Allah’ü Teâlâ, Bir İnsan Hakkında Hayır Murad Ederse

 Allah’ü Teâlâ, Bir İnsan Hakkında Hayır Murad Ederse

 

Allah’ü Teâlâ, bir insan hakkında hayır murad ederse o insana neler verir?

 

Esasen, Allah’ü Teâlâ, bir kimseye hayır murad eder ve onu dinde fakih kılarsa, en büyük nimetine mazhar etmiş olur. Böylece kişi, dinin her konusunda anlayış sahibi olacaktır.

 

Soruda geçen hadisin tamamı şöyledir:

 

“Allah’ü Teâlâ kimin için hayır dilerse onu dinde anlayış sahibi kılar. Ben yalnızca taksim eden bir kişiyim, veren Allah'tır. Allah'ın emri gelin­ceye (kıyamet kopuncaya) kadar bu ümmet Allah'ın emri üzere kala­cak, muhalefet edenler onlara zarar veremeyeceklerdir.” (Buhari, Farzu'l-Humus 7, İlm 13, İ'tisam 10; Müslim, İmaret 98, Zekat 98.100)

 

Bu hadis üç hüküm içermektedir:

 

1. Hadiste geçen ifadeyle, “Dinde tefakkuhun” yani, anlayış sahibi olmanın / fıkıhta derinleşmenin fazileti.

2. Mal ve mülkü verenin hakikatte Allah olduğu.

3. Bu ümmetin bir bölümünün kıyamete kadar hak üzerinde sabit kalacağı.

 

Birinci hakikat ilim konusuna, ikinci hakikat sadakalar (zekât vb.) konusuna, üçüncü hakikat kıyamet alametleri ile ilgili bölüme uygundur.

 

Bunların üçü de diğer bir açıdan ilim konulan ile doğru­dan doğruya ilgilidir. Çünkü bu hadis; Allah'ın dininde anlayış sahibi/derin fıkhı bilgiye sahip kişiler için iyiliğin söz konusu olduğunu, bunun yalnızca kişisel çaba ile kazanılamayacağını, aksine Allah'ın nasip ettiği kişilerin buna sahip olacağını, buna sahip olanların kıyamete kadar mevcut olacağını belirtmektedir.

 

Buhârî bunlardan kastedilenin hadis âlimleri olduğunu belirtmiştir.

 

Ahmed b. Hanbel Rahmetullahi Aleyh: "Burada kastedilenler hadis âlimleri değil ise başka kim olabilir, bilmiyorum!" demiştir.

 

Kadı Iyaz Rahmetullahi Aleyh: "Ahmed b. Hanbel bununla Ehl-i sünnet ve hadis âlimleri gibi inananları kastetmiştir." demiştir.

 

Nevevî Rahmetullahi Aleyh: "Bunların mücâhid, fakîh, muhaddis, zâhid, iyiliği emreden vb. ha­yırları yapan müminlerden, Allah'ın emirlerini yerine getirenlerden bir grup ol­ması muhtemeldir. Bunların bir yerde toplanmış olması şart değildir. Ayrı ayrı olmaları da mümkündür." demiştir.

 

Bu hadisten şu hususlar anlaşılır:

 

Dinde anlayış sahibi olmayan, yani İslâm'ın ­temel kurallarım ve bunlara ilişkin fıkıh ve İnanç ile ilgili detayları öğrenme­yen kişilerin hayırdan mahrum olduğunu gösterir.

 

Ayrıca âlimlerin diğer insanlar üzerinde bariz bir şekilde üstünlüğünün bulunduğunu, dinde derin fıkhı bilgi sahibi olmanın da diğer İlimler üzerinde bir üstünlüğünün olduğunu göstermektedir.

 

Selam ve dua ile...

Sorularla İslamiyet

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis