40 Hadis-i Şerif 62 (Dua İle İlgili) 1

 40 Hadis-i Şerif 62 (Dua İle İlgili) 1

 001- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyudular ki: “Acele etmediği müddetçe herbirinizin duasına icabet olunur. Ancak şöyle diyerek acele eden var: “Ben Rabbime dua ettim duamı kabul etmedi.” (Müslim`in diğer bir rivayeti şöyledir: “Kul, günah talebetmedikçe veya sıla-i rahmin kopmasını istemedikçe duası icabet görmeye (kabul edilmeye) devam eder.” Tirmizi`nin bir diğer rivayetinde şöyledir: “Allah`a dua eden herkese Allah icabet eder. Bu icabet, ya dünyada peşin olur, ya da ahirete saklanır, yahut da dua ettiği miktarca günahından hafifletilmek suretiyle olur, yeter ki günah taleb etmemiş veya sıla-ı rahmin kopmasını istememiş olsun, ya da acele etmemiş olsun.”) ((Kütübü sitte hadis no: 1782)

002- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki: “Her kim, kendine zulmedene beddua ederse, ondan intikamını (dünyada) almış olur.” (Kütübü sitte hadis no: 1789)

003- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki: “Nefislerinizin aleyhine dua etmeyin, çocuklarınızın aleyhine de dua etmeyin, hizmetçilerinizin aleyhine de dua etmeyin. Mallarınızın aleyhine de dua etmeyin. Ola ki, Allah`ın duaları kabul ettiği saate rastgelir de, istediğiniz kabul ediliverir.” (Kütübü sitte hadis no: 1783)

004- Bir kadın: “Ey Allah`ın Resulü, bana ve kocama dua ediver!” diye ricada bulunmuştu. Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz: “Allah sana da, kocana da rahmet etsin!” diye dua buyurdu. (Kütübü sitte hadis no: 1787)

005- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki: “Allahu Teala Hazretleri`nin fazlından isteyin. Zira Allah, kendisinden istenmesini sever, ibadetin en efdali de (dua edip) kurtuluşu beklemektir.” İbnu Mes`ud – (Kütübü sitte hadis no: 1786

006- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki: “Allah Teala Hazretleri kendisinden istemeyene gadap eder.” (Kütübü sitte hadis no: 1785)

007- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki: “Sizden herkes, ihtiyaçlarının tamamını Rabbinden istesin, hatta kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar istesin.” Enes – (Kütübü sitte hadis no: 1784)

008- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki: “Kardeşinin gıyabında dua eden hiçbir mü`min yoktur ki melek de: “Bir misli de sana olsun” demesin.” (Ebu Davud`un rivayetinde şu ziyade vardır: “Melekler: “Amin, bir misli de sana olsun!” derler.”) (Kütübü sitte hadis no: 1788)

009- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem dua eden bir adamın, dua sırasında Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem`e salat ve selam okumadığını görmüştü. Hemen: “Bu kimse acele etti” buyurdu. Sonra adamı çağırıp: “Biriniz dua ederken, Allahu Teala`ya hamd-u send ederek başlasın, sonra Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem`e salat okusun, sonra da diledigini istesin” buyurdu. (Kütübü sitte hadis no: 1772)

010- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki: “Dua sema ile arz arasında durur. Bana salat okunmadıkça, Allah`a yükselmez. [Beni hayvana binen yolcunun maşrabası yerine tutmayın. Bana, duanızın başında, ortasında ve sonunda salat okuyun.]” (Tirmizi, bunu Hz. Ömer (ra)`e mevkuf olarak rivayet etmiştir. Rezin ise merfu olarak rivayet etmiştir.) (Kütübü sitte hadis no: 1773)

011- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, Hz. Ebu Bekir, Hz, Ömer (ra) beraber otururlarken ben namaz kılıyordum. (Namazı bitirip) oturunca, Allah`a sena ile zikretmeye başladım ve arkasından Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem`a salat okuyarak devam ettim. Sonra kendim için duada bulundum. (Bu tarzımı beğenmiş olacak ki) Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem: “İşte! İstediğin veriliyor, işte! İstediğin veriliyor.” dedi. (Kütübü sitte hadis no: 1774)

012- Ebu Züheyr en-Nümeyri (ra)`den naklen anlatıyor: “Bir gece Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem ile beraber çıktık. Derken bir adama rastlatdık. Sual (ve Allah`tan talep) hususunda çok ısrarlı idi. Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem onu dinlemek üzere durakladı. Ve: “Eğer (duayı) sonlandırırsa vacib oldu!” buyurdu. Kendisine: “Ne ile sonlandırırsa ey Allah`ın Resulü!” denildi. “Amin ile” dedi, uzaklaştı. Adama: “Ey fülan! Duanı aminle tamamla ve de gözün aydın olsun!” dedi. (Kütübü sitte hadis no: 1776)

013- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki: “Sizden biri dua edince “Ya Rabb! Dilersen beni affet! Ya Rabb dilersen bana rahmet et!” demesin. Bilakis, azimle (kesin bir üslubla) istesin, zira Allah Teala Haretleri`ni kimse icbar edemez.” (Kütübü sitte hadis no: 1777)

014- Bir sefere (Hayber Seferi) çıkmıştık. Halk (yolda, bir ara) yüksek sesle tekbir getirmeye başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem (müdahele ederek): “Nefislerinize karşı merhametli olun. Zira sizler, sağır birisine hitab etmiyorsunuz, muhatabınız gaib de değil. Sizler gören, işiten, (nerede olsanız) sizinle olan bir Zat`a, Allah`a hitab ediyorsunuz. Dua ettiğiniz Zat, her birinize, bineğinin boynundan daha yakındır” dedi. (Kütübü sitte hadis no: 1778)

015- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, bir kimsenin: “Ya Rabbi, senden nimetin kemalini taleb ediyorum” dediğini işitmişti. Sordu: “Nimetin kemali nedir?” “Bu bir duadır, onunla dua edip, onunla hayır (çok mal) ümid ettim” dedi. Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem “Sordum, zira, nimetin kemali cennete girmektir, ateşten kurtulmaktır” dedi. Bir başkasının da şöyle dediğini işitti: “Ey celal ve ikrab sahibi Rabbim!” hemen şunu söyledi: “Duana icabet edilmiştir, (ne arzu ediyorsan) durma iste.” Derken, bir başkasının: “Ya Rabbi senden sabır istiyorum!” dediğini işitmişti, ona da: “Allah`tan bela istedin, afiyet de iste!” dedi. (Kütübü sitte hadis no: 1779)

016- Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki: “Öyle bir devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı oduğuna hiç aldırmayacak.” [Rezin şu ziyadede bulunmuştur: “Böylelerinin hiç bir duası kabul edilmez.”] (Kütübi sitte hadis no: 5166)

017- “Yâ Resûlallah, hangi dua daha çok kabule şayandır?” diye soruldu. Efendimiz, “Gece yarısından sonra ve farz namazların arkasından yapılan dualar.” diye cevap verdi. (Tirmizî, Deavât, 79)

018- Ebû Hüreyre’den Radiyallahü Anh rivayet edildiğine göre, Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem cuma gününden bahsederek şöyle buyurmuştur: “Onda öyle bir an vardır ki şayet bir Müslüman namaz kılarken o âna rastlar da Allah’tan bir şey isterse Allah, ona dilediğini mutlaka verir.” (Müslim, Cum’a, 13)

019- Amr b. Şuayb’ın Radiyallahü Anh, babası aracılığıyla dedesinden rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “Duaların en hayırlısı arefe günü yapılan duadır.” (Tirmizî, Deavât, 122)

020- Hz. Ömer’den Radiyallahü Anh rivayet ediliyor: Bir gün umreye gitmek için Peygamber’den izin istedim. Resûlullah da bana izin verdi ve şöyle dedi: “Kardeşim! Duana bizi de ortak et, bizi unutma.” (İbn Mâce, Menâsik, 5)

021- Ebû Hüreyre’den Radiyallahü Anh rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:

022-  “Allah Teâlâ katında duadan daha kıymetli bir şey yoktur.” (Tirmizî, Deavât, 1; İbn Mâce, Dua, 1)

023- Enes b. Mâlik’in Radiyallahü Anh naklettiğine göre Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “Dua ibadetin özüdür.” (Tirmizî, Deavât, 1)

024- Nu’mân b. Beşîr’den Radiyallahü Anh rivayet ediliyor: Peygamber, “Dua ibadetin ta kendisidir.” buyurdu ve sonra şu âyeti okudu: “Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin ki duanıza icabet edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış hâlde cehenneme gireceklerdir.” (Mü’min, 40/60; Tirmizî, Deavât, 1; Ebû Dâvûd, Vitr, 23)

