Bilimsel Olarak İspatlanan Ayet’i Kerime’ler
Bilimsel Olarak
İspatlanan Ayet’i Kerime’ler
Güneşin Yolculuğu
Güneş de, kendisi
için (tespit edilmiş) olan bir müstakarra (karar yerine) doğru akıp
gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan, bilenin takdiridir." (Yasin Suresi,
3)
Astronomların
hesaplarına göre güneş, içinde bulunduğu galaksinin hareketi nedeniyle, Solar
Apex adı verilen bir yörünge boyunca Vega Yıldızı'na doğru saatte 720.000
km.’lik bir hızla yolculuk etmektedir. (Bu, kaba bir hesapla güneşin günde
720.000 x 24 = 17.280.000 km. yol kat ettiğini gösterir. Tabi ona bağlı olan
dünyamızın da...)
Yedi Kat Gök
"Allah yedi
göğü ve yerden de onların benzerini yarattı..." (Talak Suresi, 12)
Dünya atmosferinin
yapısı, Kur’an-ı Kerim'ın işaret ettiği gibi, başlıca yedi bölümden meydana
gelir. Atmosferde katları birbirinde ayıran yüzeyler bulunmaktadır. Encyclopedia
Americana'nın (9/188) verdiği bilgiye göre, sıcaklığa bağlı olarak yerden
itibaren şu katlar sıralanır.
1.Kat: Troposfer: Kalınlığı kutuplarda 8 km. ekvatorda 17 km'ye kadar
ulaşır. Bu kat bulutların büyük bir bölümünü kapsar. Sıcaklık yükseltiye bağlı
olarak kilometrede 6.5°C azalır. Bu katmanın tropopoz diye adlandırılan ve
hızlı hava akımlarının olduğu kısımda sıcaklık -57°C’de sabit kalır.
2.Kat: Stratosfer: 50 km yüksekliğe ulaşır. Burada mor ötesi ışınlar
soğurulduğu için ısı açığa çıkar ve sıcaklık 0°C’ye kadar yükselir. Bu soğurma
sırasında ısının yanında dünya için hayati önem taşıyan ozon tabakası da ortaya
çıkar.
3.Kat: Mezosfer: Yüksekliği 85. km'ye kadar çıkar.
Burada sıcaklık -100 C’ye iner.
4.Kat: Termosfer: Sıcaklık giderek yavaşlayan bir tempoda artar.
5.Kat:
İyonosfer: Bu bölgedeki gazlar iyon halinde bulunur. Radyo
dalgalarının iyonosfer tarafından tekrar dünyaya gönderilmesi sayesinde
yeryüzündeki iletişim sağlanır.
6.Kat: Ekzosfer: 500 ila 1000. km'nin ötesinde, özellikleri tamamen güneşin
etkinliklerine göre değişen tabakadır.
7.Kat: Manyetosfer: Burası dünyanın manyetik alanın kapladığı büyük bir
boşluğu andıran alandır. Enerji yüklü atom altı parçacıklar Van Allen Kuşakları
olarak adlandırılan bölgelerde tutulur.
Yedi Kat Yer
Aynı kaynakta
sayıldığı üzere yer kabuğunun katmanları da 7 bölümden oluşur:
1.Kat: Litosfer (su)
2.Kat: Litosfer (kara)
3.Kat: Astenosfer
4.Kat: Üst manto
5.Kat: Alt manto
6.Kat: Dış çekirdek
7.Kat: İç çekirdek
Vuruşlu Yıldız
1- Ve Evren'e ve Vuruşlu'ya(Tarık'a)
2- Vuruşlu (Tarık) nedir kavrayabilir misin?
3- O delici yıldızdır. (86 Tarık Suresi 13)
Kur’an-ı Kerim'in 86. suresinin adı Tarık'tır. Tarık "tark"
kökünden türeyen bir kelimedir. Kelimenin aslı "vurmak, çarpmak"
anlamlarına gelir. "Yol" anlamına da gelen "Tarık",
yolcular ayaklarını vurup yol aldığı için bu kökten türemiştir. Kur’an-ı Kerim
çevirilerinin birçoğunda "Tarık" kelimesi özel isim gibi yazılıp,
anlamı çeviride verilmemiş, fakat açıklamalarda anlam açıklanmıştır. Oysa
kelimenin en temel anlamı olan "Vuruş" diye ayet çevrilirse,
kozmolojik fizik ile ilgilenenleri’an-ı Kerim'in bir mucizesine daha tanıklık
edebilirler.
Evrenin Küçük Yeşil Adamları
1967 yılında İngiltere Cambridge üniversitesi'nde Jocelly Bell
düzenli ve ısrarlı bir radyo sinyali yakalar. Radyo sinyalinden kalbin
vuruşları gibi düzenli vuruşlar gelmektedir. O zamanda Uzay'da böyle düzenli
vuruşların kaynağı olabilecek bir gök cismi bilinmiyordu. Bu yüzden bu
sinyallerin, başka gezegenlerdeki akıllı yaratıklar tarafından gönderildiğine
kanaat getirilir. Büyük bir heyecanla davetiyeler bastırılır, basın
kuruluşlarına haber verilir ve LGM adı verilen görkemli bir seminer düzenlenir.
