40 Hadis-i Şerif 31
40 Hadis-i
Şerif 31
01- Muhakkak ki Allah, kulun bir şey
yiyip hamd etmesinden veya bir şey içip hamdetmesinden razı olur. (Müslim,
2734)
02- Rasûl-i Ekrem Aallallahu Aleyhi Vesellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Bilcümle semavi kitâbların
anahtarı Rahman, Rahîm Allah adı ile dir; yani besmeledir.”(Râmûzû’l-ehâdîs,
03- Kim bir belaya uğrayanı görünce
şu duayı okursa: "Seni imtihan ettiği şeyde bana afiyet veren ve birçok
yarattığından beni üstün kılan Allah’a hamdolsun!" Artık yaşadığı müddetçe
bu bela ona isabet etmez. (Tirmizi, 3427)
04- Müslüman Müslümanın kardeşidir.
Ona yardımını kesmez, ona yalan söylemez, ona zulmetmez. Herbiriniz, kardeşinin
ayinesidir, onda bir rahatsızlık görürse bunu ondan izâle etsin. (Tirmizi,
1927)
05- İnsanoğlunun herbiri hatâkârdır.
Ancak hatâkârların en hayırlısı tevbekâr olanlarıdır. (Tirmizi, Kıyamet 50)
06- Müslüman, dilinden, elinden
Müslümanlar selâmette kalan kimsedir. Muhâcir de Allâh`ın nehyettiğini
terkedendir. (Buhari, İman 10)
07- (Kâmil) îmânın alâmeti Ensâr`a muhabbet,
nifâkın alâmeti de Ensâr`a buğzetmektir. (Buhari, İman 17)
08- Münâfık’ın alâmetleri üçtür. Söz
söylerken yalan söyler. Va’d ettiği vakit sözünde durmaz. Kendisine bir şey
emniyet edildiği zaman hıyânet eder. (Buhari, İman 31)
09- Hak etmediğin bir muamele gördüğünde
unutma; O kişi senin değerini anlamadan ölmez… Çünkü El Hakem'dir Allah.
10- Îmânın
en üstün mertebesi, nerede olursan ol, Allâh’ın seninle beraber olduğunu
bilmendir.” buyrulmuştur. (Heysemî, I, 60)
11- “Kul, iyice düşünüp
taşınmadan bir söz söyleyiverir de bu yüzden Cehennem’in doğu ile batı
arasından daha uzak bir yerine düşer.” (Buhârî, Rikāk, 23)
12- “Kul, Allâh’ın
hoşnud olduğu bir söz söyler, fakat onunla Allâh’ın rızâsını kazanacağı hiç
aklına gelmez. Hâlbuki Allah, o söz sebebiyle, kendisine kavuştuğu kıyâmet
gününe kadar o kimseden hoşnut olur. Yine bir kul da Allâh’ın gazabını
gerektiren bir söz söyler, fakat o sözün kendisini Allâh’ın gazabına
çarptıracağını düşünmez. Oysa Allah, o kimseye o kötü söz sebebiyle, kendisine
kavuşacağı kıyâmet gününe kadar gazab eder.” (Tirmizî, Zühd, 12; İbn-i Mâce,
Fiten, 12)
13- Muâz Radıyallahu
Anh: “– Biz konuştuklarımızdan da hesaba çekilecek miyiz?” diye sorunca
Efendimiz Sallâllâhu Aleyhi Vesellem: “– Allah hayrını versin ey Muâz!
İnsanları yüzüstü Cehennem’e sürükleyen, ancak dillerinin ürettikleridir.” (Tirmizî,
Îman, 8; İbn-i Mâce, Fiten, 12)
14-
Ümmü Seleme Radiyallahü Anha rivayet
ediyor: Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdular: Çalış, Allah'ın
rahmetine güvenerek tembellik gösterme! (Camiüssağir-1204)
15-
Kim Gülerek günah işleyen,
ağlayarak Cehenneme gider. (Ebu Nuaym)
16- Hesâba çekilmeden evvel kendinizi
hesâba çekiniz. En büyük arz (Allah Teâlâ’nın huzûruna çıkarılıp O’na arz
edileceğiniz gün) için (sâlih ve güzel amellerle) süsleniniz! Şüphesiz
dünyadayken nefsini hesâba çeken kimse için kıyâmet günündeki hesap hafif
olacaktır. (Tirmizî, Kıyâmet, 25/2459)
17- Kabri ve kabirde çürüyüp toprak
olacağını unutmayan, dünya ziynetini terk eden, ecri baki olan ahireti, fani
dünyaya tercih eden, bugünün işini yarına bırakmayan, kendini ölmüş sayan,
ölmeden önce ölen kimsedir. (İbni Ebiddünya)
18- Allâh bir kuluna nîmet verir ve
onu en güzel şekliyle tamamlar da, sonra insanların ihtiyaçlarını ona havâle
eder, o da bundan rahatsızlık duyarsa, elinde bulunan nîmeti zevâle atmış
olur... (Münzirî, et-Tergîb, 4/170)
19- “En faziletli sadaka, aç bir
karnı doyurmandır.” Beyhaki, Şuabü’l-İman
20- “Sadaka kötü ölüme mani
olur.”Ahmet b.Hanbel, Müsned
21- “Gizli sadaka, Rabbin gazabını söndürür.”Sünen-i
Tirmizi
22- “Sadaka veya zekat bir mala
