Arapça Atasözleri الحِكَم والأمْثَال في اللّغة العَرَبِية
Arapça Atasözleri الحِكَم والأمْثَال في اللّغة
العَرَبِية
نُصرَةُ الحَقِّ شَرَف
|
Hakka yardım etmek şereftir.
|
لا تَكنْ صَلْباً
فتُكسرْ ولا ليّناً فتُعْصَر.
|
Pek yaş olma sıkılırsın, pek’
de kuru olma kırılırsın.
|
مَنْ تدخّلَ فيما لا
يعنيهِ لقيَ ما لا يرضيهِ.
|
Kim ilgilendirmediği işe
karışırsa, razı olmadığı şeylerle karşılaşır.
|
مَن دَقَّ دُقَّ.
|
Çalma kapım, çalınır kapın.
(Çalma elin kapısını; çalarlar kapını)
|
وَغَيرُ تَقيٍّ يَأمرُ
النّاسَ بالتُّقى.
|
Takva sahibi olmayan kişi
başkasına takvalık emreder.
|
إنْ كُنتَ كَذوباً
فكُنْ ذّكوراً.
|
Yalancı da olsan, söylediğini
hatırla.
|
المَرءُ عَدوُّ مَا
جَهِل.
|
Zamanı ayıplarız hâlbuki ayıp
bizdedir.
|
حِيلةُ مَنْ لا حِيلة
لهُ الصّبرُ.
|
Çaresiz olanın çaresi sabırdır.
|
إنْ كُنتَ رِيْحَاً
فَقَد لاَقَيْتَ إعْصَاراً.
|
Eğer rüzgâr isen fırtına ile
karşılaşırsın. (Rüzgâr eken, fırtına biçer.)
|
في التّأني السّلامة
وفي العَجلة النّدامة / مَنْ تأنّى أدْرَكَ ما تمنَّى.
|
İtidalde selamet, acelede
nedamet vardır, İhtiyatlı davranan umduğuna ulaşır.
|
أفَةُ العِلمِ
النِّسيَان.
|
İlimin belası unutmaktır.
|
الإنتِظار أشَدُّ من
النَّار
|
Beklemek ateşten beterdir.
|
الإنسَانُ عَبْدُ
الإحْسَان.
|
İnsan ihsanın esiridir.
|
حُسنُ الأخْلاق كُنوزُ
الأَرزَاق
|
Güzel ahlak rızk hazineleridir.
|
رُبَّ قَولٍ أنْفَذُ
مِن صَولٍ.
|
Nice söz vardır ki, yiğitçe
saldırıdan etkilidir.
|
لا تَجرِ فيما لا
تَدرِي.
|
Bilmediğin bir şeyin ardından
koşma.
|
مَن حَفَرَ لأخيِهِ
حُفرَةً وقَعَ فيها.
|
Başkasına kuyu kazan içine
düşer.
|
الضِّحكُ مِن غَيرِ
عَجَب مِن قِلَّةِ الأدَب.
|
İlginç olmayan bir şeye gülmek
terbiyenin az olması demek.
|
المُؤمِنُ بِشرُهُ في
وَجهِهِ وَحُزنُهُ في قَلبِهِ.
|
Müminin sevinci yüzünde,
üzüntüsü kalbindedir.
|
الإنسانُ في التّفكير
واللهُ في التّقدير.
|
(Her şey) İnsanın düşüncesi ve
Allah’ın takdiri ile olur
|
البُعْدُ جَفَاءٌ
|
Gözden ırak olan gönülden ırak
olur
|
إِيّاكَ أَعْنِي
وَاسْمَعِي يَا جَارَّة
|
Kızım sana söylüyorum! Gelinim
sen anla
|
حِبْرٌ عَلَى وَرَقٍ
|
(Kâğıt üzerinde mürekkep)
Hiçbir etkisi yok
|
سَعَى إِلى حَتْفِهِ
بِظُلْفِهِ
|
Kendi kuyusunu kendisi kazdı
|
لا يَمْنَعُ حَذَرٌ
مِنْ قَدَرٍ
|
Tedbir takdiri bozmaz
|
لِكُلِّ حَسَنٍ عَائِبٌ
|
Her güzelin bir kusuru vardır
|
كُلُّ مَرَّةٍ تَسْلَمُ
الْجَرَّةُ
|
Kedi gibi dört ayak üzerine
düşüyor
|
نِصْفُ العِلْمِ
أَخْطَرُ مِنْ الجَهْلِ
|
Yarım hoca dinden, yarım hekim
candan eder
|
إِخْتَلَطَ الحَابِلُ
بِالنَّابِلِ
|
Her şey birbirine karıştı
|
الدَّرَاهِيمُ
بِالدَّرَاهِيمِ تُكْسَبُ
|
Para parayı çeker
|
Yorumlar
Yorum Gönder