Allah’ü Teâlâ’nın Rızası, Anne Ve Babanın Rızasındadır.


Allah’ü Teâlâ’nın Rızası, Anne Ve Babanın Rızasındadır.

Müslümanın iki önemli görevi vardır. Birisi, yalnız Allah'a ibadet etmek, diğeri de Allah'ın yaratıklarına şefkat ve merhamet göstermektir.
Allah'ın yaratıklarından insana en yakın olan anne ve babadır. Çünkü onlar, insanın dünyaya gelmesine sebeptir. Sadece dünyaya gelmesine sebep değil, aynı zamanda onu büyüten, yetiştiren, terbiye eden ve eğiten insanlardır. Bu hizmetleri için bir karşılık beklemedikleri gibi bir ağırlık da duymamışlar, bu hizmetleri seve seve yapmışlardır. Kendileri yememiş çocuklarına yedirmişler, giymemiş çocuklarına giydirmişlerdir. Çocuklarının rahatı için hiç bir fedakârlığı esirgememişlerdir.

İşte bunun içindir ki dinimiz anne ve babaya karşı saygısızlığı yasaklamış ve bunu büyük günahlardan saymıştır.
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Büyük günahlar; Allah'a ortak koşmak, anne ve babaya karşı gelmek, adam öldürmek ve yalan yere yemin etmektir. " (Buhari, Eyman, 16)
"Üç şey vardır ki, bunlar ile yapılan amelin faydası olmaz: Allah'a ortak koşmak, anne ve babaya asi olmak ve savaştan kaçmaktır. " (et-Terğib ve't-Terhib, c.3, s.328, Beyrut, 1938 (Hadisi, Taberani, rivayet etmiştır.)
"Allah'ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah'ın gazabı, anne ve babanın gazabındadır. " (Tirmizi, Birr, 3)
Anne ve babaya özellikle yaşlandıklarında, yapılacak hizmet, kişinin Cennet'e girmeyi hak etmesine, aksi ise cenneti kaybetmesine ve cehenneme gitmesine sebeptır. Nitekim Peygamberimiz:
"Burnu sürtülsün (yani zillete uğrasın), yine burnu sürtülsün, yine burnu sürtülsün," buyurdu. Kendisine soruldu:
-Kimin ey Allah'ın Resulü? Peygamberimiz:
"Anne, babasından birinin veya ikisinin ihtiyarlıklarına yetişip de sonra cennete giremeyenin (yani onların rızasını alamayanın)," buyurdu. (Müslim, Birr, 3)
Anne ve babaya lâyık oldukları hizmet ve saygı gösterilmeli, onları üzecek her türlü davranıştan uzak durulmalıdır. Çünkü onlar bizim velî nimetimizdır.
Hiç bir mazeret, onlara karşı saygıda kusur etmemizi haklı çıkarmaz.

“Müslüman, Müslüman’ın elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.” (Riyâzu’s-Sâlihîn, 211)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis