Kayıtlar

Güzel Mevla’m Ne Kılayım

  Güzel Mevla’m Ne Kılayım   Safhayı sadrında memnû âşıkın ezkârı Hû, Gönlünün içinde dâim ârifin ezkârı Hû   Nâlândan nay aldı bağrım, durmayıp nâlan eder, Aşıka her demde Hakayık sırrını ilan eder.   Ol sebepten Kâdiriler durmayıp devran eder. Mevleviler Mesneviler başladı ezkâra Hû   Hû deyup Hû dinle, bul anınla gurbetî, Enbiyalar, Evliyalar buldu anınla vuslâtı.   Ey gönlüm sen de Hû zikri ile eyle dâim ülfeti, Keşfola bu vücûdün mülküne esrarı Hû.   Güzel mevlâm ne kılayım, rızanı nice bulayım, Seni bildir ki bileyim, yolunda canım vereyim Hu.   Gül gülistan mı olurdu nâr’ı Nemrud’a Halil, Olmasa anın dilinde dembeden tekrarı Hû.   Muhammed Bilâl-i NÂDİR

Dostun Cemâlin Arzular

  Dostun Cemâlin Arzular   Yine seyreyledi gönlüm dostun cemâlin arzular. Hicre katlanmaz gönül dostun cemâlin arzular.   Her kim uğrarsa bu derde bulur himmeti erde. Açılıverecek perde dostun cemâlin arzular.   Kim ki gerçek mirîd ola bel bağlayıp gelsin yola. Şol yürekteki dert ola dostun cemâlin arzular.   Dostum beni deli kıldı aklımı fikrimi aldı. Hayâli gözümde kaldı dostun cemâlin arzular.   Evvel derdi gönlüm bana atlar donlar gerek bana. Mevlâ’m bir dert verdi bana dostun cemâlin arzular.   Yunus’un sözü erince iniler cânın verince. Tâ ölüp sine girince dostun cemâlin arzular.   Yunus EMRE

Sana Yalvarmaktan Gayri Nem Kaldı benim!

  Sana Yalvarmaktan Gayri Nem Kaldı benim!   Ey Allah’ım aşkın düştü özüme, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim! Lütfedip de bakmaz isen kara yüzüme, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim!   Unuttum ibadeti kalmadı bende, Aşkın ateşi Suzan olmuş parlıyor canda, Benim maksadım sensin iki cihanda, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim!   Aşkın düştü bu canım yanıyor, Herkes muradın almış gidiyor, Bizim hasretimiz böyle kalıyor, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim!   Gaflet ile geçti gecem gündüzüm, Acep ağarır mı bu kara yüzüm, Gayriyi unuttum sen oldun sözüm, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim!   Cümle ihfanımızı hıfzet yâ Gâni, Sevindir onları kör et düşmanı, Lütfun ile bize bol et ihsânı, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim!   Dertli Bilâl eder derdim özümde, Mâsiva kalmadı asla gözümde, Ben de düştüm Rasûl’ünün izine, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim!   M...

İHH Gönüllüsü Yusuf Taha Göktaş Kardeşimizin Aldığı Notlar

Resim
İHH Gönüllüsü Yusuf Taha Göktaş Kardeşimizin Aldığı Notlar 01-    Şartlar ne olursa olsun, ezanı duyduğunda namaza kalk. 02-       Kuran-ı Kerim’i oku, incele, dinle. Küçük zamanları bile yararsız işlere ayırma. 03-       Hiçbir konuda aşırı tartışmayın, zira gösteriş hiçbir zaman yarar sağlamaz. 04-       Fazlaca gülme, çünkü Allah’a bağlı gönül sakin ve vakarlı olur. 05-       Maskaralık yapma çünkü mücahid bir millet ciddiyetten başka bir şey tanımaz. 06-       Dinleyicinin işiteceğinden fazla sesini yükseltme. Çünkü bu bencillik ve eziyet verir. 07-       Kişileri çekiştirmek ve tavırları küçümsemekten sakın. Hayırdan başka bir şey konuşma. 08-       Karşılaştığın kardeşlerinle sizden istemese bile tanışmaya çalışın. 09-       Yapacak bir görevin varsa onu en k...

En İyisi Derviş’in Hırkasını Çıkarın!

Resim
En İyisi Derviş’in Hırkasını Çıkarın! Bir gün yaralı bir kuş, Hz. Süleyman Aleyhisselâm’a gelerek, bir dervişin kanadını kırdığını söyler ondan şikâyetçi olur. Hz. Süleyman Aleyhisselâm kuştan bir dervişin onun kanadını kırdığını duyunca hemen dervişi yanına çağırtmış. Derviş gelince de ona sormuş: “- Sen niye bu kuşun kanadını kırdın?” Derviş cevap veriyor: “- Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim.” Ona doğru yaklaşınca kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o sırada kanadı kırıldı. Bunun üzerine Hz. Süleyman Aleyhisselâm kuşa dönüp sordu: “- Şimdi, bu adam da haklı. O sana gizlice yaklaşmamış. Sen niye kaçmadın? Kuş cevap vermiş: “- Ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’ü Teâlâ’dan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.” Hz. Süleyman Aleyhisselâm bu sefer kuşu ...

