Misliyle Karşılık Bulan İyilik
Misliyle
Karşılık Bulan İyilik
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Her kim bir iyilik yaparsa ona, o yaptığı iyiliğin on katı vardır.”
(En’âm, 160)
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular:
“İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydalı olandır.” (Suyûtî,
el-Câmiu’s-Sağir, II,)
Bir gün dilencinin biri Hz. Ali Radiyallahü Anh’ın önünde durup bir şeyler
istedi. Hz. Ali, oğulları Hasan ve Hüseyin Radiyallahü Anhüma’ya:
“–Annenize gidin ve evdeki altı dirhemi alıp getirin!” dedi.
Hz. Hasan ve Hüseyin Radiyallahü Anh gittiler ve altı dirhemin hepsini
getirip babalarına teslîm ettiler. Hz. Ali de bu dirhemleri dilenciye verdi.
Hâlbuki o esnâda kendilerinin de bu dirhemlere ihtiyacı vardı. Hz. Fâtıma Radiyallahü
Anha onunla un alacaktı. Bir müddet sonra Hz. Ali Radiyallahü Anh eve gitmek
üzere yola koyuldu. Henüz evden içeri adımını atmamıştı ki, yanına devesini
satmak isteyen bir kimse geldi:
“–Parasını sonra verirsin.” diyerek devesini Hz. Ali’ye yüz kırk dirheme
sattı ve hayvanı kapıya bağlayıp gitti. Kısa bir süre sonra bir başka kimse
çıkageldi ve deveyi iki yüz dirheme satın aldı. Parasını da hemen ödeyip gitti.
Hz. Ali Radiyallahü Anh, yüz kırk dirhemi deveyi satın aldığı kimseye
verdi, arta kalan altmış dirhemi de Hz. Fâtıma’ya teslim etti ve şöyle dedi:
“–Bu, Allâh’ın: “Her kim bir iyilik yaparsa ona, o yaptığı iyiliğin on katı
vardır.” (el-En’âm, 160) buyurarak bize vaad ettiği ihsânıdır. Biz o altı
dirhemi verdik. Allâh Teâlâ da on misliyle mukâbelede bulundu!..” (Osman Nuri
Topbaş, Vakıf İnfak ve Hizmet, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Habîr: Her şeyin iç yüzünden, gizli taraflarından haberdar olan, olanları ve
olacakları en iyi şekilde bilen, mülkünde olup biten her şeyden haberdar olan
demektir.
Kısa Günün Kârı
İslâm’da mülk, Allâh’ındır. Onu elde etmek için insanı sömürmek aslâ
yoktur. İslâm iktisâdı, insanın problemini çözmekle başlar. Paylaşmak ve
başkalarına, bilhassa ihtiyaç sahiplerine faydalı olmak; şarttır, farzdır.
Lügatçe
ihsân: 1.
İyilik etme. 2. Bağış, bağışlama. 3. Verilen, bağışlanan şey. 4. Lütuf, iyilik.
mukâbele: Karşılık verme, karşılama.
Yorumlar
Yorum Gönder