Bir Karınca İçin Gökler Mateme Boğuldu
Bir Karınca İçin Gökler Mateme Boğuldu
Ferîdüddîn
Attâr Hazretleri de, Mahlûkata karşı sahip olunması gereken gönül
hassâsiyetini, naklettiği bir kıssada, temsîlî bir üslûb ile şöyle ifade
etmektedir:
Hazret-i
Ali Radıyallahu Anh bir gün yolda aceleyle giderken farkına varmadan bir
karıncayı incitti.
İncinen
karınca, acılar içinde yerde çırpınmaktaydı. Hazret-i Ali Radıyallahu Anh,
karıncanın içine düştüğü durumu görünce pek üzüldü. O Allah’ın arslanı, bir
karıncanın incinmiş hâlinden dolayı perişan oldu. Karıncanın kendine gelip
yürümesi için bir hayli emek sarf etti, birçok çareye başvurdu. Fakat nafile…
O
gece Hazret-i Ali Radıyallahu Anh, rüyasında Rasûlullah Sallâllâhu Aleyhi
Vesellem Efendimiz’i gördü. Efendimiz Sallâllâhu Aleyhi Vesellem ona şöyle
buyurdular:
“Ey
Ali! Yolda acele etme! İki gündür bir karınca yüzünden gökler mateme boğuldu.
Buna da sen sebep oldun. Yoldaki karıncayı incittin. Öyle bir karıncayı
incittin ki, o Allah’ın nârin ve hassas bir mahlûkuydu. Vazifesi, Allah’ı
zikretmekti.”
Hazret-i
Ali’nin vücudu titremeye başladı. Allah’ın Arslan’ı, bir karınca yüzünden ne
hâllere düşmüştü. Efendimiz Sallâllâhu Aleyhi Vesellem:
“Merak
etme! Allah indinde şefaatçin, yine o karınca olacak. O karınca Cenâb-ı Hakk’a
ilticâ edecek ve:
“Yâ
Rabbi! Hazret-i Ali Radıyallahu Anh bu işi kasten yapmadı. Bana bir zarar
verdiyse de o, Sen’in velî bir kulundur. Sen onu bağışla!» diyecek.” buyurdular.
Ey
yiğit! İyi bil ki böyle bir maneviyat aslanının bir karıncaya karşı bu hâle
düşmesi, dinî hassasiyetinden kaynaklanıyordu. Görüldüğü üzere Hazret-i Ali Radıyallahu
Anh gibi haşmetli bir yiğit bile, bir karınca yüzünden nasıl dertlere düştü!
Hakk’ın
tecellilerinden haberdar olan, Allah’ın emrine uyan ve bu emre göre hareket
eden kişiye ne mutlu!
Yorumlar
Yorum Gönder