Dünya Ahiret Dengesi
Dünya
Ahiret Dengesi
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلّى اللهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: الدُّنْيَا سِجْنُ المُؤْمِنِ، وَجَنَّةُ الكَافِرِ
Ebû Hüreyre Radiyallahü Anh
anlatıyor:
"Rasûlullah aleyhisselâm
buyurdular ki: "Dünya, mü'mine hapishâne, kâfire cennettir." [Müslim,
Zühd 1, (2956); Tirmizî, Zühd 16, (2325).]
Münâvî, hadisi açıklama
sadedinde şu menkîbeyi nakleder: "Anlattıklarına göre, Hâfız İbnu Hacer,
Kâdı'il-Kudât iken, bir gün etrafını saran büyük bir cemaatle, haşmetli ve
güzel bir hey'ete bürünmüş halde pazara uğrar. Derken kılık kıyafeti pejmürde,
eskimiş ve yağlara bulanmış bir elbise içerisinde sıcak zeytinyağı satan bir
yahudi, kendisine doğru yaklaşıp atının yularından tutar ve:
"Ey Şeyhülislam,
inanıyorsun ki, Peygamberiniz:
"Dünya mü'mine
hapishâne, kâfire cennettir" demiştir. Sen hangi hapistesin ve ben nasıl
bir cennetteyim?" der.
İbnu Hacer şu cevabı verir:
"Ben, Allah'ın bana
âhirette hazırladığı nimetlere nisbetle, hâl-i hazırda sanki -(şu dünyevî
saltanatıma rağmen)- hapiste gibiyim. Sen de, sana âhirette hazırlanan azâba
nisbetle, cennette gibisin!"
Yahudi bu cevap üzerine
Müslüman olur.”
Ünlü bir ozan dünyayı iki
kapılı bir hana benzetiyor:
Dünyaya geldiğim anda,
Yürüdüm aynı zamanda,
İki kapılı bir handa,
Yürüyorum gündüz gece…
Başka bir deyişte:
Ana rahminden geldik pazara,
Bir kefen alıp döndük
mezara…
Deniliyor ve dünya
hayatının ne kadar kısa ve önemsiz olduğuna işaret ediliyor.
Veya;
Mal sahibi mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi,
Mal da yalan mülk de yalan,
Var biraz da sen oyalan…
Ölüm vardır be hey gafil,
sakın aldanma dünyaya,
Kapılma mal-u emlake, sakın
meyletme hülyaya,
Çalış emr-i ilahiyi gücün
yettikçe icraya,
Gelenler hep sefer eyler
muhakkak dar-ı ukbaya,
Yüzün dön, iltica eyle
Cenab-ı Zat-ı Mevla’ya.
Dizelerindeki ifadeler sanırım
bizlere bir şeyler anlatıyor.
Kıssadan
Hisse: Ne yazık
ki Müslüman kardeşlerimiz bu konuyu yanlış anlaşmışlar, anlamaya da devam
ediyorlar…
Yukarıdaki Hadis-i Şerif’in anlatmak istediği “Ahiretin muhteşemliği
karşısında dünya hapishane gibidir” anlatılmak isteniyor.
Dünya
kötü değildir. Dünya hırsı ve dünya sevgisinin kalbi kaplayarak ahireti
unutturması kötüdür. Yoksa dünyada durumu iyi olmayan kolay kolay ahireti de
kazanamaz. Parası malı olmazsa sürekli başkalarına yük olur; hiçbir hayır ve hasenat
yapamaz. Kendisinin, ailesinin ve vatanın bağımsızlığı tehlikeye girer.
Tıpkı
bugünkü İslâm dünyasının durumu gibi. Bu gün dünyanın her yerinde Müslümanların
durumu perişan... Sürekli Müslüman kanı akıyor. Müslümanlar fakir olduklarından
ülkelerini savunamıyorlar. Devamlı Batı’ya göç etmek istiyorlar. Ege Denizi kaçak
göçmen ölüsü ile doldu. Hâlbuki enerji kaynakları, maden yatakları
Müslümanların elinde…
Şu
Hadis-i Şerife kulak verelim:
قَالَ رَسُولُ
اللهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اِعْمَلْ عَمَلَ امْرِءٍ يَظُنُّ
اَنْ لَنْ يَمُوتَ اَبَداً وَاحْذَرْ حَذَرَ امْرِءٍ يَخْشَى اَنْ يَمُوتَ غَداً
"Hiç ölmeyeceğini
zanneden kişi gibi (dünya için) çalış, yarın öleceğinden korkan kimse gibi de
(dünyaya bağlanmaktan) kaçın." (Canan, İbrahim, Kütüb-i Sitte Muhtasarı,
14, 481)
Müslümanlar
bu Hadis-i Şerif’te buyrulduğu üzere hem dünya için hem ahiret için çok
çalışmalı; batı ile arasındaki uçurumu kapatmalı, hatta onlardan fersah fersah
ileri gitmelidir.
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder