Hz. İsa Aleyhisselâm’ın Kemik İle Konuşması


Hz. İsa Aleyhisselâm’ın Kemik İle Konuşması

İslamiyet’in kabulünden sonra yeniden şekillenen Türk edebiyatında dinî hikâyeler önemli bir yere sahiptir. Manzum, mensur ve karışık yapıda işlenen bu hikâyelerin kaynakları arasında; Kitab-ı Mukaddes ve Kur’an-ı Kerim’deki kıssalar ile başta Hz. Muhammed olmak üzere, Hz. Ali, Hz. Hüseyin ve daha birçok dinî şahsiyetin hayatları etrafında teşekkül eden menkıbevi-destani olaylar sayılabilir.
Bu hikâyelerden biri “Cümcüme Sultan” adıyla bilinen ve kaynağını kutsal kitaplarda Hz. İsa’nın ölüleri dirilttiğine dair nakledilen bilgilerden[1] alan kısa bir hikâyedir.
“Andan Haziret-i İsa Aleyhisselâm eyitdi:
“Ey çürümüş kemükler ve ey pâre pâre olmuş etler ve ey mahvolmuş deriler! Bir yere cem‘ olun ki Hak Sübhâne ve Teâlâ’nın kudretiyle.”
Pes Haziret-i İsa Aleyhisselâm nazar iderdi ki, ol çürümüş kemükler ve dökülmüş etler Hak Teâlâ’nın kudretiyle mevcûd olup câ[n] tenine gelüp karâr itdi. Andan ol kemük bir zarif şahs oldı, ayak üzerine kalkdı ve andan fasîhü’l-lisân ile “eşhedü en lâ ilâhe illallah İsa resûlullah” dedi.
Zîrâ İsâ Aleyhisselâm anın kemüklerin bir yere cem‘ eyledi. “Cimceme” dimek ‘cem’ manâsıdır. Anın içün adı “Cimceme” oldı.” [8a-8b]

