Teslimiyet Ve Edep
Teslimiyet Ve Edep
Âdâb
Edepler, güzel huylar, iyi haller
ve davranışlar; her konuda haddini bilip sınırı aşmamak. Müfredi (tekili) edep'tir.
Muhammed Ma'sûm Fârûkî Kuddise
Sirrûh Hazretleri bu konuda şöyle buyurmuşlar:
“Adaba riayetsiz hizmetin faydası
yoktur.”
Edep
Güzel hallere ve huylara sahip olma
ve utanılacak hareketlerden sakınma, her hususta haddini bilip, sınırı gözetme
hâli.
İmam-ı Rabbanî Kuddise Sirrûh
Hazretleri bu konuda şöyle buyurmuşlar:
“Edepi gözetmek, zikirden üstündür.
Edepi gözetmeyen Hakk'a kavuşamaz. Din büyüklerinin yolu baştan sona edeptir.”
İmam-ı Gazali Kuddise Sirrûh
Hazretleri bu konuyu şöyle açıklamışlar:
“Allah’u Teâlâ’ya karşı edep, O'nun emirlerini yerine getirmekle olur.
Avamın, Halkın edepi, dinîn
emirlerine uymak.
Havâssın, Seçilmişlerin edepi,
dinîn emirlerine uymakla beraber kalbi zikir (Allah’u Teâlâ’yı anmak) nuru ile
aydınlatmak, gönülden. Allah’u Teâlâ’dan başka her şeyi çıkarmaktır.”
Şems-i Tebrîzî Kuddise Sirrûh
Hazretleri bu konuda şöyle buyurmuşlar:
“Âdemoğlunun edepden nasibi yok ise
insan değildir. Âdemoğlu ile hayvan arasındaki fark budur. Gözünü aç ve gör ki
bütün Allah’u Teâlâ’nın kelâmının manası, âyet, âyet edepden ibârettir.
Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî Kuddise
Sirrûh Hazretleri bu konuda şöyle buyurmuşlar:
“En büyük edep, ilâhî hududu
muhafaza etmek, gözetmek, Allah’u Teâlâ’nın emirlerine uymak, yasaklarından
sakınmaktır. İnsanlar edepe ilimden çok daha fazla muhtaçtır.”
Sırrîy-i Sekatî Kuddise Sirrûh
Hazretleri bu konuyu şöyle açıklamışlar:
“Bir kimsenin edepli olması, iyi
kalblilik ve akıllılık alâmetidir.”
Kul için güzel edepîden daha iyi
mertebe görmedim. Çünkü aklın hayatı edepdir. İnsan edep ile dünya ve âhirette
yüksek derecelere kavuşur. Edep ehli edepden hâli olmaz, Edepsiz ilim öğrenen
âlim olmaz.”
Yunus Emre Kuddise Sirrûh
Hazretleri bu konuda şöyle buyurmuşlar:
“İlim meclislerinde aradım, kıldım
taleb,
İlim geride kaldı ille edep ille edep.”
“Edep bir tâç imiş nûr-i Hüdâ'dan;
Giy ol tâcı emin ol her belâdan…”
Şeyh İsmail Bursevi Kuddise Sirrûh
Hazretleri bu konuda şöyle buyurmuşlar: “Cennetin anahtarı şahadettir, kılıfı
edeptir.”
Muhammed-il Hani Kuddise Sirrûh
Hazretleri bu konuda şöyle buyurmuşlar:
“Her şeye çare vardır, velâkin
Şeyhine itiraz edenin çaresi bulunmamaktadır, itiraz menşei kibirdir.”
Şeyh Fethullah Verkanisi Kuddise
Sirrûh Hazretleri bu konuda şöyle buyurmuşlar: “Nakşibendî tarikatının temel ve
esası zati muhabbet olduğundan dolayı ölüm rabıtasına önem verilmiştir.
Nakşibendî müridlerinin; Allah'ü
Teâlâ’ya karşı, Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimize karşı ve
üstadına karşı olan muhabbetinin ve teslimiyetinin (ki bu çok önemlidir)
azalmaması için, sık, sık ölümü hatırlaması ve ölüm rabıtası yapması gerekir.
Abdülkâdir Geylânî Kuddise Sirrûh
Hazretleri bu konuda şöyle buyurmuşlar:
“Ey Müslüman!”
“Kıl beş vakit namazını,
Çekme dünyanın nazını…
Yarın kılarım diyenin;
Dün kıldık namazını…”
“Dostların yerinde nasihatlerine
kulak asmayanlar; düşmanlarını memnun ederler.”
Nasihat vermek kolay, örnek olmak
zordur. Ama zoru başarmak güzeldir.
Öfke ekilen yerden, pişmanlık
biçilir.
Öfkesini örten kişinin kusurunu
Allah örter.
İsyanınız nefsinize itaatiniz
Rabbinize olsun.
Eğer Mürid kabiliyetli olursa, çoğu
zaman şeyh’de onunla kâmil olur. Kâmil bir üstat kabiliyetli talebe bulamazsa
kapalı bir sandık gibi gelip gider, kimse fark etmez.
Nitekim Gavs'ı Hizan-i Hz. Minah
kitabında şöyle buyurur.
Müridin üzerinde mürşidinin
işaretlerini araştırması vaciptir, (sayfa 143)
Yani: (Mürşidi Kâmil olan zat gelen
müride bakarak o müridin kendisi aracılığıyla mesafe almasının mümkün olup
olmadığını inceler.) Çünkü mürid
üstadının işaretlerine göre amelini tatbik eder.
Kaynaklar:
1- Mektûbât-I Rabbanî
2- İhya-ı Ulûmiddîn, İmamı Gazali.
3- Kütüb-i Sitte
4- Tenbîhu’l Gafilin, Ebu’l-Leys Semerkandî.
5- Müzekkin – Nüfus, Eşref- Oğlu Rumi Kuddise Sirrûh.
Yorumlar
Yorum Gönder