Kenzü’l Arş Duası دُعٰٓاءِ كَنْزُ العَرْلشْ
Kenzü’l Arş Duası دُعٰٓاءِ
كَنْزُ العَرْلشْ
|
Bismillahirrahmanirrahim
|
بسم اللّه
الرّحمن الرّحيم
|
Melik (kral), Hakk,
Mübin Allah’ü Teâlâ’dan başka ilah yoktur.
|
Lâ ilâhe illellâhül
melikül hakkul mübîn.
|
لَا
اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ الْمُبِينُ
|
Hakem, Adl ve Metin
Allah’ü Teâlâ’dan başka ilah yoktur.
|
La ilâhe illellahül
hakemül adlül metîn.
|
لَا
اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ الْحَكَمُ الْعَدْلُ الْمَتِينُ
|
Bizim ve eski
atalarımızın Rabbidir.
|
Rabbünâ ve rabbü âbâinel
evvelîn.
|
رَبُّنَا
وَرَبُّ اٰبَآئِنَا الْاَوَّلِينَ
|
Senden başka İlah
yoktur. Sen arınıksındır. Ben zalimlerden oldum.
|
La ilâhe illâ ente
sübhâneke innî küntü minezzâlimîn.
|
لَا
اِلٰهَ اِلَّا اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنِّى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ
|
Allah’ü Teâlâ’dan başka
ilah yoktur. Onun ortağı yoktur.
|
Lâ ilâhe illellâhü
vahdehû lâ şerîke leh,
|
لَا
اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ
|
Yönetim onundur. Övgüler
onun içindir. Diriltir ve öldürür.
|
lehül mülkü ve lehül
hamdü yuhyî ve yumîtü
|
لَهُ
الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ يُحْيِى وَيُمِيتُ
|
O diridir ve ebediyen
ölmez.
|
ve hüve hayyül lâ yemûtü
ebeden
|
وَهُوَحَىُّ
لاَيَمُوتُ اَبَدًا
|
Hayır onun
kontrolündedir, dönüş onadır.
|
biyedihil hayru
veileyhil masîru
|
بِيَدِهِ
الْخَيْرُ وَاِلَيْهِ الْمَصِيرُ
|
Ve O her şeye gücü
yetendir.
|
ve hüve alâ külli şey’in
kadîr. ّ
|
وَهُوَ
عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
|
Ve onunla yardım
isteriz. İyilik yapmaya, kötülükten kaçmaya güç kuvvet sadece yüce ve her
şeyi bilen Allah’ü Teâlâ’dandır.
|
Ve bihî nesteînü ve lâ
havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm.
|
وَبِهِ
نَسْتَعِينُ وَلَا حَوْلَ وَلَا قُـوَّةَ اِلَّا بِاللّٰهِ عَلِيِّ الْعَظِيمِ
|
Nimetlere şükür olarak,
ondan başka ilah yoktur.
|
Lâ ilâhe illellâhü
şükran li ni’metih.
|
لَا
اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ شُكْرًا لِنِعْمَتِهِ
|
Rablığının ikrarı
olarak, ondan başka ilah yoktur.
|
Lâ ilâhe illellâhü
ikrâran bi rubûbiyyetih.
|
لَا
اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ اِقْرَارًا بِرُبُوبِـيــَّتِـهِ
|
Yüceliğini arındırmak
için, Allah noksanlıklardan arınıktır.
|
Ve sübhânellâhi tenzîhen
li azametih.
|
وَسُبْحَنَ
اللّٰهِ تَنْزِيهًا لِعَظَمَتِهِ
|
Ey Allah’ım! Ya Rabbi!
“Cebrail Aleyhisselâm’ın kanadında yazılı ismin hürmetine,
|
Es’elükellâhümme bi hakkı
ismikel mektûbi alâ cenâhı cibrîle
aleyke yâ rab.
