Kızma!
Kızma!
وعنْ أَبِي هُريْرَةَ رَضيَ اللَّهُ عنهُ أَنَّ رَجُلاً قَالَ للنَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم: .أوْصِني، قَالَ: «لا تَغضَبْ» فَردَّدَ مِراراً قَالَ، «لا تَغْضَبْ» رواه البخاريُّ
Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh’den rivayet
edildiğine göre, bir adam Nebî Sallallahu Aleyhi Vesellem’e:
– Bana öğüt ver, dedi. Peygamber
sallallahu Sallallahu Aleyhi Vesellem de ona:
“– Kızma!” buyurdu.
Adam dileğini bir kaç kez tekrar
etti. Peygamber sallallahu Sallallahu Aleyhi Vesellem de (her defasında ısrarla):
“– Kızma!” buyurdu.
(Buhârî, Edeb 76. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 73)
Açıklamalar
Gazab, şeytanın dürtüklemesi sonucu insanın kendini kaybetmesi, normal durumundan uzaklaşmasıdır. O kadar ki, bu durumda insan kötü sözler söyler, din tarafından sakıncalı bulunmuş, çirkin görülmüş olan işler yapar. Hatta -Allah korusun- bazı hallerde kâfir bile olur. Halkımız böylesi durumdakiler için “Ağzından çıkanı kulağı duymuyor” der. “Öfke ile kalkan zararla oturur” sözünün belki çok geçerli olduğu nokta da burasıdır. Yani imânı kaybetme noktasıdır.
Bilindiği gibi sebebin ortadan
kaldırılması, sonucun da ortadan kaldırılması demektir. Kızmamak, kızgınlık
sonucu doğacak birçok tehlikeyi baştan önlemektir. Hz. Peygamber’in kendisinden
tavsiye isteyen sahâbîye ısrarla:
“– Kızma!” buyurması bu yüzdendir.
Burada hatırlatılması gerekli bir husus vardır. Sevgili Peygamberimiz, öğüt vermesini isteyen insanlara, onların mizac ve kabiliyetlerine en uygun tavsiyelerde bulunurdu. Bir başka ifade ile onlardaki aksayan yönlere göre tedbir önerirdi. Bu hadîs-i şerîf de bu kabil tavsiyelerdendir. Kim olduğunu bilemediğimiz bu sahâbî, ne kadar ısrar etmişse de “kızma” sözünden başka bir tavsiye alamamıştır. Bu, o sahâbînin çabuk sinirlenen, olur-olmaz şeylere kızan bir mizaca sahip olduğunu hatıra getirmektedir. Bu halde kendisinde böyle bir mizac bulunan Müslümanlar, Peygamber Efendimiz’in bu tavsiyesinin doğrudan kendilerine yönelik olduğunu unutmamalıdırlar.
640 numarada bir kere daha
karşılaşacağımız hadisin bazı rivayetlerinde bu
“– Kızma!” tavsiyesinin
gerekçelerine de rastlamaktayız. Mesela birinde:
“– Kızma!, çünkü kızmak
duyguları ve hareketleri bozar” buyurulmaktadır.
Bir başkasında da:
“– Kızma, cennete gir!” buyurulmak suretiyle, kızgınlığın neye mal olacağını, kızmamanın ne kazandıracağını göstermektedir.
Hadisten Öğrendiklerimiz
Kızmak, insanı sonradan pişman
olacağı söz ve fiillere sevk eder.
Hz. Peygamber, Allah’ın koyduğu
sınırlar çiğnendiği zaman kızmış ve kızmakta sakınca görmemiştir.
Dünya çıkarı için değil, dinî
maksatla ve Allah için kızmak hoş görülür.
Yorumlar
Yorum Gönder