40 Hadis-i Şerif 23


40 Hadis-i Şerif 23

01-  "Sünnetimin dışına çıkan ve başka yolda olan bir takım insanlar gelecek, içlerinde insan kılığında fakat kalpleri şeytan kalbi olan bir takım adamlar olacak."
"O zamana yetişirsem ne yapayım?"
"Dinle ve itaat et! Sırtına vurup malını alsa bile, yine dinleyip itaat et!" (Buhârî, Müslim ve Ebû Dûvud)
02-  "Bir kimse sırf Allah rızası için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap vardır". Ahmed ibni Hanbel, Müsned, V, 250)
03-  "Evladına Kuran Öğretene Kur'an Öğretene Kıyamet Günü Cennette Taç Giydirilir." (El- İtkan)
04-  “Su nasıl ateşi söndürüyorsa sadaka da hataları öyle siler süpürür.” (Tirmizi, İman) Ravi: Ka’b bin Ucre radıyallahu anh
05-  İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz. " (İbn Mâce, Ruhûn, 4)
06-  Rabbime dua ettim de kabul edilmedi, diyerek acele etmediğiniz sürece Allah dualarınızı kabul eder. (Buhârî)
07-  "Allah, hakkında hayır dilediği kimseye din hususunda büyük bir anlayış verir." (Buhârî, İlim 10, Humus 7, İ'tisâm 10; Müslim, İmâre 175, Zekât 98, 100)
08-  "Yalnız şu iki kimseye gıbta edilir: Allah'ın kendisine ihsân ettiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse; Allah'ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına da öğreten kimse." (Buhârî, İlim 15, Zekât 5, Ahkâm 3, İ'tisâm 13, Tevhîd 45; Müslim, Müsâfirîn 268)
09-  “Allah’ın benimle göndermiş olduğu hidâyet ve ilim, yeryüzüne yağan bol yağmura benzer. Yağmurun yağdığı yerin bir bölümü verimli bir topraktır: Yağmur suyunu emer, bol çayır ve ot bitirir. Bir kısmı da suyu emmeyip üstünde tutan çorak bir yerdir. Allah burada biriken sudan insanları faydalandırır. Hem kendileri içer hem de hayvanlarını sular ve ziraatlarını o su sayesinde yaparlar. Yağmurun yağdığı bir yer daha vardır ki, düz ve hiçbir bitki bitmeyen kaypak ve kaygan arazidir. Ne su tutar, ne de ot bitirir. İşte bu, Allah’ın dininde anlayışlı olan ve Allah’ın benimle gönderdiği hidâyet ve ilim kendisine fayda veren, onu hem öğrenen hem öğreten kimse ile buna başını kaldırıp kulak vermeyen, Allah’ın benimle gönderdiği hidâyeti kabul etmeyen kimsenin benzeridir." (Buhârî, İlim 20; Müslim, Fezâil 15)
10-  "Allah'a yemin ederim ki, Cenâb–ı Hakk'ın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidayete kavuşturması, senin, en kıymetli dünya nimeti olan kırmızı develere sahip olmandan daha hayırlıdır." (Buhârî, Fezâilü'l–ashâb 9, Meğâzî 38; Müslim, Fezâilü's–sahâbe 34)
11-  "Benim tarafımdan (tebliğ edilen Kur'an'dan) bir âyet bile olsa insanlara ulaştırınız. İsrailoğulları (nın ibretli kıssaları)ndan da haber verebilirsiniz. Bunda bir sakınca yoktur. Kim bile bile bana yalan isnad ederse, cehennemdeki yerine hazırlansın." (Buhârî, Enbiyâ 50. Ayrıca bk. Tirmizî, İlm 13)
12-  "Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır." (Müslim, Zikr 39. Ayrıca bk. Buhârî, İlim 10; Ebû Dâvûd, İlim 1)
13-  "Hidâyete davet eden kimseye, kendisine uyanların sevabı kadar sevap verilir. Bu onların sevaplarından da hiçbir şey azaltmaz." (Müslim, İlim 16)
