Cehennemden Kurtaran İp: NAMAZ
Cehennemden Kurtaran İp: NAMAZ
İmâm-ı Rabbânî Kuddisi Sirrûh hazretleri talebelerinden Şeyh
Abdülhay Kuddisi Sirrûh’a yazdığı nasîhat dolu bir mektupta buyuruyor ki:
“İslâmın beş şartını yerine getirmeye can ve gönülden
çalışmalıdır. Bunlar arasında bedenle yapılacakların en mühimi, dînin direği
olan namazdır. Nitekim, Kur'an-ı kerîmde Ankebût sûresi 45. âyetinde meâlen:
“Kusûrsuz kılınan bir namaz, insanı pis, çirkin işleri işlemekten
korur.” buyrulmaktadır.
Namazın edeblerinden bir edebi kaçırmayarak kılmaya gayret
etmelidir. Namaz tamam kılınabildi ise, İslâmın esas ve büyük temeli kurulmuş
olur. Cehennem'den kurtaran sağlam ip yakalanmış olur. Allahü Teâlâ hepimize,
doğru dürüst namaz kılmak nasîb eylesin!
Namaza dururken; “Allahü ekber” demek; Allahü Teâlâ’nın,
hiçbir mahlûkun ibâdetine muhtâç olmadığını, her bakımdan hiçbir şeye ihtiyâcı
olmadığını, insanların namazlarının O'na faydası olmayacağını bildirmektedir.
Namaz içindeki tekbirler ise; Allahü Teâlâ’ya karşı yakışır
bir ibâdet yapmaya liyâkat ve gücümüz olmadığını gösterir.
Rükûdaki tesbihlerde de, bu mânâ bulunduğu için, rükûdan
sonra, tekbir emrolunmadı.
Hâlbuki secde tesbihlerinden sonra tekbir söylemek emrolundu.
Çünkü secde, tevâzû ve aşağılığın en ziyâdesi, zillet ve küçüklüğün son
derecesi olduğundan, bunu yapınca, hakkı ile tam ibâdet etmiş sanılır. Bu
düşünceden korunmak için secdelerde yatıp kalkarken, tekbir söylemek sünnet
olduğu gibi, secde tesbihlerinde a'lâ demek emrolundu.
Namaz, mü’minin mîrâcı olduğu için, namazın sonunda, Peygamber efendimizin mîrâc gecesinde söylemekle şereflendiği kelimeleri yâni; ‘Ettehıyyâtü’yü okumak emr olundu. O hâlde namaz kılan kimse, namazı kendine mîrâc yapmalı. Allahü Teâlâ’ya yakınlığının nihâyetini namazda aramalıdır...”
Türkiye Gazetesi 28.03.2022
Yorumlar
Yorum Gönder