40 Hadis-i Şerif 6

40 Hadis-i Şerif 6

01-  Abdullah İbni Mes'ud Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki sizin birinizin yaratılış maddesi annesinin karnında kırk günde toplanır. Sonra o kadar zaman donuk kan olur, sonra o kadar zaman da bir çiğnem et parçası olur. Sonra Allah-u Te'âlâ ona bir melek gönderir ve o dört kelime ile emrolunur ki böylece ona (ana rahmindeki görevli meleğe); amelini, rızkını, ecelini ve şakî midir, yoksa sa'îd midir diye yaz denilir. RS: 397 (Buhari ve Müslim)

02-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Zina eden kişi zina ettiği sıra, mümin olduğu halde zina etmez. Hırsızlık yapan kişi hırsızlık ettiği sıra, mümin olduğu halde hırsızlık etmez, içki içen kişi içki içtiği sıra, mümin olduğu halde içki içmez.''(Buhari, Esribe, 1; Müslim 57).

03-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "(Akıllarına gelen şeyleri) yapmadıkları müddetçe yahut (akıllarına gelen kötü şeyleri) konuşmadıkları sürece, kalplerinin kendilerine verdiği vesveseleri şüphesiz ki Allah benim hatırım için ümmetimden bağışlamıştır."
Buhârî, Itk 6, İman 15; Nesâî, Talâk 22; İbn Mâce, Talâk 16

04-  Ebû Şurayh el-Huzâ'i Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse komşusunu rahatsız etmesin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!” Buhârî, Nikâh 80, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Îmân 74, 75. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 123; Tirmizî, Kıyâmet 50; İbni Mâce, Edeb 4

05-  Ömer Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur.
Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ameller (başka değil) ancak niyetlere göredir; herkesin niyeti ne ise eline geçecek odur. Kimin hicreti, Allah ve Resûlü (rızası ve hoşnutlukları) için ise, onun hicreti Allah ve Resûlü’ne müteveccih sayılır. Kim de nâil olacağı bir dünya veya nikâhlanacağı bir kadından ötürü hicret etmişse, onun hicreti de hedeflediği şeye göredir.”
(Buhârî, Bedü’l-Vahy, 1; Müslim, İmare, 155; Ebu Davud, Talak, 11)

06-  Ebû Eyyûb el-Ensârî Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Helâya geldiğiniz zaman idrar veya büyük abdest yaparken önünüzü kıbleye dönmeyin, arkanızı da kıbleye çevirmeyin, lâkin ya doğuya dönün ya da batıya yönelin."
Buhari, Vudü 11, Salât 29; Müslim, Tahâret 59, (264); Ebu Dâvud, Tahâret 4; Tirmizi, Tahâret 6, (8); Nesâi, Tahâret 19, 20, 21, (1, 21, 22, 23).

07-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Eğer ümmetime ağır gelmeyecek olsaydı, onlara her namazda misvak kullanmalarını emrederdim."
(Buhârî, Cum'a, 8, Temennî, 9, Savm, 27; Müslim, Tahâre, 42; Ebû Dâvud, Tahâre, 25; Tirmizî Tahâre, 18; Nesai, Tahâre, 6, Mevâkit, 20; İbn Mâce, Tahâre, 7; Ahmed b. Hanbel, I, 80, 120, II, 245, 250, 259, 287, 399, 400, 429, 433, 460, 509, 517, 531, IV,114, 116, V, 193, 410, VI, 325, 329).

08-  Ebû Sa'îd el-Hudrî Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ezanı işittiğiniz zaman, müezzinin söylediğinin mislini söyleyin."
Buhari, Ezan 7; Muslim, Salat 10, (383); Ebu Davud, Salat 36, (522); Nesai, Ezan 33, (2, 23); Tirmizi, Salat 154, (208); Ibnu Mace, Ezan 4, (720).

09-  Nu'mân ibni Beşîr Radiyallahü Anh anlatmıştır: Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) bizim saflarımızı düzeltir, onları oklar gibi oluncaya kadar tesviye ederdi. Biz öğreninceye kadar böylece devam etti, sonra bir gün tam namaza tekbir alacakken saftan çıkmış bir adam görünce Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurdu: “–Ey Allâh’ın kulları! Ya saflarınızı düzeltirsiniz, ya da Allâh Teâlâ sizin aranıza düşmanlık, buğz ve kalblerinize ihtilâf koyar da birbirinize yüz çevirirsiniz.” (Müslim, Salât, 128)

10-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "İmam, Fatiha'yı tamamlayıp âmin dedikten sonra siz de ."âmin" deyiniz. Kimin bu sırada "âmin" demesi meleklerin o anda "âmin" deyişi ile aynı ana rastlarsa geçmiş günahları affolunur. "
(Müslim, K. Salat, 72; Ebû Dâvud, Salat, 167-168; Tirmizî, Mevâkîttü's-Salat, 116).