LGM (Little Green Men) "Küçük Yeşil Adamlar" demektir ve
Evren'de akıllı yaratıklarla irtibat kurulduğunu simgelemektedir. Çok kısa bir
süre sonra söz konusu sinyallerin kaynağının nötron yıldızlarının çok büyük bir
hızda dönmeleri olduğu anlaşılır. Böylece nötron yıldızlarına bir ad daha
takılacaktır: "Pulsarlar". Jocelly'in buluşu uzaylılarla irtibatı
sağlayamamıştır ama Pulsarların keşfini sağlamıştır. İngilizce'de "pulsate",
nabız gibi vuruşları ifade eden bir kelimedir. "Pulsation" da
"vuruş, titreşim" demektir. Bundan da nötron yıldızlarına takılan "Pulsar"
isminin Kur’an-ı Kerim'de geçen "Tarık" yani "Vuruş"
ismiyle uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Pulsar'ı Kavrayabilir misiniz?
Tarık suresinin ikinci ayetinde "Vuruşlu yıldızın
(Tarık'ın)" insan zihni tarafından kavranmasının zor olduğu
vurgulanmaktadır. 2. ayette geçen "Ve Ma Edrake" ifadesinde
geçen "edrake" kelimesi Türkçe'mize "idrak etmek"
olarak Arapça'dan girmiştir ve "kavramayı, anlamayı" ifade
etmektedir.
Pulsar'ı incelediğimizde ayetin bu mucizevi yönüne de tanık
olmaktayız. Pulsar'ın içinden alacağımız bir kaşık madde bir milyar ton
gelmektedir. Pulsar'dan alacağımız çok ufak bir maddeyi eğer yeryüzüne bıraksak
Dünyamızın öbür ucuna kadar bir delik açıp çıkardı. Oysa Dünya'da herhangi bir
maddenin bir kaşığı birkaç gramı geçmez. Sırf bunu düşünmek bile Pulsar'ın
kavranması ne kadar güç bir yıldız olduğunu ortaya koyar. Güneş'in bir kaç
misli büyük yıldızlar sıkışarak Pulsar'ı oluşturur. Oysa bir Pulsar'ın çapı
1520 km'dir. Dünyamızı aynı şekilde sıkıştırsak Dünyamız 100 metre çapında bir
küre olurdu. Dünyamız 24 saatte kendi etrafındaki dönüşünü tamamlar, oysa
Pulsar bir saniyede defalarca kendi etrafında döner. Pulsar'ın hem dönüşündeki
hızı, hem tüm bu bilgiler Tarık suresinin 2. ayetinde "Vuruşlu yıldızın
(Tarık'ın, Pulsar'ın)" kavranmasının ne kadar zor olduğunun
belirtilmesinin ne kadar mucizevi olduğunu göstermektedir.
Haydi, Kafadan Sallayarak Bir Mucize Üretin
Ayette geçen yıldızın Saturn, Venüs gibi yıldızlar olabileceğine
dair eskiden tahminler yapılmıştır. İlk Boşnakça Kur’an-ı Kerim tercümesini
yapan Mustafa Mlivo bu tahminlerin hatalı olduğunu Tarık'ın Pulsar olduğunu
söyleyerek özetle şöyle demektedir: 86 Tarık suresi 13 ayetlerde şunlardan
bahsedilir:
1- Vuruş yapmak
2- Bir yıldız olmak
3- Delmek
Uzaydaki hiçbir gök cismi bu kriterleri karşılamaz (Pulsar dışında)
çünkü
Hiçbir gök cismi vuruşlar şeklinde tarif edilemez
Ayette bahsedilen yıldızdır.(Satürn, Venüs gibi gök cisimleri
gezegenlerdir.)
Pulsar güçlü radyasyon ve radyo dalgaları yaymaktadır. 3. ayette
geçen "sakıb" kelimesine "karanlığı delmek, yanıp tutuşmak,
nufüz etmek" anlamları verilmektedir.”
Görüldüğü gibi ancak 1970 yılına gelindiğinde yeni keşfedilen
bir yıldızdan Kur’an-ı Kerim 1400 yıl önce bahsetmektedir. Vuruşları olan bir
yıldızın ne anlama geldiğini binlerce yıldır kimse tahmin edemediğinden "Tarık"
kelimesi özel isim gibi Arapça'sının aynısıyla çevrilmeden çevirilere yazılmış,
ancak dipnotlarda, sözlüklerde ve tefsirlerde anlamı açıklanmıştır.
Gökyüzünde çok ince hesaplarla, çok muhteşem olaylar
oluşmaktadır. Hiç kimsenin kafadan iki cümle atıp da gökyüzünde oluşan olaylar
hakkında isabetli bir tahmin yapabilmesi, dediğine uyacak bir cismin gökyüzünde
tesadüfen bulunması beklenemez. Kur’an-ı Kerim'in her cümlesinde, her
kelimesinde nasıl inceliklerin olduğu, Kur’an-ı Kerim'in her sorusunda, her
vurgusunda ("Vuruşlu nedir, kavrayabilir misin?" örneğinde
olduğu gibi) nasıl derin anlamların saklı olduğu Kur’an-ı Kerim ne kadar çok
araştırılırsa o kadar iyi anlaşılmaktadır.
Kaynak: Islam-TR
Yorumlar
Yorum Gönder