14-  "İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat." (Müslim, Vasiyyet 14)
15-  "Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allah'ı zikretmek ve O'na yaklaştıran şeylerle, ilim öğreten âlim ve öğrenmek isteyen öğrenci bundan müstesnadır." (Tirmizî, Zühd 14)
16-  "İlim tahsil etmek için yolculuğa çıkan kimse, evine dönünceye kadar Allah yolundadır." (Tirmizî, İlim 2)
17-  "Mümin, cennete girinceye kadar hiçbir hayıra doymaz." (Tirmizî, İlim 19)
18-  "Âlimin âbide üstünlüğü, benim sizin en aşağı derecede olanınıza üstünlüğüm gibidir. Şüphesiz ki Allah, melekleri, gök ve yer ehli, hatta yuvasındaki karınca ve balıklar bile insanlara hayrı öğretenlere dua ederler." (Tirmizî, İlim 19)
19-  Âlim kimse devamlı ibadet eden kimseden daha faziletlidir. Çünkü ilim öğrenmek farz olup, farz ibadetlerden sonra yapılan nafile ibadetler ise sünnettir.
20-  Âbid kimsenin faydası kendisiyle sınırlı olup, alimin faydası bütün canlıları kapsayıcı bir özellik taşır. İbadet ve kulluğun sıhhati de ilme bağlı olduğu için önce ilim, sonra amel gelir. Çünkü bilmeyen bir kişi bir işi hakkıyla yerine getiremez. Âlim ve ilim öğrenen talebeye, Allah, melekler, insanlar ve diğer canlıların her biri kendi dilleriyle dua ederler.
21-  En büyük ve en üstün zenginlik ilim zenginliğidir. Çünkü ilim zenginliği insanlara hürmet ve saygı kazandırır. Mal ve makam zenginliği ise çok kere düşman kazandırır. Alimler peygamberlerin varisleri oldukları için onlara saygısızlık fısk ve sapıklık yoludur.
22-  "Bir kimse, ilim elde etmek arzusuyla bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır. Muhakkak melekler yaptığından hoşnut oldukları için ilim öğrenmek isteyen kimsenin üzerine kanatlarını gererler. Göklerde ve yerde bulunanlar, hatta suyun içindeki balıklar bile âlim kişiye Allah'tan mağfiret dilerler. Âlimin âbide karşı üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Şüphesiz ki âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler altın ve gümüşü miras bırakmazlar; sadece ilmi miras bırakırlar. O mirası alan kimse, bol nasip ve kısmet almış olur." (Ebû Dâvûd, İlim 1; Tirmizî, İlim 19)
23-  "Bizden bir şey işitip, onu aynen işittiği gibi başkalarına ulaştıran kimsenin Allah yüzünü ağartsın. Kendisine bilgi ulaştırılan nice insan vardır ki, o bilgiyi, bizzat işiten kimseden daha iyi anlar ve korur." (Tirmizî, İlim 7)
24-  "Bir kimseye bildiği bir konu sorulduğunda cevap vermezse, kıyamet gününde ağzına ateşten bir gem vurulur." (Tirmizî, İlim 3)
25-  "Kim kendisinde Allah'ın rızası aranan bir ilmi sadece dünyalığa sahip olmak için öğrenirse, o kimse kıyamet gününde cennetin kokusunu bile duyamaz." (Ebû Dâvûd, İlim 12)
26-  "Allah Teâlâ ilmi insanların hafızalarından silip unutturmak Sûretiyle değil, fakat âlimleri öldürüp ortadan kaldırmak Sûretiyle alır. Neticede ortada hiçbir âlim bırakmaz. İnsanlar bir kısım cahilleri kendilerine lider edinirler. Onlara birtakım meseleler sorulur; onlar da bilmedikleri halde fetva verirler. Neticede hem kendileri sapıklığa düşer, hem de insanları saptırırlar." (Buhârî, İlim 34; Müslim, İlim 13)