karışırsa, mutlaka onu bozar. (Yani) sadaka veya zekât bir malın içerisinden
ayrılmaz, bilakis içerisinde bırakılırsa; o malı helak eder.” Bezzar
23- “Sadaka vermekle mal eksilmez,
affedenin Allah’ü Teâlâ ancak şerefini artırır. Allah Rızası için mütevazı olan
kimseyi muhakkak Allah’ü Teâlâ yükseltir.” Sahih-i Müslim
24- (Kıyamet günü) hesabı
görülünceye kadar herkes sadakasının gölgesinde olacaktır.” Sahih-i İbn-i
Hibban
25- “Birinizin ipini alıp dağa
giderek odun toplaması, satıp yemesi ve sadaka vermesi, insanlardan
istemesinden elbette hayırlıdır.” Müttefekun aleyh: Sahih-i Buhari ve Müslim
26- “Üzüntüleri ve sıkıntıları
sadakalarla telafi ediniz. Böyle yaparsanız Allah sizin sıkıntılarınızı
giderir, düşmanlarınıza karşı size yardım eder, şiddet ve sıkıntı anında
ayaklarınıza sabit kılar.” Feyzü’l-Kadir
27- “Müslüman bir kimse sevabını
Allah’tan ümit ederek ailesinin ihtiyaçlarına harcarsa bu onun için sadaka
olur.” Müttefekun aleyh
28- En faziletli sadaka bir Müslüman’ın
ilim öğrenmesi, sonra da onu Müslüman kardeşine öğretmesidir.” Sünen-i İbn-i
Mace
29- “Mirac gecesi cennetin bir
kapısında, ‘Sadaka vermenin bire on misli sevabı, borç vermenin ise bire on
sekiz(misli) sevabı vardır.’ Diye yazılmış olduğunu gördüm.” Sünen-i İbn-i Mace
30- “Kişinin hayatında iken bir
dirhem (az bir para) sadaka vermesi, ölümü anında(ölmek üzere iken) yüz
dinar(altın lira) sadaka vermesinden hayırlıdır.” Sünen-i Ebu Davud
31- “Mallarınızı zekâtla koruyunuz,
hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz, belaları da dua ile karşılayınız.”
Beyhaki, Şuabü’l-İman
32- Sadakan en faziletli olanı
Ramazan(ayın)da verilendir.” Feyzü’l-Kadir
33- “Sadaka, suyun ateşi söndürdüğü
gibi hataları siler.” Sünen-i Tirmizi
34- “İsraf ve kibir karıştırmadan
yiyiniz, içiniz, sadaka veriniz ve giyininiz.” Sünen-i İbn-i Mace
35- Şirkten sonra en büyük günah,
zina etmektir. (İbni Ebi'd-Dünya)
36- “Günahların en büyüğü Allah’a
şirk koşmak ve -bile bile- yalan yere yemin etmektir.”(Kenzu’l-ummal, 3/542)
37- Hz. Enes anlatıyor: Resullah Salllallahü
Aleyhi Vesellem büyük günahları şöyle sıraladı:
38- “Büyük günahlar: Allaha şirk
koşmak, insan öldürmek ve anaya babaya âsî olmaktır.” Ve ardından: “Size büyük
günahların en büyüğünü haber vereyim mi? O da yalan söylemektir (dedi, Yahut
yalancı şahitliktir)” diye buyurdu.”(Buharî, Edeb, 6; Eyman, 16; Müslim, İman,
144).“Allah'a şirk koşmak, sihir yapmak, Allah'ın -haksız yere öldürülmesini
haram kıldığı- bir kimseyi haksız yere öldürmek, yetim malı yemek, faiz yemek,
düşmanla çarpışırken savaşmayı terk edip kaçmak, namuslu / iffetli kendi
halinde mümin kadınlara zina iftirası atmaktır.”(Buharî, Hudud, 44; Müslim,
İman, 145)
39- "Allah'a ortak koşmamak,
hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocukları öldürmemek, kendiliğinizden
uyduracağınız hiçbir yalanla bühtan ve iftirada bulunmamak, doğru işte isyan
etmemek üzere bana biat ediniz." buyurmuştur. (Buhari, İman, 11)"Zina
eden kişi zina ettiği sırda (tam ve olgun) mü'min olarak zina etmez (tam ve
olgun bir mümin olmaksızın zina eder)" (Buhari, Eşribe,1).
40- Âdil İmam/devlet reisi. Allah’a
ibadet içinde yetişen genç. Tekrar dönünceye kadar kalbi mescide bağlı olan
kimse. Allah için birbirlerini seven, Allah rızası için bir araya gelip Allah
rızası için ayrılan iki kişi. Güzel, makam sahibi bir kadın tarafından davet
edildiği halde, “Ben Allah’tan korkarım” deyip davetine icabet etmeyen kimse. Sağ
eliyle verdiğini sol eli görmeyecek kadar gizli bir şekilde sadaka veren kimse.
Allah’ı tek başına zikrederken, gözlerinden yaş boşanan kimse.”(Buharî, Ezan,
36, Zekât, 16; Müslim, zekât, 91; Tirmizî, Züht, 53).
Yorumlar
Yorum Gönder