Helâl Yemek
Helâl
Yemek
Bizleri en güzel bir kıvamda
yaratan Cenab-ı Hak, bu güzelliğin dünya ve ahirette devamı için icap eden
hususları talim etmiştir. Bu talimatlara dikkat etmek maddi ve manevi
varlığımızı muhafazaya ve neticede dünya ve ahiret saadetine sebeptir. İmandan
sonra en mühim İlahi talimat, şüphesiz haramlardan sakınmaktır. Haramlar ve
helaller; yeme-içme, günlük yaşayış, kazanç gibi hayatın tamamını ilgilendiren
bir sahadır. Öyle ki bu sahada dikkatli olmak ibadetlerden de önce gelmektedir.
Nitekim Resulullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem şöyle buyurur:
“İbadet on kısımdır; dokuzu
helal kazanmak, biri diğer ibadetlerdir.” (Beyheki)
Ayet-i kerimede ise Cenab-ı
Hak şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz ve helal
olanlarından yiyin. Eğer siz Allâh’a kulluk ediyorsanız O’na şükredin.” (Bakara,
172)
Bu ayet-i Kerimede Cenabı
hakkın yiyin buyurduğu rızıkların helal ve temiz olması emrediliyor. Bir
maddenin helal olması en az iki şeyle olur: Birincisi helalden kazanılmış
olmasıdır. İkincisi de dinimizin o şeyin yenilip-içileceğini helal kılmış
olmasıdır. Bir insan, helal kazancı ile içki alıp, içse o haram olur. Kazancı
da zayi olur. Tıpkı bunun gibi helal bir gıdayı da haram yollardan temin etse o
yine haram olur.
Bunların yanında dinimizin
temiz saymadığı şeyleri yiyip-içmek de haramdır. Şarap dâhil alkollü içkileri
içmek, domuz başta olmak üzere yırtıcı hayvanlar, kan, leş, yani ölmüş hayvan
eti ve tiksinti veren şeyler haramdır. Aslında helal olduğu halde Allahtan
başkası adına kesilen hayvanlar veya Allah’ü Teâlâ’nın adı yani besmele
okunmadan kesilen hayvanların da eti haram olur. Ayrıca, hayvanları keserken; sözde
acı çektirmemek bahanesi ile elektrik şoku vererek bayılttıktan sonra kesmek de
İslami bir metot değildir. Bu usül, hayvana daha çok acı vermekte, üstelik
kesilirken kanın da akmayıp vücutta kalmasına sebep olmaktadır. Kan ise temiz
değildir.
Tavuk cinsi ise besmele ile
kesilse bile tüyleri yolunurken içerisi temizlenmeden sıcak suya veya buhara
maruz kalırsa, içerisindeki pislikler ete çok çabuk sirayet ettiğinden, o da
pislenmiş olur.
Bu gibi hususlara dikkat
edilmezse onun da yenmesi caiz değildir.
Çünkü ayeti kerime bizlere ancak helal ve temiz olanların yenilip-içilmesini
emretmiştir.
Müslüman için en önemli şey
Allaha itaattir. Yaşayışta, yeme-içmede, hayatın her sahasında Müslüman daima
uyanık olmalı, dini hassasiyetleri gözetmelidir. Maddi ticarette, alış-verişte
nasıl yanlış yapmamak için dikkat ediyorsak, manevi bünyemizi korumakta ondan
çok daha fazla dikkat etmeliyiz. Onun için haram olarak bildiklerimizden
şiddetle sakındığımız gibi, şüpheli olanlardan dahi sakınmalıyız.
Ebu Hüreyre Radiyallahü Anh’in
rivayet ettiğine göre Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
“… Binada temel ne ise dinde
de lokma odur. Temel sağlam olunca bina da sağlam olur; temel çürük olursa bina
da çürük olduğu gibi, lokma haram olduğu vakit din de çürük olur ve çöker.”
Eshabı kiramdan Sa’dbin Ebi
Vakkas Radiyallahü Anh Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem. Efendimiz’den “duası
makbul bir kişi” olması için dua rica etti. Efendimiz şöyle buyurdular:
“– Tertemiz helal şeyler ye, duan
kabul olur.”
Abdülkâdir Geylanî Hz. de
nasihatlerinde şöyle buyurur:
“Ey oğul! Haram yemek kalbini
öldürür. Helal yemek ise onu ihyâ eder. Lokma vardır kalbi nurlandırır, lokma
vardır onu karartır; lokma vardır seni dünya ile meşgul eder, lokma vardır
âhiretle meşgul eder; lokma vardır sana dünyayı da âhireti de terk ettirir; seni,
dünyayı da âhireti de Yaratan Allah’ü Teâlâ’ya rağbet ettirir.”
Rasulullah Sallallahü Aleyhi
Vesellem buyurdular ki:
“Bir kimse, hiç haram karıştırmadan, kırk gün helâl yerse, Allah’ü
Teâlâ, onun kalbini nur ile doldurur. Allahü Teâla Dünyaya düşkün olmayı onun
kalbinden giderir. Hikmet kaynakları kalbinden taşar diline gelir.”
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder