Sevilmeye Tek Lâyık Olan...
Sevilmeye Tek Lâyık Olan...
İmâm-ı
Gazali Rahmetulahi Aleyh hazretleri, insanın sevdiği şeylerin hepsinin
yaratanı, onlara o güzelliği, sevimliliği verenin Allahü Teâlâ olduğu için,
hakiki sevgiye, sevilmeye tek layık olan O'dur, buyurmaktadır. Sonra bunu şöyle
izah etmektedir:
Bunu düşünmeden,
bunun şuuruna varmadan başkasını seven bir kimsenin sevgisi cehaletinden ve
Allahü Teâlâ’yı tanımamaktaki eksikliğinden ileri gelir. Resulullahı sevmenin
kaynağı Allah sevgisidir.
Âlimleri ve
velileri sevmenin kaynağı da böyledir. Çünkü sevenin sevdiği de sevilir. Dost
güzel olduğu gibi dostun dostu da güzeldir. Bu bakımdan hakîkatte, basiret
sahipleri nezdinde Allah'tan başka sevilen ve sevgiye müstahak olan yoktur.
Çünkü Allah'tan
başka varlıklar vehim ve hayaldir ve tam bir mecazdır. Asla hakikati yoktur.
İnsan kendi nefsini, geleceğini, kemâlini ve varlığının devamını sever; bunu
sağlayacak tek güç Allah’ü Teâlâ’dır. Bunun için, insan arzularına kavuşmak
için O'nu sevmeye mecburdur.
Çünkü kesinlikle
varlığının kendi zatından olmadığını bilir. Zatının varlığını, varlığının
devamını ve varlığının kemâlini sadece Allah'tan olduğunu bilir. Bu bakımdan
kulu yoktan var eden, hayatta bırakan ve onun kemâl sıfatlarını yaratmak
suretiyle varlığını ikmâl eden ve buna götüren sebepleri yaratan sebepleri
kullanma imkânını yaratan ancak Allah'tır.
Kul, kendinden,
zatından gelen bir varlığa sahip değildir. Aksine kul eğer Allah kendisine
lütfetmezse tam bir hiçtir. Eğer hayatta bırakmak suretiyle Allah'ın onun
üzerindeki ihsanı olmazsa, hiçbir şey değildir. Varlığını kendi kendine
sürdüren, nefsiyle kâim olan hiçbir şey yoktur.
Sadece Hayy ve
Kayyum olan Allah, öyle Allah ki zatıyla kâim olduğu gibi yarattıkları da
onunla kâimdir. İnsan, varlığının başkasına sebep olan ana babasını nasıl
severse, ister istemez onları ve kendisini yaratan ve devam ettiren Cenab-ı
hakkı da sevmek zorundadır.
Hasan-ı Basrî
hazretleri şöyle demiştir:
"Rabbini
tanıyan bir kimse, O'nu sever. Dünyayı tanıyan dünyada zâhid olur. İnsanın
kendi nefsini sevip de nefsinin varlığı kendisine bağlı bulunan Rabbini sevmemesi
nasıl düşünülebilir?"
Mehmet Oruç
Rahmetulahi Aleyh
Yorumlar
Yorum Gönder