11-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur.
Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"İmam (rükûdan kalkarken) 'Semi'allahü limen hamideh (Allah, Kendisine hamd edeni işitti ve bu hamdi kabul etti)' dediği zaman siz de: 'Allahümme Rabbenâ leke'l hamd (Ey Rabbimiz olan Allah! Hamd Sana aittir)' deyin.
Çünkü şüphesiz (o vakitte melekler de bu zikri söylemektedirler, işte) her kimin (bu) sözü (vakit ve huzuru kalp bakımından) meleklerin sözüne denk gelirse (aynı anda söylemesi nasip olursa) kendisi için geçmiş günahları bağışlanır."
Buhârî, &ân 125, Bed'ü'I-halk 33; Müslim, Salât 71 (409); Ebu Dâvud, Salât 139-140 (484); Tirmizî, Salât 86 (267); Nesâî, Tatbik 23; İbn Mâce, İkâme 18 (875); Ahmed b. Hanbel, 2/459

12-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "(Namazda) imamdan önce (rûkû veya secdeden) başını kaldıran kimse, Allah'ın, onun başını (dünyada veya ahirette) eşek başına çevirmesinden korkmaz mı?"
(Buhârî, Ezân 53)

13-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizden biriniz (namazın son oturuşunda) teşehhüd (tahıyyât) okuduğu zaman dört şeyden Allah'a sığınsın. (Bunu yapmak için:) 'Ey Allah! Ben cehennem azabından, kabir azabından, hayatın ve ölümün (karşıma çıkaracağı) fitne (ve musibet)lerinden ve Mesîh-i Deccâl'in fitnesinin şerrinden Sana sığınırım' der."
(Buhârî, Cenâiz, 87)

14-  Enes ibni Mâlik Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizin biriniz, bir namazdan uyuya kalırsa yahut onu unutursa, hatırladığı anda onu hemen kılsın. Çünkü Allah-u Azze ve Celle: 'Beni(m ibadetimi) hatırladığın vakit (kılmadığın) namaz(ını) kıl.' (Tâhâ Sûresi: 14) buyuruyor."
Buhârî, Mevakîtu's-Salât 37; Müslim, Mesâcid 314, (684); Tirmizî, Salât 131, (178); Ebü Dâvud, Salât 11, (442); Nesâî, Mevâkît 52, 53, (2, 293, 294).

15-  İbni Ömer Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphe yok ki, o namazı (yani ikindi namazını) kaçıran kimse, sanki ailesi ve malı noksanlaştırılmış (veya elinden kaçırılmış) gibidir."
(Buhari, Mevakıt, 15; Müslim, Mesâcid, 20İ; Ebû Dâvûd, Salât, 5; Nesâ'i, Mevâkit, 9; Tirmizi, Salât, 128; İbn Mâce, Salât, 6)

16-  Abdullâh ibni Ömer Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Namazlarınızdan bir kısmını (nafileleri) evlerinizde kılın, (evlerinizde hiç namaz kılmayarak) onları kabirler edinmeyin." (Buhârî)

17-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizin hiçbiriniz duâ ettiğinde 'Ey Allah! Dilersen beni mağfiret et, dilersen bana rahmet et.' demesin. Lâkin kararlı bir şekilde istesin, zîra Allah'ı zorlayan hiçbir şey olamaz (dolayısıyla O, yaptığı her şeyi iradesiyle yaptığı için O'ndan bir şey isterken 'istersen ver' ifadesini kullanmak manasız olur)."
(Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4837)

18-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur.
Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Rabbimiz Tebâreke ve Te'âlâ her gece, gecenin son üçte biri kaldığı zaman (seher vakti) en alt semâya (hareketten ve intikalden münezzeh olarak) nüzûl eder (Allah-ü Te'âlâ'nın feyiz ve nurlarının tecellisi iner) de: 'Bana kim duâ edecek ki, onun için (duâsına) icâbet edeyim? Benden kim bir şey isteyecek ki ona (murâdını) vereyim? Benden kim mağfiret talep edecek ki onun için (günahlarını) bağışlayayım?' buyurur."
(Buhari-Müslim)

19-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) bir keresinde cumâ gününden bahsetmiş ve şöyle buyurmuştur: "Onda az bir zaman dilimi vardır ki Müslüman bir kul namaz kılarken ona denk gelir de Allah-ü Te'âlâ'dan bir şey isterse mutlaka ona onu verir."
(Müslim- Cuma 13)

