Bir Babadan, Evlâdına Altın Nasihatler
Bir Babadan, Evlâdına Altın
Nasihatler
Ahmed Siyahî hazretleri, Kastamonu’da
yetişen evliyadandır. Mevlâna Halid-i Bağdâdî hazretlerinin sohbetinde yetişip
kemâle gelmiştir. Oğluna, aslında hepimize hitaben buyuruyor ki:
01- Ey oğul!
Tevâzu ve alçak gönüllülükte toprak gibi, başkasına fayda vermekte meyveli ağaç
gibi, cömertlikte akan nehir gibi, ihsân ve iyilik yapmakta deniz gibi ol!
02- “Ey oğlum! Sana Allah’ü Teâlâ’nın kitâbına, Rasûlullah
efendimizin sünneti seniyyesine uymayı, îtikâdını, Ehl-i sünnet âlimlerinin
bildirdikleri doğru îtikâda göre düzeltmeni tavsiye ederim.
03- Âlimlere, din
büyüklerine hürmet et.
04- İçin temiz
olsun.
05- Cömert ve
güler yüzlü ol.
06- Başkalarına
ihsân ve iyilikte bulun.
07- Allah’ü Teâlâ’nın
yarattıklarına eziyet etme.
08- Arkadaşlarının
kusurlarını affet.
09- Büyük, küçük
herkese nasihat eyle, hırs ve tamahı terk eyle.
10- Bütün
ihtiyaçlarında Allah’ü Teâlâ’ya güven. Allah’ü Teâlâ, kendisine sığınanları
mahrum etmez.
11- Ey oğlum!
Kurtuluşu, doğruluktan başka bir şeyde, Allah’ü Teâlâ’nın rızâsına kavuşmayı, Rasûlullah
efendimize tâbi olmak, ona uymaktan başka bir yolda arama...
12- Kendini hiç
kimseden üstün zannetme.
13- Birisi senin
hakkında koğuculuk ve hasetçilik yaparsa, ona mâni olmak için kendini zahmete
sokma, onun işini Allah’ü Teâlâ’ya bırak.
14- Sen kıymetli
ömrünü Rasûlullah efendimizin sünnet-i seniyyesine uymakta geçir.
15- Allah’ü Teâlâ’nın
emirlerini yerine getirmekte, kınayanın kınamasından korkma,
16- İbâdet ve
tâatin güçlüklerine karşılık sevâba kavuşacağını düşünerek sabret.
17- Nefsini dâimâ
hesâba çek.
18- Vakitlerini
dînin emirlerine uymakta kıymetlendir. Çünkü geçen zaman bir daha geri gelmez.
Yarına çıkıp çıkmayacağın belli olmadığından, yarın yaparım demek, üzüntü ve
pişmanlığa yol açar.
19- Her zaman Allah’ü
Teâlâ’nın razı olduğu şeylere sarıl.
20- Mâlâyâni,
faydasız şeyleri konuşmamakta sükût ve susmakta cansız varlıklar gibi, ayıpları
örtmekte karanlık gece gibi olmaya çalış.
21- Kalbin
körlüğü, kalp katılığındandır. Günahların için ağlayıp sızla, ah et.
22- Nazargâh-ı
ilâhi olan kalbi, haramlara ve Allah’ü Teâlâ’nın yasak ettiği şeylere
yöneltmekten sakın.
23- Akrabayı
ziyâret ve onlara iyilik etmeyi ihmâl etme.
24- Âhiret
kardeşlerini, iyi arkadaşlarını artırmaya çalış ve onlarla sohbet et!
25- Evliyanın
büyükleri; “Allah’ü Teâlâ ile beraber olunuz. Buna gücünüz yetmezse, Allah’ü
Teâlâ ile beraber olanlarla olunuz ki, sizi Allah’ü Teâlâ’ya kavuştursunlar!”
buyurmuşlardır.
26- "Ey oğul!
Dünyaya sarılmış olanlarla bulunma. Onlarla sohbet ve beraberlik gam, keder ve
üzüntü getirir. Bu tecrübe ile sâbittir..."
27- Allah’ü Teâlâ’nın
emir ve yasaklarına uymayan, nefsinin arzu ve isteklerine uymuş kimselerle
berâber olma. Böyle kimseler gizli düşman olup, insanın yüzüne karşı
dalkavukluk yaparlar, arkadan ise aleyhinde bulunurlar. Onların yanına gelerek
oturmalarına bakıp, aldanma. Maksatları senden manen faydalanmak olmayıp
dünyalık maksatlarına, mal ve mevki elde etmeye seni vesîle, âlet etmek
içindir. Bir kusur ettiğinde hakkında kötülük düşünenlerin ve düşmanlarının en
azılısı olurlar. Zamanındaki insanları tecrübe ettiğinde, onlarda da, bundan
başka bir özellik bulmayacaksın.
28- Ey oğul! Sana
bağlılık iddiasında bulunanların, yaptıkları iyilikleri başına kaktıklarını
görürsün. Çünkü sadâkat ve bağlılık adına yaptıkları az bir iyilik karşılığında
ağır, pek fazla bir hizmet ve karşılık beklerler, çok şey ümit ederler. Bu
ümitlerine bir defa olsun müsaade etmezsen, gösterdikleri sevgi, sadâkat ve
bağlılıklarını derhal bırakırlar. Çok defa onların isteklerinden yakanı
kurtaramazsın.
29- Ey oğul! Eğer
sana hakiki dost arkadaş lâzım ise, Allah Teâlâ için sevenlerle beraber ol.
Böyle kimselerden dostluk ve kardeşlik bağı kurduğun kimseye, muhtaç olduğunda
ihtiyacından fazla malın varsa ver. Yahut onu kendinle beraber tut veya kendine
tercih et. Beraber olduğunuzda ve arkasından ayıplarını ört ve gizle. Kusuru
olduğunda sabır ve tahammül et. Hayatta iken ve vefat ettiğinde onu hayırla an.
30- Ey oğul!
Herkese yumuşaklık, alçak gönüllülük, güler yüzlülük ile davranmaya gayret et.
31- Sana,
Rabbinden alıkoyan dünyalığa, makam ve mevkie kalbinin meyletmemesini tavsiye
ederim. Çünkü nefs, hevâ, şeytan ve dünya. İnsanın dört düşmanıdır.
32- Nefsin silahı
tokluk, hapishanesi açlıktır. Hevânın silahı, çok konuşmak; sükût, konuşmamak
ise, onun zindanıdır. Dünyanın silahı insanlarla fazla beraber olmak, onlar
arasında fazla bulunmak, çaresi yalnızlık ve onlardan uzak kalmaktır. Şeytanın
silâhı gaflet, yâni Allah’ü Teâlâ’yı unutmak; ona karşı tedbir, Allah’ü Teâlâ’yı
anmak, hatırlamak büyüklüğünü düşünmektir.
33- Ey oğul! Bu nasihatlerimi
iyi belle ve Allah’ü Teâlâ’nın nimetlerine, sana yaptığı iyiliklere
şükredenlerden ol!
Yorumlar
Yorum Gönder