Cümcüme Sultan Hikâyesi

1- Hz. İsa yolda giderken çürümüş bir kemik görür. Kemiği yerden kaldırıp eline alır, kemiğe dil vermesi için Allah’a niyazda bulunur.
2- Kemik, Allah’ın izniyle dile gelir. Hz. İsa, kemiğe bazı sorular sorar, kemik cevap verir.
a. Dünyadayken ulu bir padişah olduğunu, emrinde nice kişiler olduğunu, saltanatının ihtişamının, askerinin gücünün haddi-hesabı olmadığını,
b. Dünyada dört yüz yıl padişahlık yaptığını,
c. Dervişlere yardım ettiğini, her gün bin açı doyurduğunu, çıplakları giydirdiğini; ama Allah’ı bilmediğini, putperest olduğunu söyler. [2]
3- Hz. İsa, kemiğe ölüm meleğini sorar; kemik cevap verir.
a. Bir gün hamama gittiğini, hamamda çok oturduğunu, hamamdan çıkıp sarayına gittiğini, bir süre uyuduktan sonra hastalandığını, tabiplerini çağırdığını; ancak derdine bir türlü çare bulunamadığını,
b. Beş gün sonra perişan olup dilinin tutulduğunu, o esnada “Onun canını alın, cehenneme bırakın!” diye bir ses duyduğunu,
c. Ölüm meleğinin, sağ ve sol yanında at üzerinde çirkin görünümlü yardımcılarıyla gelip canını aldığını söyler. [3]
4- Hz. İsa, kemiğe ölüm esnasında neler olduğunu sorar, kemik cevap verir.
a. Ölüm meleğini ve ellerinde keskin bıçaklar ile başka melekleri gördüğünü, meleklerin kendisine hışımla baktıklarını,
b. Dilini, yetmiş meleğin tuttuğunu, korkudan attığı çığlıklardan yer ve göklerin titrediğini,
c. On meleğin gelip ayaklarını tuttuğunu, on tanesinin de ateşten kerpetenler ile vücudunun her yerini kopardığını,
d. Meleklere hazinelerini vermeyi teklif ettiğini; ama meleklerin onu kabre götürüp üzerine toprak attıklarını,
e. Kabirde canını tekrar verdiklerini,
f. Dünyadayken yaptıklarını yazmalarını istediklerini,
g. Kefenini kâğıt, parmağını kalem, tükürüğünü mürekkep yapıp; dünyadayken yaptıklarını bir bir yazdığını, [4]
h. Kabre kara yüzlü, dehşet verici iki meleğin geldiğini, kendisini gazap ile kaldırıp ona bazı sorular sorduklarını söyler.
5- Melekler adama iki kere “Rabbin kimdir?” diye sorarlar. Adam korkudan meleklere “Rabbim sizlersiniz!” diye cevap verir.
6- Melekler adama öyle vururlar ki, aklı başından gider.
7- İki melek gelip adamı Allah’ın arşına çıkarırlar. Adam, Allah’ın arş katında dört makam görür.
a.     Birinci makamda Hz. Muhammed Mustafa’yı,
b.     İkincide Halil İbrahim’i,
c.      Üçüncüde Musa Kelimullah’ı,
d.     Dördüncüde İsa Ruhullah’ı görür. [5]
8- Daha sonra adamı alıp cehenneme götürürler. [6]
a. Cehennem kapısında bir minber görür, minber üzerinde öfkeli bir pir oturmakta, pirin yüzünden ateş çıkmaktadır
b. Zebaniler onun önünde durmakta ve ellerinde ateşten zincirler tutmaktadırlar.[7]
9- Cehennemde adama ateşten bir zincir vururlar. Üzerine her birinin içi yılan, akrep dolu, ateşten bir keçe giydirirler. [8]
10- Daha sonra diline mühür vururlar, adamın söylemeye mecali kalmaz.
11- Kemik, Hz. İsa’ya cehennemde yedi tabaka gördüğünü söyler.
a. Evvel tabakanın adı Hâviye,
b. İkinci tabakanın adı Sa‘îr,
c. Üçüncü tabakanın adı Sakar,
d. Dördüncü tabakanın adı Cahîm,
e. Beşinci tabakanın adı Cehennem,
f. Altıncı tabakanın adı Natmî,
g. Yedinci tabakanın adı Hutame’dir. [9]
12- Zebaniler, adamı bu tabakalardan cehenneme koyarlar. [10]
13- Daha sonra bir ağaç katına götürürler. Ağacın adı Zakkûm’dur, dalları cehennemin yedi tabakasına erişmiştir. [11]
14- Adam acıkınca zebaniler ona ağaçtan yemiş verirler. Yemişler adamın boğazında kalır.
15- Adam daha sonra su ister, zebaniler bir tas su verirler. Adam suyu içince gövdesindeki derilerin cümlesi dökülür.
16- Zebaniler adamın üzerine haykırınca vücudunda yeniden taze etler biter.
17- Adam, ayaklarının hararetini giderecek bir şey ister. Zebaniler ateşten nalın getirir, ayağına giydirirler.
18- Daha sonra adamı bir dağa götürürler. Bu dağın adı Sekrân[12] dağıdır. Dağın uzunluğu otuz bin yıllık yoldur. [13] Dağdaki yılanlar ve akrepler adamı yerken dişlerini birbirine vururlar, dişlerinin avazı yüz yıllık yoldan işitilir.
19- Daha sonra adamı Gagân adlı bir deryaya götürürler. [14]
20- Hz. İsa kemikten bu haberleri alınca aklı başından gider. Kemiğe o deryanın azabını sorar. Kemik cevap verir.
a. Malik’in haykırışından deryaya düştüğünü,
b. Deryanın sıcaklığından bütün vücudunun yandığını,
c. O deryanın azabının bütün cehennem azabından şiddetli olduğunu söyler.
21- Adamı deryadan çıkarıp bir kapıya bırakırlar; kapının direkleri üç bin yıllık yoldur.
22- Kapının kenarında ateşten bir tabut görür, o tabutun uzunluğu ise dört bin yıllık yoldur.
23- Adamı o tabutun içine koyarlar, Şeytan’ı da üzerine müvekkil tayin ederler.
24- Adam dört yüz yıl o tabutun içinde azap çeker; sonra Hz. İsa ile karşılaşır. [15] 25. Allah Teâlâ, dünyada gariplere yardım eden bu adama merhamet eder, onu azaptan kurtarmak için, kemiklerinin Hz. İsa’nın yolunun üzerine konulmasını emreder. Melekler de kemiği Hz. İsa’nın yolu üstüne bırakırlar. [16]
26- Hz. İsa, kemiğe hangi kavimden olduğunu sorar. Kemik, İlyas Peygamber kavminden olduğunu söyler. [17]
27- Hz. İsa, kemiğe kendisinden ne istediğini sorar.
28- Kemik, Allah Teâlâ’nın kendisini bağışlaması için şefaatçi olmasını ister.
29- Hz. İsa el açıp Allah’a niyazda bulunur.
30- Allah Teâlâ, Hz. İsa’nın duasını kabul eder.
31- Allah Teâlâ’nın kudretiyle çürümüş kemikler ve dökülmüş etler toplanıp tekrar canlanırlar.
32- Hz. İsa, adamın kemiklerini bir yere “cem” ettiği için adamın adı “Cimceme” olur. [18]
33- Cimceme, Allah’ın birliğini, Hz. İsa’nın peygamberliğini kabul eder.
34- Seksen yıl daha yaşar, Allah’a hakkıyla kulluk eder. [19]

