Müstakim Ol Hazret-i Allah Utandırmaz Seni

Müstakim Ol Hazret-i Allah Utandırmaz Seni

 

Sen usandırma eli, el de usandırmaz seni;

Hilekârlık eyleme, kimse dolandırmaz seni;

Dest-i a’dâdan soğuk su içme ki kandırmaz seni;

Korkma düşmandan ki âteş olsa yandırmaz seni;

Müstakîm ol Hazret-i Allah utandırmaz seni...

 

Halk arasında adâvet sû-i zandandır bütün;

İhtilâl-i mülket-i âlem fitendendir bütün;

Öldürenden bilme cürmü, suç ölendedir bütün;

Ne fenâlık görsen elden sanma, sendendir bütün;

Müstakîm ol Hazret-i Allah utandırmaz seni...

 

İster isen hıfz ede ırzın, Hudây-ı lem-yezel;

Irzına a’dây-ı bed-hâhın bile, verme halel;

Tâ ezelden söylenir, halkın dilinde bu mesel;

Celb eder elbette insana, mükâfatın amel;

Müstakîm ol Hazret-i Allah utandırmaz seni...

 

Halkı tahrîb eyleyib de kendin âbâd eyleme;

Bu cihânda ev yapıp, ukbâyı berbâd eyleme;

Nef’in için zâlim-i bîrahme imdâd eyleme;

Âlemi tenfîr eden ahvâli mu’tâd eyleme;

Müstakîm ol Hazret-i Allah utandırmaz seni...

 

Seyyiât insana nefs-i kemterîninden gelir;

Her hacâlet âdeme sû-i karîninden gelir;

İzzet ü zâtı mekâna hep mekîninden gelir;

İstikâmet müstâkimü’l-hâ dininden gelir;

Müstakîm ol Hazret-i Allah utandırmaz seni...

 

Düşmanı tezlîl için hîleyle etme iştigâl;

Hüsn-i efkâra olur hâil cihanda sû-i hâl;

Yüz suyu dökme teessüf çekme etme kîl u kâl;

Sen sakîm olma verir maksûdun elbet Zül-celâl;

Müstakîm ol Hazret-i Allah utandırmaz seni...

 

At riyâyı elden islâha çalış ahvâlini;

Boşboğazlık etme ta’dil eyle kîl u kâlini;

Sen ne dürlü saklayım dersen de sû-i hâlini;

Hak Taâlâ senden a’lemdir senin ahvalini;

Müstakîm ol Hazret-i Allah utandırmaz seni...

 

Haline şeytân güler gördükde sende gafleti;

Üstüne güldürme öyle düşmen-i bed-sireti;

Hâin olma ver emânetle cihâna şöhreti;

Herkesin destindedir âlemde züll ü rıf’atı;

Müstakîm ol Hazret-i Allah utandırmaz seni...

 

Zâmin olan ey Saîd erzâka Hâlikdir sana;

Mâsivâye serfürû etmek ne lâyıkdır sana;

Iztırâbı celb eden meyl-i alâikdır sana;

Gayr için düşme lisân-ı nâsa yazıkdır sana;

Müstakîm ol Hazret-i Allah utandırmaz seni...

 

Said Paşa Rahmetullahi Aleyh

 

1- Dest-i a'dâ: Düşman eli

2- Dünyây-ı dûn: Aşağılık dünya

3- Şerr-i a'dâ: Düşmanın kötülüğü

4- Masûn: Korunmuş, korunan

5- Ashâb-ı sıdk: Doğru sözlü olanlar

6- Hasım: Düşman

7- Zebûn: Güçsüz, âciz

8- Lem-yezel: Bâkî, kalıcı

9- Bed-Hâh: Kötülüğünü isteyen

10- Halel: Bozukluk

11- Garrelenmez: Şımarmaz, mağrur olmaz, aldanmaz

12- Rûz-i ikbâl: Mutlu günler

13- Ehl-i hıred: Akıllılar

14- Gad: Yarın 15- Sept: Cumartesi

16- Ehad: Pazar

17- Seyl-i mevt: Ölüm selleri

18- Hâk: Toprak

19- Nef'ın: Menfeatin

20- Zâlim-i bi-rahm: Merhametsiz zâlim

21- Tenfîr: Tiksindirme

22- Mu'tâd: Alışılmış

23- Seyyiât: Kötülükler

24- Nefs-i kemterin: En aşağı nefis

25- Hacâlet: Utanma, şaşırma

26- Sû-i karîn: Kötü arkadaş, komşu, hısım

27- Mekîn: Oturan, yerleşen

28- İştigal: Meşgul olma

29- Hüsn-i efkâr: Güzel fikirler

30- Hâil olmak: Engel olmak

31- Sû-i hâl: Fenâ, kötü hal

32- Teessüf: Kederlenme

33- Kıyl ü kâl: Dedi-kodu

34- Sakîm: Hasta

35- Ef'âl: Fiiller, davranışlar

36- Ta'dîl: Değişiklik, doğrultma

37- A'lem: En bilen

38- Bed-siret: Kötü ahlâk

39- Dest: El

40- Zill ü rif'ât: Aşağılık,   horluk, yücelik ve büyüklük

41- Zâmin u kâfil: Ödeyen, kefil, üstüne alan

42- Erzâk: Yiyecek içecek

43- Mâsivâ: Allah'tan başka her şey

44- Ser-fürû: Uysal, itaatkâr

45- Iztırabı celb: Sıkıntı, azap, elem çekme

46- Alâık: İlgiler, ilişkiler

47- Gayr: Yabancı

48- Lisân-ı nâs: İnsanların dili



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)