Geç Kılınan Namaz!

Güler yüzü, güzel ahlakı ile her açıdan örnek bir kadın olan Selma Hanım, temizlik işlerinde evhâma yakın derecede aşırı titiz davrandığından, genelde namazlarını biraz geç kılardı.

Selma Hanım’ın diğer bir özelliği de çok açık, çok net rüyâlar görür, bunları kendi yorumlar ve rüyâlarının çoğunun doğruluğuna tanık olurdu.

Bir gece yine rüyâsında kendisinin öldüğünü, sonra teneşir üstünde yıkandığını, bembeyaz kefenlere sarıldığını, tabutun içine sırt üstü yatırılıp, helâllık alındıktan sonra cenaze namazı kılınmak üzere bir câmiye götürüldüğünü ve musallâ taşının üstüne konulduğunu görüyor.

Kendisini yıkayanları, tabutunu taşıyanları ve cenaze namazını kılanları açıkça gören Selma Hanım, kabristana yaklaşıpta açılan mezarını gördüğü an, aşırı derecede korkuya kapılıp yakınlarına,

“- Ne olur! Beni burada yalnız bırakmayın!” diye yalvarmaya başlıyor.

Tabii ki sesini duyan olmuyor ve Selma Hanım en yakınları tarafından mezara indirildikten sonra üzeri toprakla örtülüyor. Yakınları, komşuları:

“- Son görevimizi yaptık!” diye onu kara toprağın altında yalnız bırakıp dönerlerken Selma Hanım, Arkalarından bakıp ağlıyor ve aşırı derecede korkuya kapılıp âdeta şok oluyor.

Bir anda şimşek çakar gibi çok parlak bir ışık beliriyor ve Münker-Nekir denilen melekler karşısına dikiliveriyor. Melekler Selma Hanıma dönerek, gök gürlemesi gibi bir sesle:

“- Rabbin kim?” diye soruyorlar.

Henüz üstündeki ölüm şokunu atamayan ve melekleri gördüğü an aşırı derecede korkan Selma Hanım, korku ve heyecandan Allah ismini hatırlayamıyor ve meleklere cevap veremiyor.

Melekler çok daha gür sesle tekrar tekrar:

“- Rabbin kim?” diye soruyorlar.

Allah ismini hatırlayamayan Selma Hanım, korkudan çılgına döndüğü ve tüm ümitlerini yitirdiği an, Mezarın içinde çok nurlu bir varlık beliriveriyor ve Selma Hanıma:

“- Rabbim Allah de!” diyor.

Bir anda kendine gelen Selma Hanım:

“- Rabbim Allah! Rabbim Allah!” diye bağırıyor ve korkuları hafiflemeye başlıyor.

Mezarındaki nurlu varlığın yardımı ile diğer soruları da cevaplıyor ve Münker-Nekir melekleri gülümseyerek ayrılıyorlar.

Kabirdeki sorgulamanın bitmesi ve Münker-Nekir meleklerinin gitmesi ile üstündeki korkuları atan ve çok rahatlayan Selma Hanım, en korkulu ânında yanına gelen ve mezarını nur gibi aydınlatan varlığa..

“- Canımdan çok sevdiğim evlâtlarım, kardeşlerim, eşim, dostlarım beni yalnız bırakıp gittikleri ve meleklerin Rabbin kim? diye sordukları en kritik, en korkulu ânımda yanıma geldin ve bana yardım ettin. Allah aşkına sen kimsin?” diye soruyor.

O nurlu varlık şöyle diyor;

“- Ben senin kılmış olduğun beş vakit namazım. Sen beni güzelce kıldığın için, yüce Allah beni güzel ve nurlu bir şekilde sana yardım etmem için gönderdi. Kıyâmete kadar seni yalnız bırakmayacağım”.

Bunun üzerine Selma Hanım:

“- Peki ama, neden geç geldin? Sen gelinceye kadar, ah! Ben ne kadar korktum!” deyince:

Nurlu varlık:

“- Sende beni biraz geç kılardın!” diye cevap veriyor.

 

(Alıntı)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis