Nefis Çile Çekmeden, Ruha Bayram Yok!
Nefis Çile Çekmeden, Ruha Bayram Yok!
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
"Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir, Onu
kötülüklere gömen de ziyan etmiştir." (Şems, 9-10)
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular:
“Allah'ım! Rahmetini umuyorum. Gözümü açıp kapayıncaya kadar dahî beni
nefsimin hevâsıyla baş başa bırakma! Her hâlimi ıslah eyle! Şüphesiz Sen de bir
ilâh yok…” (Ebû Dâvud, Edeb, 100-101)
Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri buyurur:
“Nefsimi ilâhî vuslata yolculuk yapmaya davet ettim, bu zor
yolculuk husûsunda nefsim direndi ve bana güçlük çıkardı. Ben de nefsin bütün
dünyevî arzularını bertarâf ederek Cenâb-ı Hakk’ın huzûruna yöneldim!”
Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri merhale merhale bu mücadeleyi şu
temsillerle anlatır:
“On iki yıl nefsimin demircisi oldum, onu riyâzat körüğüne koyup
mücâhede ateşiyle kızarttım. Kınama örsüne koyup melâmet ve mahviyet çekiciyle
dövdüm. Sonra beş yıl nefsimin aynası oldum. Yani onu murâkabeye aldım. Türlü
türlü ibâdet ve tâat ile bu aynayı cilâladım. Sonra bir yıl ibret gözüyle
baktım ve rûhumda, gururdan, ibâdetlerime güvenmekten ve amelimi beğenmekten
meydana gelen büyük bir iptilânın mevcut olduğunu gördüm. Bu musîbeti kesip
atmak için beş yıl daha gayret ettim ve nihayet îmânım kemâle erdi, İslâm’ın o
rûhânî lezzetine yeniden nâil oldum.”
Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri de bir mektubunda, ibâdet ve
tâatlerde nefsin hilelerinden sakınmanın ehemmiyetini şöyle dile getirmiştir:
“Kalbî ve bedenî ibadetlerde tüm kuvvetini sarf et. Bunun
yanında nefsine; “Hiçbir zaman makbul olacak hayır işlemedim.” Düşüncesini
kabul ettir. Çünkü ibadetlerin ruhu niyettir. Niyet ise ancak ihlâs ile
mümkündür. Senden daha büyük olanlara ihlâs gerekirse sana nasıl gerekmesin!
Allah Teâlâ’ya yemin ederim ki; annem beni doğurduktan bugüne kadar, Allah'ın
katında makbul ve muteber olup hesabı sorulmayacak bir tek hayır işlediğime
inanmıyorum.
Eğer kendi nefsini bütün hayır işlerde iflâs etmiş olarak
görmüyorsan bu, cehâletin en son noktasıdır. Eğer iflâs etmiş olarak biliyorsan
Allah’ü Teâlâ’nın rahmetinden de ümitsiz olma.
Nefs öyle bir belâdır ki, onun şerrinden muhafaza olmak, ancak
böylesi ağır, yoğun ve büyük gayretler ister. Kolayca bertarâf edilecek basit
ve önemsiz bir gāile değildir. (Osman Nûri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Ağustos-2013)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel
İsimleri)
er-Rezzâk: Yarattığı bütün mahlûkatın
rızkını veren, ruh ve bedenlerin gıdasının yaratan demektir.
Kısa Günün Kârı
Bir zaferin şerefi, ona ulaşmak için katlanılan güçlükler ve
yaşanan bediî heyecanlar nisbetindedir. İnsanın; nefsin ve şeytanın esâretinden
kurtulup, rûhunun hürriyetini kazanması için katlanacağı her türlü meşakkatte
aslında asil bir zevk vardır. Bunu idrâk edenler, irfân ehlinin acı ilâçlarını
zevkle içerler.
Lügatçe
hevâ: İstek. Nefsin isteği.
Düşkünlük. Gelip geçici olan heves. Nefsin zararlı ve günah olan arzuları.
merhale: Derece, basamak, aşama, evre.
riyâzat: Nefsi terbiye maksadıyla az
gıda ile geçinmek, nefsini hevesattan men ile faydalı fikir ve işle meşgul
olmak.
murâkabe: Bakma, gözetme, gözaltında
bulundurma.
mûteber: Saygın, değer verilen,
itibarlı.
Yorumlar
Yorum Gönder