Amentü Duası

Amentü Duası آمَنْتُ بِاللهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَبِالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ مِنَ اللهُ تَعَالَى وَالْبَعْثُ بَعْدَ الْمَوْتِ حَقٌّ اَشْهَدُ اَنْ لٓا إِلَٰهَ إِلَّا للهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ Okunuşu: Âmentü billahi ve melâiketihi ve kütübihî ve rusülihî ve’l yevmi’l-âhıri ve bi’l-kaderi hayrihî ve şerrihi mine’llâhi teâlâ ve’l-ba’sü ba’de’l mevti hakk Eşhedü en lâ iâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh.   Anlamı: Ben Allah’ü Teâlâ’ya, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere; hayır ve şerrin Allah’ü Teâlâ’nın yaratmasıyla olduğuna inandım. Öldükten sonra dirilmek de haktır. Ben şehadet ederim ki, Allâh’ü Tealâ’dan başka ilâh yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem Onun kulu ve peygamberidir.

Dileklerin, İsteklerin Kabul Olması İçin Dua, Namaz Veya Zikir Var mıdır?

Dileklerin, İsteklerin Kabul Olması İçin Dua, Namaz Veya Zikir Var mıdır?      Soru Detayı - Sahih hadislerde geçen veya sahih kitaplarda, dileklerin isteklerin olması için dua, esmaü-l’hüsna, zikir, namaz vs. var mıdır? - Allah'a nasıl dua etmeliyiz ve istemeliyiz? Cevap Değerli kardeşimiz,  İnsan, bir işin neticesinin iyi mi, kötü mü olacağını bilemez. Muhakkak şu işim olsun diye ısrar etmemeli, kul olarak üzerine düşen maddi ve manevi görevlerini yapmalı, neticeyi Allah'a bırakmalı ve Ona itimat etmeli, sonuçlara razı olup memnun olmalıdır. Bir Müslüman olarak hayatımızın bütün alanlarında iki şeye dikkat etmeliyiz:   1. Allah’ın kâinatta koyduğu kurallar uymak.  Buna  tekvini kanunlar , kevni şeriat denilmektedir. Yapılacak işin  insana düşen görev ve sorumlulukl ardır. 2. Allah’ın dinde koyduğu kurallara uymak.  Buna da  teşrii kanunlar  denilmektedir. Yapılacak işin  haram, mekruh, sünnet, v...

Dua Ederken Nasıl Bir Sıralama Takip Etmemiz Lazım

  Dua Ederken Nasıl Bir Sıralama Takip Etmemiz Lazım   إِذَا تَمَنَّى أَحَدُكُم فَلْيُكثِر، فَإِنَّمَا يَسأَلُ رَبَّهُ عَزَّ وَجَلَّ Hazret-i Âişe Radıyallahü Anha anlatıyor. Resulullah sallallahü aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Sizden biriniz Allah’tan ne dilerse, çok istesin. Çünkü o ancak Aziz ve Celil olan Rabbinden istiyor. (Onun hazinesi tükenmez).” (İbni Hibban, hadis no:2403)

Emâlî Kasidesi’nin Türkçesi

Emâlî Kasidesi’nin Türkçesi   Doğru i’tikâd yazar, Emâlî’nin başında, İncîler gibi olan nazmı, tevhîd hakkında.   Mevlâmız, mahlûkların ilâhıdır biliniz, Kemâl sıfatlar ile, muttasıftır Rabbimiz.   O, Hayy’dır, hayattadır, her işte tedbîr eder. O, vardır, zülcelâldir. Her şeyi takdîr eder.   Hayrı ve şerri ister, irâde sıfatıyla, Ancak şerden, kötüden, râzı değildir asla.   Allahın sıfatları, değil zâtının aynı, Aynı zamanda bil ki, olamaz zâtından ayrı.   Zâta ve fi’le âit, Allahın sıfatları, Öncesi yok, kadîmdir, yok zeval bulmaları.   Ona (şey) deriz ancak, hiçbir şeye benzemez. (Zât) da denilir ancak, altı yön düşünülemez.   Başka değildir ismi, O’nun müsemmâsından, Bildirildi bu ma’nâ, İslâm ulemâsından.   Rabbim cevher değildir ve hiç olamaz cisim. Ne şümûllü bir bütün, ne de ondan bir kısım.   Cüz’i lâ yetecezzâ, var şeksiz inanmalı, Ey Müslümanlar, bunu, inkârdan sakınma...