27-  Her göz yabancı bir kadına bakarak göz zinası işlemiştir. Bir kadın da güzel kokular sürünerek erkeklerin yanından geçerse, o da aynen bakan erkekler gibi zina etmiş gibidir. (Tirmizi, Edeb, 35; Dârimî, İstizan, 27)
28-  Allah’ü Teâlâ, hiç kimsenin hatırına gelmeyecek şekilde, günahkarları affeder. [Beyhaki]
29-  Kul Rabbine en ziyade secdede iken yakın olur, öyle ise (secdede) duayı çok yapın.” Müslim, Salât 215, (482); Ebû Dâvud, Salât 152, (875)
30-  Üç çeşit duanın müstecâb olduğu (kabul edildiği) hususunda şüphe yoktur: Mazlumun (haksızlığa uğrayan kimsenin) duası, yolcunun duası ve anne babanın çocuklarına duası. (Tirmizî, Birr ve Sıla, 7)
31-  Sadaka verin; hastalarınızı sadaka ile tedavi edin. Muhakkak ki sadaka, gelen arazları, marazları/hastalıkları geri çevirir. Sadaka aynı zamanda ömrünüzün uzamasına, iyiliklerinizin katlanmasına vesile olur. (Kenzu’l-Ummal, h. No: 16113)
32-  Mü’min, Allah katında olan azabı bilmiş olsaydı, hiç kimse cennete göz dikmezdi. Kâfir de Allah katında olan rahmeti bilmiş olsaydı, hiç kimse cennetten ümidini kesmezdi. [Müslim, Tevbe 23, (2755); Tirmizî, Da'avât 100, (3542)].
33-  “Benim durumumla (benzerimle) halkın durumu; ateş tutuşturan bir adamın durumu gibidir. Ateş etrafına ışık saçınca, kelebekler (pervaneler), kendilerini ateşe atmaya başlar. O adam ise, onları ondan çekip kurtarmaya, (bu konuda) onlara üstün gelmeye çalışır. Fakat onlar ona (ateşe doğru) hücum ederler. Ben de ateşten kurtarmak için eteklerinizden tutanım. Oysa onlar (insanlar) ateş içine atılmaya çabalıyorlar.” (Sahihu’l-Buhari, IV, 136)
34-  “Benim ve sizin durumunuz; ateş yakıp da, ateşine cırcır böcekleri ve kelebekler düşmeye başlayınca, onlara engel olmaya çalışan adamın durumuna benzer. Ben sizi ateşten korumak için kuşaklarınızdan tutuyorum, siz ise benim elimden kurtulmaya, ateşe girmeye çalışıyorsunuz.” (Müslim, Fezâil 19; Rikâk 26; Tirmizî)
35-  Bir kadın evinden süslenip çıkıp evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse o kadar erkekle zina yapmış gibidir. (Tirmizi 111)
36-  Mü’minlerin derdiyle dertlenmeyen bizden (Müslümanlardan) değildir. (Hâkim, IV, 352; Heysemî, I, 87)
37-  Annesi Süleyman Aleyhisselâm'a şöyle demiştir "Ey oğlum gece çok uyuma. Zira gece çok uyumak kıyamet gününde kişiyi fakir bırakır.
(Sünen-i ibni Mace)
38-  Kendisine, Allah'tan kork denildiği zaman öfkelenen kimseye bu, günah olarak yeter.
(Tebarani el mücemül kebir)
39-  Yatağa girince 3 defa: Estağfirullah el azim ellezi lâ ilahe illâ hüvel hayyel kayyum ve etubü ileyh. Okuyan kimsenin günahları, denizköpüğü kadar pek çok olsa da, affolur...
(Tirmizi)
40-  Paslanan her şeyin bir cilası vardır. Kalbin cilası "ESTAĞFİRULLAH" demektir. (Deylemi)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis