Osmanlı Devleti Nerelerde, Ne Kadar Hüküm Sürdü?
Osmanlı Devleti Nerelerde, Ne Kadar Hüküm Sürdü?
Sıra |
Hangi Devlet Osmanlı Devleti Egemenliğinde Kaldı |
Kaç yıl? |
01 |
Bulgaristan |
545 |
02 |
İsrail |
402 |
03 |
Fas |
50 |
04 |
Yunanistan |
400 |
05 |
Ürdün |
402 |
06 |
Moritanya |
50 |
07 |
Girit Adası |
267 |
08 |
Irak |
402 |
09 |
Nijer |
400 |
10 |
Ege adaları |
541 |
11 |
S. Arabistan |
399 |
12 |
Çad |
400 |
13 |
Arnavutluk |
435 |
14 |
Yemen |
401 |
15 |
Senegal |
400 |
16 |
Yugoslavya |
539 |
17 |
Sırbistan |
539 |
18 |
Makedonya |
539 |
19 |
Karadağ |
539 |
20 |
Bosna-Hersek |
539 |
21 |
Kosova |
539 |
22 |
Hırvatistan |
539 |
23 |
Slovenya |
539 |
24 |
Katar |
400 |
25 |
Nijerya |
400 |
26 |
Romanya |
490 |
27 |
Bahreyn |
400 |
28 |
Kamerun |
400 |
29 |
Macaristan |
160 |
30 |
Kuveyt |
381 |
31 |
Gambiya |
400 |
32 |
Çek Cumhuriyeti |
20 |
33 |
Slovakya |
20 |
34 |
B. A. Emirlikleri |
400 |
35 |
Gine |
400 |
36 |
Polonya |
25 |
37 |
D. Türkistan |
15 |
38 |
Bornu |
400 |
39 |
Batı Rusya |
25 |
40 |
Endonezya |
25 |
41 |
Uganda |
400 |
42 |
Beyaz Rusya |
25 |
43 |
Malaya |
25 |
44 |
Habeşistan |
350 |
45 |
Avrupa Rusyası |
291 |
46 |
Singapur |
25 |
47 |
Cibuti |
350 |
48 |
Ukrayna |
308 |
49 |
Hindistan |
100 |
50 |
Somali |
350 |
51 |
Gürcistan |
400 |
52 |
Pakistan |
100 |
53 |
Umman |
400 |
54 |
Ermenistan |
20 |
55 |
Mısır |
397 |
56 |
Zengibar |
400 |
57 |
Azerbaycan |
25 |
58 |
Sudan |
397 |
59 |
Tanzanya |
400 |
60 |
Kıbrıs |
293 |
61 |
Libya |
394 |
62 |
Kenya |
400 |
63 |
Suriye |
402 |
64 |
Tunus |
308 |
65 |
Mozambik |
400 |
66 |
Lübnan |
402 |
67 |
Cezayir |
313 |
Ayrıca,
aşağıdaki devletlerin kıyı şehirleri ve adalarında da, değişik zaman ve
sürelerde hâkimiyet kurmuştur:
İtalya, Fransa, İspanya, İngiltere, Monako, Hollanda, Norveç, Almanya, Portekiz, İzlanda, İrlanda, İran, Liechtenstein, Cebelitarık, Danimarka.
Peki,
Ortasya’dan at sırtında gelen Türkler bu muazzam dünya İmparatorluğunu nasıl
kurdular?
Tek
sebebi var: Türkler Müslümanlığı kabul ettiler, hakkıyla bütün kural ve
kurumlarıyla hakkıyla yaşadılar. İslâm ahlâk ve fazileti sayesinde Osmanlı
Devleti’ni kurdular, dünyayı hakimiyet altına aldılar. Çünkü onlar sadece “İlây-ı
Kelimatullah” için yaşıyor, “İlây-ı Kelimatullah” için
savaşıyorlardı.
Osmanlı
Devleti, eğer soykırım yapsaydı, bu kadar sene idare ettiği yerlerdeki yerli
halk, çoğunlukta kalamazdı. Ora halkların çoğunluğu Türk olurdu.
Osmanlı
Devleti halkları sömürseydi: Osmanlı Türkleri zengin olur azınlıklar fakir
olurdu.
Osmanlı’da
Türkler askerlik yaptığı için fakir kaldılar.
Yahudiler,
Ermeniler, Rumlar… gibi azınlıklar askerlik yapmadı. Sadece çok az vergi
vererek askerlikten muaf oldular ve ticaret ve sanayi ile uğraşıp zengin oldular.
Bu
ülkeler şimdi bir arada olsaydı, ya da Osmanlı hala bu topraklarda olsaydı
acaba dünya nasıl olurdu?
Dikkat
edilirse günümüz dünyasının en değerli doğal kaynaklarının bulunduğu ülkeler.
Dolayısıyla dünyanın en zengin ülkeleri bir zamanlar Osmanlı toprağıymış.
Bazıları vilayet şeklinde, bazıları koruma altında bazı yerler ise bizzat
padişahın tapulu arazisi olarak...
Zaten
doğal kaynakları keşfedildiğinde koparılmadı mı bizden buralar?
Peki, tamam da buraların kaç
tanesi günümüzde mutlu, barış ve huzur içerisinde yaşayabiliyor?
Bize
miras bırakılan bu topraklar üzerinde, şimdi aziz ecdadımızın gönül eseri
hâtıralarını yaşamak ve onlara olan tahassürümüzü gidermek için bir seyahate
çıkmayı arzulasak, altmış devletin konsolosundan vize almamız gerekir.
Osmanlılar’ın
kuruluşundaki dört yüz atlının mütevazı maddî gücüne rağmen, mânevî
şahlanışının eseri olan bu muhteşem ülkenin bugünkü hazin akıbeti, bizleri
derin bir vicdan muhasebesine sürüklemelidir!
O
günkü kölelerimizi taklit ederek varabileceğimiz hiçbir noktanın olmadığını
kavramakta daha fazla gecikmemeliyiz! Bugünkü hazin akıbetimiz meydandadır! Acı
bir aldanış ve hüsranın maddî ve mânevî buhranları, dehşet verici bir hadde
ulaşmış bulunmaktadır!
Maddenin
karşısında maneviyatı esir etmek, netice itibariyle bir cahiliye devrine dönüşür.
İslâmiyet’ten
uzaklaşmak, insanoğluna ancak ve ancak hüsran getirir.
İslâmiyet canlı ve cansız her şeyi yaratan Allah’ü Teâlâ’nın sistemidir. İnsanlık İslâmiyet’le bütünleşmeden hiçbir zaman mutlu olamaz. Her zaman güçlü olan zayıfı ezer.
Yorumlar
Yorum Gönder