20-  Ebû Mes'ûd Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Her kim bir gece içerisinde (güneşin batışından sonra imsak vaktine kadar) Bakara Sûresi'nin sonundan (Âmene'r Rasûlü ile başlayan) o iki ayeti okursa, artık o iki ayet ona (yapacağı diğer faziletli ibadetler adına ve o gece boyunca afetlerden ve şeytan şerlerinden emin olması için) kifâyet ederler (yeterli olurlar)."
Buhari, Fedailül-Kuran, 10, 27, 34; Megazi, 12; Müslim, Müsafirin 255,256; Ebu Davud, Ramazan, 9; Tirmizi, Sevabü’l-Kuran, 4

21-  Âişe Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Kur’ân’ı mâhir olarak (mahrecini, tecvidini, sesini, kıraatini bilerek) okuyan, şerefli, itaatkâr elçiler olan meleklerle berâberdir. Kur’ân’ı kendisine zor geldiği halde kekeleyerek okuyan kimseye ise iki kat sevap vardır.”(Riyâzü’s-Sâlihîn, 991.)

22-  Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah(-u Te'âlâ): 'Âdemoğlunun işlediği her amel (hayırlı iş) kendisi içindir, ancak oruç müstesna. Zirâ şüphesiz o, (kimse tarafından görülen bir amel olmaması hasebiyle) sırf benim içindir. Ona mukabil mükâfatı(nı) da ancak Ben veririm' buyurdu. Oruç bir kalkandır. Herhangi biriniz oruç günü olduğu zaman artık o kimse kötü (müstehcen) konuşmasın, (kavga gürültü edip de) bağırıp çağırmasın. Eğer bir kimse onunla sövüşür yahut onunla dövüşürse, derhal: 'Ben oruçlu bir kimseyim' desin (ve ona karşılık vermekten çekinsin)." 
(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)

23-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Kim inanarak ve karşılığını sadece Allah’tan umarak Kadir Gecesini ihya edip ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır.”
(Buhari, İman: 35; Tirmizî, Savm: 1)

24-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Her kim inanarak ve mükâfâtını yalnız Allah'tan bekleyerek Ramazan'da kaim (terâvih namazını kılarsa), geçmiş günahları kendisi için mağfiret olunur."
(Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim)

25-  Abdullâh ibni Mes'ûd Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey gençler topluluğu! İçinizden her kimin (maddi imkân bakımından) evlenmeye gücü yeterse hemen evlensin. Zîra gerçekten bu, görü (haramlardan) daha çok kapatıcı ve tenâsül uzvunu (zinâdan) daha ziyâde koruyucudur. (İmkân darlığından dolayı evlenmeye) gücü yetmeyen ise oruca devam etsin, çünkü bu onun için gerçekten bir himâyedir."
(Buhari c. 6, s. 117; Müslim c. 4, s. 128).

26-  Ukbe ibni Âmir Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz (bunca akit çeşitleri içerisinde) kendisini yerine getirmenizi en ziyâde hak eden şart (akit ve sözleşme), ferçleri (kadınların tenâsül uzuvlarını) kendisiyle helâl edinmiş olduğunuz o (mehir namındaki) şeydir."
Beyhaki 15540, Şafii el-Ümm 5/223, Albani İrva 2124

27-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bir kadınla halasının, yine böyle bir kadınla teyzesinin arası (birleştirilemez; aynı kişinin nikâhı altında) cem edilemez (aynı kişi aynı anda bunlarla evlenemez)."
Buhârî, Nikâh 27

28-  Âişe Radiyallahü Anh'dan rivayet olunduğuna göre; Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Neseb sebebiyle haram kıldıklarınızı emme sebebiyle de haram kılın!"
Buhari, Humus 4, Sehadat 7, Nikah 20; Muslim, Rada' 2, (1444); Muvatta, Rada' 2, (2, 601, 602); Tirmizi, Rada' 1, (1147); Ebu Davud, Nikah 7, (2055); Nesai, Nikah 49, (6, 99).