Kaynak: TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
[1] Bk. Kitab-ı Mukaddes, İncil, Matta 9: 18-25, Markos 5: 35-42, Luka 7: 11-15, 8: 49-56, Yuhanna 11: 38-44; Kur’an-ı Kerim, Âli İmrân: 49, Mâide: 110.
yüzyılda teşekkül ettiği kabul edilen küçük dinî hikâyeler arasında gösterir (1992: 21-22).
[2] Mesnevi nüshalarında Cümcüme Sultan’ın dünyadaki saltanatı daha geniş bir şekilde işlenmiştir. Bu nüshalarda, Cümcüme Sultan’ın sarayında değişik milletlerden cariye ve kölelerinin olduğu, padişahın heybet ve zenginliği genişletilerek sunulur.
[3] (M), (T): Kuru kafa ılık sudan çıkıp hastalanır, ikinci gün ölür (Cunbur 1977: [46; Tansel 1970: 259).
[4] (T): Adamın dünyada yaptıklarını iki melek kefene yazarlar (Tansel 1970: 260).
[5] Nüshalarda bu bölümler yoktur.
[6] (G), (M): Mâlik emreder, zebaniler adamı tamuya atarlar; adam bin yıl orada kalır, çok çetin azaplar görür (Önler 1991: 380; Cunbur 1977: 49). (S): Mâlik emreder, zebaniler adamı tamuya atarlar; adam yetmiş yıl orada kalır, çok çetin azaplar görür (Merhan 2013: 3145). (T): Mâlik emreder, zebaniler adamı tamuya atarlar; adam yüz yıl orada kalır, çok çetin azaplar görür (Tansel 1970: 260).
[7] Nüshalarda bu bölümler yoktur.
[8] (M), (G), (S): Melekler adamı cehenneme götürüp beline ateşten bir kuşak bağlar ve başına da bir taç giydirirler, adamın vücudu yanıp tutuşur (Cunbur 1977: 48; Önler 1991: 379; Merhan 2013: 3143-3144). (T): Melekler adamı cehenneme götürürler; adamın beline ateşten bir kuşak bağlarlar, vücudu kül olur (Tansel 1970: 260).
[9] Nüshalarda cehennemin yedi tabakasından bahsedilmez.
[10] (S): Adamı cehennem kuyusuna atarlar; adam yüz yıl kuyuda çetin bir azap görür (Merhan 2013: 3145).
[11] Nüshalarda Zakkum ağacından bahsedilmez.
[12] (G): Melekler adamı Sekirân adlı dağa götürürler (Önler 1991: 380).
[13] (S): Sekran dağının eteğinde yedi tamu vardır (Merhan 2013: 3144). (T): Sekran dağının yöresinde yedi tamu vardır (Tansel 1970: 260).
[14] (G): Melekler adamı alıp bir ırmağa götürürler; adam iki yıl ırmakta kalır, bu ırmakta eti ve teni kül olur (Önler 1991: 380). (M): Zebaniler adamı alıp bir ırmağa götürürler; adam elli bir yıl ırmakta kalır, eti ve teni kül olur (Cunbur 1977: 49). (S): Zebaniler adamı alıp bir ırmağa götürürler; adam elli yıl ırmakta kalır, bu ırmakta eti ve teni kül olur (Merhan 2013: 3144). (T): Zebaniler adamı alıp bir ırmağa götürürler; adam elli bin yıl ırmakta kalır; adamın etleri un ufak, teni ise kül olur (Tansel 1970: 260).
[15] Nüshalarda kapıdan ve tabuttan bahsedilmez.
[16] (G), (M), (T): Melekler Allah’ın emriyle kuru kafayı bir yol üzerine bırakırlar. Kuru kafa bin yıl yol üzerinde kalır (Önler 1991: 380; Cunbur 1977: 49; Tansel 1970: 260). (S): Zebaniler adamı kuyudan çıkarıp bir yol üzerine bırakırlar. Kuru kafa on yedi yıl yol üzerinde kalır (Merhan 2013: 3145).
[17] (G), (M), (T): Kuru kafa on bin yıl önce ölmüştür (Önler 1991: 378; Cunbur 1977: 45; Tansel 1970: 259). (S): Kuru kafa, yedi yüz yıl önce ölmüştür (Merhan 2013: 3141).
[18] (G), (M): Kuru kafanın adı dünyadayken “Cimcime”dir. Hz. İsa’ya kendini tanıtırken dünyadayken adının “Cimcime Sultan” olduğunu söylemiştir (Önler 1991: 377; Cunbur 1977: 44). (T): Kuru kafanın adı dünyadayken “Cümcüme”dir. Hz. İsa’ya kendini tanıtırken dünyadayken adının “Cümcüme Sultan” olduğunu söylemiştir (Tansel 1970: 258).
[19] (G), (M), (T): Kırk sekiz yıl daha yaşar, Allah’a hakkıyla kulluk eder (Önler 1991: 381; Cunbur 1977: 50; Tansel 1970: 261).

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis