Krizler Neden Olur, Nasıl Önlenir
Krizler Neden Olur, Nasıl Önlenir
Bugünlerde
dillerden düşmeyen krizlerden bahsedeceğiz. Krizler nedir, neden olur? Sebepleri
nelerdir?
Krizlerin
en büyük nedeni kişilerin izlediği yanlış siyaset ve stratejilerdir. Bir kişi
üretmeden tüketmeye kalkarsa veya ürettiğinin kat be kat fazlasını harcarsa o
kişi için kriz kaçınılmazdır. İster bu ailede, isterse işletmede isterse
devlette olsun fark etmez. Üretimi az, tüketimi çok bütçe açık vermeye başlar.
Kabaran borçlar gün gelir ödenemez olur. Al sana kriz. Üstelik üretim
verimsizse ve çağın gereklerine ayak uyduramazsa sorun daha da büyür.
İnsanların, ailelerin şirket ve devletlerin misyonu, vizyonu, hedef ve
stratejileri olmalıdır. Eğer her şey atadan geldiği gibi devam ederse acı bir
akıbet kapıyı çalar.
Artık
dünyamız global bir köy gibidir. Nasıl ki bir köyde kuraklık veya fakirlik o
köydeki herkesi etkilerse Dünya küresel krizi de her ülkeyi belli ölçülerde
etkileyecektir. İşte görüyoruz; Yunanistan küçük bir ülkedir ve basit bir
ekonomidir. Fakat üyesi olduğu Avrupa birliğini ve dünyayı on şiddetinde deprem
gibi sallamaktadır. Giderek dünyanın birçok yerinde, iktisadi, siyasi krizler;
açlıklar, kıtlıklar, yoksulluklar, işgaller yaşanıyor. Amerikan İdeolojisi adlı
kitab'ın yazarı Andrew Levine, ''Wall Street'i İşgal Et'' eyleminden sonra
AIPAC'in işgal edilebileceğini söyledi.
Son
yüzyılda en çok kazanan büyük holdingler ve tröstler ABD’rinde
dir. Bunlar dev petrol, silah ve
sanayi şirketleridir. Bunlar trilyon dolarlarla dünya ekonomisini maniple
etmektedirler. Bunların ufak bir işaretiyle borsalar, kıymetli metaller, altın
ve petrol anında yükselip anında düşmektedir. Her iniş ve çıkışta birileri
kaybederken birileri kazanıyor.
Artık
insanlar daha dikkatli olmalı üretim ve tüketim dengesi iyi gözetilmeli lüks ve
israftan kaçınılmalıdır. ABD ekonomisi krizi atlatmış gibi görünüyor… Fakat
sürekli kendi para birimi Dolar’ın değerini düşük tutarak kur savaşları yaparak
dış ticaretini büyütmek istiyor. AB ekonomisi de öyle... Onlar da Euro’nun
değerini düşük tutarak kur savaşları yapıyorlar. Diğer devler Japonya ve Çin
ise kötü sinyaller veriyor. Global krizin tekrar kapıyı çalması an meselesi… ABD’ye
kızan Çin parasını altı kere devalüe etti bile… ABD’yi korkutan Çin dalgasının
küresel dalgalara dönüşmesi… Eğer diğer ülkeler de Çin gibi paralarını devalüe
ederse dolar otomatik yükselmiş olacak. ABD dış ticareti çok olumsuz
etkilenecek.
1929
Dünya Ekonomik Bunalımı, 1929'da başlayan
(etkilerini ancak 1930 yılının sonlarında tam anlamıyla hissettiren) ve 1930'lu
yıllar boyunca devam eden ekonomik buhrana verilen isimdir. Buhran, Kuzey Amerika ve Avrupa'yı merkez almasına rağmen, dünyanın
geri kalanında da (özellikle de sanayileşmiş ülkelerde) yıkıcı etkiler
yaratmıştır. En çok sanayileşmiş şehirleri vurmuş, bu kentlerde bir işsizler ve
evsizler ordusu yaratmıştır. Bunalımdan etkilenen birçok ülkede inşaat
faaliyetleri durmuş; tarım ürünü fiyatlarındaki % 40-60'lık düşüş,
çiftçileri ve kırsal bölge nüfusunu kötü etkilemiştir. Talebin beklenmedik
düzeyde düşmesi nedeniyle madencilik alanı buhranın en fazla etkilendiği
sektörlerden biri olmuştur. Büyük Bunalım farklı ülkelerde farklı tarihlerde
sona ermiştir.
1929
Bunalımı temelde Amerika’da borsanın çöküşüne ithaf edilse
de; o yıllarda yeryüzündeki ekonomik koşullara, krizin büyüklüğü ve etkisine
bakıldığında Büyük Dünya Bunalımı adını almayı hak ettiği açıkça görülmektedir.
Bunalım dünyada 50 milyon insanın işsiz kalmasına, yeryüzündeki toplam
üretimin %42 oranında ve dünya ticaretinin de %65 oranında azalmasına
neden olmuştur. 1929 yılına kadar dünyada oluşan diğer krizlere bakıldığında dünya
ticaretinin en fazla %7 oranında düştüğü düşünülürse 1929
bunalımının ne derece etkili olduğu tahmin edilebilir.
Küresel uygarlık krizi dediğimiz batı
düşüncesinin 3 temel noktadan eleştirisini yapmak zorundayız.
Dünyaya,
insana ve topluma nasıl bakıyorsunuz. Bunlara bakış açısı bir medeniyetin nasıl
bir medeniyet olduğunu da ortaya koymaktadır. Batı medeniyeti temellük duygusu
ile dünyaya bakmaktadır. Dünya bizimdir, biz kontrol etmek zorundayız. İkincisi
insana bakışta... İnsana bakışta iki yanlışları var. Çıkarcı düşünen bir insan
tipi... Sınırsız bir tamahkârlık içerisinde... İktisat ahlâkla ilgilenmez. Yine
modern insanın en temel yanlışlarından birisi ayrımcılıktır."
Efsane
yönetici Lee Lacocca´da bunu teyid ediyor. Bütün Bu Liderler Nereye Gitti? Adlı
kitabında, bugün Amerikan halkının %70´ine göre ekonomik krizlerinin baş
sorumlusunun büyük işletmeler olduğunu belirtiyor.
Rusya
krizi, Asya krizi, Avrupa krizi gibi... İzlanda satışa çıkmıştı, Yunanistan
yardım alamasa iflasta. Arjantin´de insanlar aç kalmamak için büyük mağazaları
yağmalıyor. Her yerde işsizlik çığ gibi büyüyor.
İnsanlara
çalışacakları iş veremezseniz psikolojileri bozulur, saldırgan olurlar,
birbirlerine saldırmaya başlarlar. Askerlik yapanlar bilirler, askere yağmurlu
havada çiçek sulatırlar. Neden? Asker bir şeyle meşgul olmazsa çıngar çıkar, ya
birbiriyle kavga eder veya başka türlü sorunlar çıkarırlar diye.
KOBİ
dediğimiz küçük ve orta boy işletme sahipleri, kendilerini ve ailelerini
geçindirir, devlete yük olmaz. Yanında da 3-5-10 neyse, personel çalıştırır ve
onlara da iş ve aş sağlar. Bence eli öpülesi insanlardır. Bunu yapmasa ne
yapacak? Devlete gidecek bana iş ver diyecek. Türkiye yıllarca işsizliği böyle
çözmeye çalışmadı mı? Oy uğruna devlet memuru kadroları şişirildi. 3 kişiyle
yapılacak işe 30 kişi aldılar. Bu mudur çözüm?
Nedir
gizli işsizlik? Devlet dairelerinde olduğu gibi, o adamın işi var gözükür
ancak, adamı o işten alsanız dahi o iş tıkır tıkır yürür. Yani aslında o adam o
işte hiçbir değer yaratmıyordur. Türkiye on yıllar boyunca işsizlik sorununu
gizli işsizler yaratarak çözmeye çalışmış ve sonuçta az gelişmiş bir ülke
olarak kalmıştır.
Artık e-ticarette ve diğer ticarette küçüklerin küçük işletmelerin devri bitti. Ya kapatacaklar veya büyüklerin himayesine girecekler. Büyük marketler nasıl bakkalları bitirdiyse; büyük alışveriş merkezleri de diğer esnafı bitirecek.
Artık e-ticarette ve diğer ticarette küçüklerin küçük işletmelerin devri bitti. Ya kapatacaklar veya büyüklerin himayesine girecekler. Büyük marketler nasıl bakkalları bitirdiyse; büyük alışveriş merkezleri de diğer esnafı bitirecek.
Dünyadaki
tüm insanlarda az efor sarf ederek zengin olma, az kazanıp çok harcama, sürekli
gezme ve eğlenme isteği var. İnsanların bitmek tükenmek bilmeyen arzu ve
hevesleri yeni krizlere gebe... Geçen bir gazeteci anlatıyor. Yunan adalarına
gitmiş. Kriz umurlarında yok, eğlence yerleri dolup taşıyor diyor.
Aslında
her şeyin en güzel ve modern çözümü güzel dinimizde var. Çok kazanma ve
zenginlik hırsının gözleri bürüdüğü, kimsenin başkasının gözyaşına bakmadığı
bir dünyada yaşıyoruz.
Kısacası
verimsiz ve kalitesiz üretim; tembellik, cehalet, israf ve aşırı tüketim
diyebiliriz. Tabi ki savaş, terör olayları, doğal felâketler de kriz sebebidir.
Güzel
dinimizde zekâtı farz kılmış sadaka, dayanışma, paylaşma ve kanaat övülmüştür. Sevgili
peygamberimiz "En helal kazanç kişinin alın teridir." buyurarak; emeği,
üretimi teşvik; her türlü mal, hizmet ve zaman israfını yasak etmiştir. Tembellik
yerilmiş, çalışkanlık övülmüştür. Yüce Kur'an-ı Kerim'in "Yiyiniz, içiniz
fakat israf etmeyiniz!" buyruklarına rağmen caddeler, sokaklar ekmek dolu.
Evlerde, yemekhanelerde, otellerde, davetlerde israfın haddi hesabı yok…
Allah'ü
tealâ hepimizi gafletten uyarsın. Hoşça
kalın, dostça kalın! Allah’ü Teâlâ’ya emanet olun efendim!
Yaşar
AKKAŞ
Yasal Uyarı: “Bu eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve
kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.”
Yorumlar
Yorum Gönder