29-  İbni Abbâs Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şayet onlardan (kocalardan) birisi, hanımına (cimâ için) gelmeyi istediği zaman: “Bismillah Allahümme Cennibneşşeytane Ve Cennibişşeytane ma razaktena” manası: “Allah’ın adıyla. Ey Allah’ım! Bizi şeytandan, şeytanı da bizi kendisi ile rızıklandıracağın çocuktan uzak tut!” der de onların aralarında bir çocuk takdir olunursa, şeytan o çocuğa zarar veremez’ buyurdu.”
Buhari 294, Müslim 1434/116, Ebu Davud 2161, Nesei İşretü’n-Nisa 144 Darimi 2/145, İbni Mace 1919, İbni Ebi Şeybe 3/401/1, İbni Sünni 608, Tayalisi 2705, Ahmed 1/216, Albânî İrva 2012

30-  Abdullâh ibni Ömer Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sarhoş eden (aklı gideren) her şey hamr (şarap)dır ve sarhoşluk veren her şey haramdır. Her kim onu dünyada içer de ona devam ettiği ve (içki içme günahından) tevbe etmemiş olduğu halde ölürse âhirette (cennete girse bile) onu içemez."
(Müslim, Eşribe, 73)

31-  Ebû Talha Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "İçerisinde köpek veya suret (canlı heykeli) bulunan bir eve melekler girmez."

32-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sürü köpeği yahut av veya ekin (köpeği) dışında her kim (evinin içinde) bir köpek tutarsa, onun sevaplarından her gün bir kıyrat (Uhud Dağı kadar) eksilir."

33-  Abdullah ibni Ömer Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Böbürlenerek elbisesini yerde sürüyen kimsenin suratına Allah Teâlâ kıyamet gününde bakmaz.”
Buhârî, Libâs 1, 2, 5, Fezâilü’s-sahâbe 5; Müslim, Libâs 42-48. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Libâs 25-27; Tirmizî, Libâs 8-9; İbni Mâce, Libâs 6, 9

34-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Adak, kaderden hiçbir şeyi değiştirmez. Ancak cimri kişiden adağı sebebiyle bir mal çıkarılır.”(Tirmizî, Nüzûr: 10)

35-  İbnü Abbâs Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Hiçbir kimsenin bir hediye verip de hediyesinden dönmesi helâl değildir. Ancak baba oğluna verdiği şeyden geri dönebilir. Bir hediye verip de sonra geri dönen kimse; doyuncaya kadar yiyip sonra kusan sonra da kustuğuna geri dönen köpek gibidir.”
(Buhârî, Hibe: 28; Müslim, Hibât: 2)

36-  Nu'man İbnu Beşir (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da tebrie etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir." [Buharî, İman 39, Büyû 2; Müslim, Müsakat 107, (1599); Ebu Davud, Büyû 3, (3329, 3330); Tirmizî, Büyû 1, (1205); Nesâî, Büyû 2, (7, 241).]

37-  Ebû Sa'id el-Hudrî Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Ashabıma sebbetmeyiniz, (onlar hakkında alçaltıcı sözler sarf etmeyin) sizden birisi uhud dağı kadar altın infak etseydi ashabımdan (birinin verdiği yarım müdde ulaşamazdı.”
(Ayrıca bk. Ebû Davud et-Tayâlisinin müsnedi, hadis no: 21, 83, Sunen-i Ebî Davud 39. Kitab. bab 10; Sahîhut-Tirmizi Hadis no, 2165; Kenzul-Ummâl hadis no: 32469; Ashab-ı Kirâm Hakkında Müslümanların Nazih İtikadları, s. 105-106; Şerhul-Akidetit-Tahâviye, s. 468-469; es-Savâikul-Muhrika s. 211; Haşiyetul-Kestelli alâ Şerhil-Akâid s. 187; Muhammed, s. 403; Tarihîhul-Hamîs, II, 97).

38-  Ebû Hureyre Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "(İslâmi ilimleri tahsil ederek fetvâ verme makamına ulaşmış) bir hâkim (bir konuda) hüküm verdiği zaman ictihâd eder, sonra da isabet ederse onun için iki sevap vardır. Ama hüküm verdiği zaman ictihâd eder, sonra da hata ederse onun için de bir sevap vardır."

39-  Abdullah İbni Ömer Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bir günah ile emrolunmadıkça, sevdiği ve sevmediği her şeyde (başındaki yöneticiyi) dinleyip itâat etmek Müslüman kişinin üzerinde (bir vecibe)dir. Ama Bir günah işlemekle emrolunduğu zaman dinlemek de yoktur, itâat da yoktur."
(İbn Mâce, Cihad 40)

40-  Ebû Katâd Radiyallahü Anh'dan rivayet olunur. Rasûlüllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Sâlih rüya (güzel rüya) Allah’tandır. Fena rüya da şeytandandır. Kim hoşuna gitmeyen bir rüya görürse, sol tarafına üç defa üflesin ve (Eûzü Besmele çekerek) şeytandan Allah’a sığınsın. O takdirde o rüya kendisine zarar vermez.”
(Buhârî, Ta’bîr 4; Müslim, Rü’yâ 1)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis