Evlatlarımıza İlim ve Edep Öğretmeliyiz...
Evlatlarımıza İlim ve Edep Öğretmeliyiz...
Hasan Yavaş
Dinimiz, baştanbaşa edeptir. Edep, kulun kendisini Cenâb-ı
Hakk'ın iradesine tâbi kılması, güzel ahlaklı olmasıdır.
Babanın, evlâdına karşı en mühim görevi, ona ilim ve edep öğretmek, güzel terbiye etmektir. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Çocuğu güzel terbiye, evlâdın babasındaki haklarındandır.)
[Beyheki]
Edep; güzel
terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, hayâ, nezaket, zarafet gibi manalara gelir.
Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir. Hadis-i şerifte, (Evladınızı
edepli, terbiyeli yetiştirin) buyuruluyor. Dinimiz, baştan başa edeptir. Edep,
kulun kendisini Cenâb-ı Hakk'ın iradesine tâbi kılması, güzel ahlaklı
olmasıdır.
Hazret-i Ömer, “Edep, ilimden önce gelir” buyurdu. Çok heybetli
olmasına rağmen, edebinden, hayâsından Resulullahın huzurunda çok yavaş
konuşurdu.
Dinimizde hayânın
yeri çok mühimdir. Allahü teâlâdan utanmak, imanın kuvvetli olduğuna,
hayâsızlık da imanın zayıf olduğuna alâmettir. Kur'ân-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
(İman edenler arasında kötülüğün, hayâsızlığın yayılmasını
isteyenler ve sevenler için, dünyada da âhirette de elim bir azap vardır.) [Nur
19]
Hayâsız
kimse, zamanla küfre düşebilir. Hayâ, imanın esasındandır. Hayâsı olan
Allah’tan utandığı için günahtan çekinir. İnsanlardan utanmayan Allah’tan da
utanmaz. İnsanlardan utanarak günahı gizlemek de hayâdandır. İnsanlardan
utananın, Allahü teâlâdan da utandığı anlaşılır. Çünkü hadis-i şerifte,
(Allah’tan sakınan, insanlardan da sakınır) buyuruluyor. Hayâsız insan
mürüvvetsiz olur.
Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâdan hayâ edin! Allah’tan hayâ eden, kötü düşünceden
uzak durur, midesine girenleri kontrol eder, ölümü hatırlar.) [Tirmizi]
İslâm
büyükleri bu hususta buyuruyorlar ki:
“Edep; konuştuğun zaman dilini korumak, yalnız kaldığın zaman
kalbini korumak, dışarıya çıktığın zaman gözünü korumak, yediğin zaman boğazını
korumak, uzattığın zaman elini korumak, yürüdüğün zaman ayağını korumak ve
bütün işlerinde vaktini korumaktır.”
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri, vaazlarında; “Veledin,
çocuğun, valideyni yani ana, babası üzerinde üç hakkı vardır: Doğduğunda
Müslüman ismi koymak. Akıllı olunca, kitabet, yazı, ilim ve sanat öğretmek.
Bâliğ, erginlik çağına ulaşınca, dini ve ahlakı güzel bir Müslüman bulup,
bununla hemen evlendirmektir” buyururdu. Oğlunu ve kızını, dinin emirlerine
göre yetiştirip evlendiren ana-baba, akraba ve komşular çok sevap kazanırlar. evlendirmektir”
buyururdu. Oğlunu ve kızını, dinin emirlerine göre yetiştirip evlendiren
ana-baba, akraba ve komşular çok sevap kazanırlar.
Yorumlar
Yorum Gönder