025- İbn Ömer’den Radiyallahü Anh rivayet edildiğine göre, Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “Sizden her kime dua kapısı açılmış ise ona rahmet kapıları açılmıştır. Allah’tan istenilen şeyler arasında O’na en sevimli geleni, afiyettir.” Resûlullah konuşmasına şöyle devam etmiştir: “Dua, başa gelen ve henüz gelmeyen belaya karşı fayda sağlar. Öyleyse ey Allah’ın kulları, duaya sarılın!” (Tirmizî, Deavât, 101)

026- Ebû Hüreyre’den Radiyallahü Anh rivayet edildiğine göre, Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:

027-  “Sizden biriniz, ‘Dua ettim de duam karşılık görmedi.’ deyip acele etmediği müddetçe duası karşılık bulur.” (Ebû Dâvûd, Vitr, 23; Müslim, Zikir, 91)

028- Ebû Hüreyre’den Radiyallahü Anh rivayet edildiğine göre, Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “Allah’a, kabul edileceğine gerçekten inanarak dua edin. Bilin ki Allah, ciddiyetten uzak ve umursamaz bir kalp ile yapılan duaları kabul etmez.” (Tirmizî, Deavât, 65)

029- Enes b. Mâlik Radiyallahü Anh şöyle demiştir: “Peygamber kurrâ denilen bir birliği (dini anlatmaları için Necd’e) göndermiş ve onlar (Maûne Kuyusu başında pusuya düşürülüp) öldürülmüşlerdi. Ben Peygamber’in onların öldürülmelerine üzüldüğü kadar hiçbir şeye üzüldüğünü görmedim. (O kadar ki) bir ay sabah namazında kıyamda kunut okudu...” (Buhârî, Deavât, 58)

030- Ali b. Ebû Tâlib’den Radiyallahü Anh nakledildiğine göre, Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem vitir namazının sonunda şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Gazabından rızana sığınırım, cezalandırmandan affına sığınırım. Senden (gelecek her türlü azaptan) Sana sığınırım. Seni lâyıkıyla övmeyi beceremem. Sen, kendini övdüğün gibisin.” (Nesâî, Kıyâmü’l-leyl, 51)

031- Ebû Hüreyre’den Radiyallahü Anh nakledildiğine göre, Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem bir ay yatsı namazında kunut yaptı ve kunutunda şöyle buyurdu: “... Allah’ım! Zayıf düşürülmüş müminleri (müşriklerin baskısından) kurtar!...” (Ebû Dâvûd, Vitr, 10)

032- Ebû Hüreyre Radiyallahü Anh anlatıyor: “Ey Allah’ın Resûlü, müşriklere beddua et!” denildi. Resûlullah ise, “Ben lânetçi olarak gönderilmedim; bilakis ben rahmet olarak gönderildim.” buyurdu. (Müslim, Birr, 87)

033- Ali b. Ebû Tâlib"den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber vitir namazının sonunda şöyle dua ederdi: “Allah"ım! Gazabından rızana sığınırım, cezalandırmandan affına sığınırım. Senden (gelecek her türlü azaptan) Sana sığınırım. Seni lâyıkıyla övmeyi beceremem. Sen, kendini övdüğün gibisin.”

 (Nesâî, Kıyâmü"l-leyl, 51)

034- Ebû Hüreyre anlatıyor: “Ey Allah"ın Resûlü, müşriklere beddua et!” denildi. Resûlullah ise, “Ben lânetçi olarak gönderilmedim; bilakis ben rahmet olarak gönderildim.” buyurdu. (M6613 Müslim, Birr, 87)

035- Ziyâd, Mugîre’nin Radiyallahü Anh şöyle dediğini işitmiştir:

036-  “Peygamber ayakları (ya da bacakları) şişinceye kadar (gece) namaz kılardı. Bu durum hakkında ona bir şey söylendiğinde, ‘Şükreden bir kul olmayayım mı?’ derdi.” (Buhârî, Teheccüd, 6)

037- Ebû Hüreyre’nin Radiyallahü Anh naklettiğine göre, Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:

038- “İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmez.” (Tirmizî, Birr, 35)

039- Câbir b. Abdullah Radiyallahü Anh tarafından nakledildiğine göre, Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:

040-  “Bir kimseye bir nimet verilir de onu (hayırla yâd ederek) dile getirirse, onun şükrünü yerine getirmiş olur. Eğer onu (kimseye söylemeyerek) gizlerse ona nankörlük etmiş olur.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 11)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)