|
أَسْئَلُكَ
اللّٰهُمَّ بِحَقِّ اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ عَلٰى جَنَاحِ جِبْرِيلَ عَلَيْكَ يَا
رَبِّ
|
Mikail Aleyhisselâm’ın
kanadı üzerinde yazılı ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı n ismikel
mektûbi alâ cenahı mîkâîle aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ عَلٰى جَنَاحِ مِيكَآئِيلَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
İsrafil Aleyhisselâm’ın
alnında yazılı ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı n ismikel
mektûbi alâ cebheti isrâfîle aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ عَلٰى جَبْهَةِ اِسْرَافِيلَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Azrail Aleyhisselâm’ın avucunda
yazılı ismin hürmetine,
|
Ve bi hakkı smikel
mektûbi alâ keffi azrâîle aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ عَلٰى كَفِّ عَزْرَآئِيلَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Ve senin verdiğin Münker
ve Nekir ismi hürmetine,
|
Ve bi hakkı ismikellezî
semmeyte bihî münkeran ve nekîran aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى سَمَّيْتَ بِهِ مُنْكَرًا وَنَكِيرًا عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Ve kullarının sendeki
sırları hürmetine,
|
Ve bihakkı smike ve
esrâri ıbâdike aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ وَاَسْرَارِ عِبَادِكَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
İslam’ı kendisiyle
tamamladığın ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
temme bihil islâmü aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى تَمَّ بِهِ الْاِسْلاٰمُ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Ve Âdem Aleyhisselâm’ın
senden öğrenip cennetten indirildiği zaman kendisiyle sana seslendiği ve
senin de kabul ettiğin ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
telekkâhü âdemü lemmâ hebeta minel cenneti fe nâdâke fe lebbeyte düâehü
aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى تَلَقَّاهُ اٰدَمُ لَمَّا هَبَطَ مِنَ الْجَنَّةِ فَنَادَاكَ
فَلَبَّيْتَ دُعٰٓاءَهُ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Şit Aleyhisselâm’ın sana
seslendiği ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
nâdâke bihî şîtü aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ شِيتُ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Arşı taşıyan melekleri
kendisiyle güçlendirdiğin ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
kavveyte bihî hameletel arşî aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى قَوَّيْتَ بِهِ حَمَلَةَ الْعَرْشِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Tevrat’ı Şerif’te,
İncil’ Şerif’te, Zebur’u Şerif’te ve Furkan’ı Kerim’de yazılı isimlerin
hürmetine,
|
Ve bihakkı smikelmektûbî
fittevrâti vel incîli vezzebûri vel fürkâni aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الْمَكْتُوبِ فِى التَّوْرَاةِ وَالْاِنْجِيلِ وَالزَّبُورِ
وَالْفُرْقَانِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Kullarına rahmetini
sonsuza kadar ulaştırdığın ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı smike ilâ
müntehâ rahmetike alâ ıbâdike aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ اِلٰى مُنْتَهٰى رَحْمَتِكَ علٰى عِبَادِكَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Sözlerin tamamı
hürmetine,
|
Ve bihakkı temâmi kelâmike aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
تَمَامِ كَلٰامِكَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
İbrahim Aleyhisselâm
ateşe atıldığında hangi isminle sana seslendi de ateş soğuk ve selamet
olduysa işte o ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
nâdâke bihî ibrâhîmü fecealtennâra aleyhi berden ve selâmen aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ اِبْرٰهِيمُ فَجَعَلْتَ النَّارَ عَلَيْهِ
بَرْدًا وَسَلاٰمًأ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
İsmail Aleyhisselâm kurban
kesilirken hangi isminle seslendi de onu kesilmekten kurtardıysan işte o
ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
nâdâke bihî ismâîlü fe necceytehû minezzebhı aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ اِسْمٰعِيلُ فَنَجَّيْتَهُ مِنَ الذَّبْحِ عَلَيْكَ
يَا رَبِّ
|
İshak Aleyhisselâm hangi
isminle sana yalvardı da sen onun ihtiyaçlarını karşıladıysan işte o ismin
hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
nâdâke bihî ishâku fe kadayte hâcetehû aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ اِسْحٰاقُ فَقَضَيْتَ حَاجَتَهُ عَلَيْكَ يَا
رَبِّ
|
Hud Aleyhisselâm hangi
isminle sana seslendiyse işte o ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
nâdâke bihî hûdü aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ هُودُ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Yakup Aleyhisselâm sana
hangi isminle dua etti de sen onun gözlerini ve çocuklarını ona geri
verdiysen işte o ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
deâke bihî ya’kûbü fe ra dedte aleyhi basarahû ve veledehû yûsüfe aleyke yâ
rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ يَعْقُوبُ فَرَدَدْتَ عَلَيْهِ بَصَرَهُ
وَوَلَدَهُ يُوسُفَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Davut Aleyhisselâm hangi
isminle sana seslendi de sen onu yeryüzüne halife yaptıysan ve demiri onun
elinde yumuşattıysan işte o ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
nâdâke bihî dâvüdü fe cealtehû halîfeten fil ardı ve elente lehül hadîde fî
yedihî aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ دَاوُدُ فَجَعَلْتَهُ خَلِيفَةً فِى الْاَرْضِ
وَاَلَنْتَ لَهُ الْحَدِيدَ فِى يَدِهِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Süleyman Aleyhisselâm
hangi isminle sana dua etti de sen onu yeryüzüne kral yaptıysan işte o ismin
hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
deâke bihî süleymânü fe a’taytehül mülke fil ardı aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ سُلَيْمٰنُ فَاَعْطَيْتَهُ الْمُلْكَ فِى
الْاَرْضِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Eyyüb Aleyhisselâm hangi
isminle sana seslendi de sen onu içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtardıysan
işte o ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
nâdâke bihî eyyûbü fe necceytehû minel gammillezî kâne fîhi aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ اَيُّوبُ فَنَجَّيْتَهُ مِنَ الْغَمِّ الَّذِى
كَانَ فِيهِ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Meryem Annemiz’in oğlu
İsa Aleyhisselâm’ın hangi isminle sana seslenip de onunla ölüyü dirilttiysen
işte o ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
nâdâke bihî îsebnü meryeme fe ahyeyte lehül mevtâ aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ عِيسٰى بْنُ مَرْيَمَ فَاَحْيَيْتَ لَهُ
الْمَوْتٰى عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Musa Aleyhisselâm hangi
isminle sana seslendi de sen ona Tur’da hitap ettiysen işte o ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
nâdâke bihî mûsâ lemmâ hâtabeke alettûri aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ مُوسٰى لَمَّا خَاطَبَكَ عَلٰى الطُّورِ عَلَيْكَ
يَا رَبِّ
|
Firavunun karısı Asiye
Annemiz sana hangi isminle seslendi de sen onu cennette rızıklandırdıysan
işte o ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
nâdetke bihî asîyetümraetü fir’avne fe razaktehel cennete aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ اٰسِيَةُ امْرَأَةُ فِرْعَوْنَ فَرَزَقْتَهَا
الْجَنَّةَ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
İsrail oğulları sana
hangi isminle seslendiler de onlara denizi geçirdiysen işte o ismin
hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
nâdâke bihî benû isrâîle lemmâ câvezûlbahra aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ بَنُو اِسْرَآئِيلَ لَمَّا جَاوَزُوا الْبَحْرَ
عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Hızır Aleyhisselâm hangi
isminle seslendi de onu suda yürüttüysen işte o ismin hürmetine,
|
Ve bihakkı ismikellezî
nâdâke bihil hıdıru lemmâ meşâ alel mâi aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ الْخِضِرُ لَمَّا مَشٰى عَلٰى الْمآٰءِ عَلَيْكَ
يَا رَبِّ
|
Muhammed Sallallahü
Aleyhi Vesellem sana mağarada hangi isminle seslendi de sen onu kurtardıysan
işte o ismin hürmetine” senden istiyorum.
|
Ve bihakkı ismikellezî
nâdâke bihî muhammedün sallallâhü aleyhi ve selleme yevmel ğâri fe necceytehû
aleyke yâ rab.
|
وَبِحَقِّ
اسْمِكَ الَّذِى نَادَاكَ بِهِ مُحَمَّدٌ صَلّٰى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَوْمَ الْغَارِ فَنَجَّيْتَهُ عَلَيْكَ يَا رَبِّ
|
Hiç şüphesiz sen
cömertsin, büyüksün. Bize Allah’ü Teâlâ yeter.
|
İnneke entel kerîmül
kebîru.
|
اِنَّكَ
اَنْتَ الْكَرِيمُ الْكَبِيرُ
|
O ne güzel vekildir.
|
Hasbün ellâhü ve ni’mel
vekîl.
|
حَسْبُنَا
اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ
|
İyilik yapmaya da
kötülükten kaçmaya da güç kuvvet sadece yüce ve büyük Allah’ü Teâlâ’dandır.
|
Ve lâ havle ve lâ
kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm.
|
وَلاَ
حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلَّا بِاللّٰهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ
|
Allah efendimiz Muhammed
Sallallahü Aleyhi Vesellem’e, ailesine ve arkadaşlarına destek versin,
güvenli kılsın! Âmin!
|
Ve sallallâhü alâ
seyyidinâ muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî vesellem. Âmin!
|
وَصَلٰى
اللّٰهُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلَّمَ
|
Âlemlerin Rabbi’ne hamd
olsun!
Allah’ü Teâlâ’nın rızası
onlar üzerine olsun!
|
Vel hamdü lillâhi Rabbil
âlemin! Rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecmaîn!
|
وَالْحَمْدُ
لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ رِضْوَانُ
اللهِ تَعَالَى عَليْهِمْ اَجْمَعِين
|
Kenz-ül Arş Duası gibi
esmalardan oluşan duaları okumak bir zikirdir. Bu duaları ibadet amacıyla
okumak gerekir. Bu duanın fazileti pek yüksektir. (Nevâdir’i-Kaylûbî ve Mecmuâtü’l-Ahzâb’dan)
Yorumlar
Yorum Gönder