzere mükemmel abdest alanlar,

·        Mescidlerde namaz kıldıktan sonra, sonraki namaz vaktini gözetenlerdir.

Cennet’te bulunanlar yüzyirmi saf olur. Seksen safı Muhammed aleyhisselâmın ümmetinden, kırk safı diğer ümmetlerden olur.

Nitekim hadîs-i şerîfde:

"Cennet’tekiler yüz yirmi saf olur. Sizler o saflardan seksen saf olursunuz!" buyuruldu.

Cennet’te derecelerin yükselmesi için şefâat vardır. Allahü teâlâ Tûr sûresinin 21. âyet-i kerîmesinde meâlen; "Kendileri mü’min olup, evlâdları da îmânda kendilerine uyanların evlâdlarını onlara ilhak ederiz. Yâni aynı derecede olurlar. Amellerinden bir şey eksiltmeyiz, Fadl-ı ilâhî ile evlâdlarının dereceleri onlara ulaşır." buyurdu.

Abdullah ibni Abbâs Radıyallahü Anhümâ buyurdu ki:

"Mü'min Cennet’e girince; annesini, babasını ve çocuklarını sorup; "Mertebeleri nerededir?" der.

Cevâbında:

"Senin ulaştığın mertebeye onlar erişemediler!" buyurulur.

Bunun üzerine:

"Ben, kendim ve onlar için amel ettim. Onlara şefâat ederim!" der.

Allahü teâlâ emredip:

"Akrabâsı onun derecesine çıkarılsın!" buyurur. Allahü Teâlâ’nın fadlı ile o dereceye kavuşurlar.

Tefsîr âlimleri buyurdular ki: Büyük ve küçük çocuk, babaları ve anneleri ile, babalar da çocukları ile beraber olup dereceleri eşit olur. Böylece dâima birbirleri ile görüşürler, sevinç ve sürûr içinde olurlar.

İlmi ile amel eden âlimlerin, sıddîkların, velîlerin ve şehîdlerin çocukları ile seyyidler için çok yüksek mertebeler vardır.

Peygamberler ve âlimler, Cennet’te olanlara derecelerinin yükselmesi için şefâat ederler.

Allah’ü Teâlâ Zümer sûresi 20. âyetinde meâlen:

"Fakat Rablerinden korkanlara, üzerlerinde (başka başka) üst üste binâ edilmiş konaklar, altlarından ırmaklar akan yüksek (Cennet) menzilleri vardır. Bu, Allah'ın vâdidir. Allah vâdindan dönmez." buyurdu.

 

Selman SEVEN


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis