Kim Haklı Olduğu Bir Münâkaşayı Terk Ederse…
Kim Haklı Olduğu Bir Münâkaşayı
Terk Ederse…
Temelle
Dursun denize karşı durmuş öylece bakıyorlar ve acayipte canları sıkılıyormuş.
Birden bir martı gelmiş ve denize bir iniş yapıp küçük bir balık kapıp gitmiş.
Temel,
Dursun’a demiş;
“Mart
ne hızlı bir kuş, ekmeği aldı ama kanadı suya değmedi.”
“Olur
mu? Demiş, Dursun!
“Balığı
aldı ama kanadı suya değdi!” demiş.
“Değdi,
değmedi” derken ortalık karışmış ve bir kavga/gürültü ikisi de denize düşmüşler
ve sırılsıklam tekrar kavga ederken çevredekiler ayırmışlar. Temel hastaneye,
Dursun hapishaneye düşmüşler…
Aradan
altı yıl geçmiş, Temelle Dursun İstanbul Galata Köprüsü’nde karşılaşmışlar. Birbirlerine
sarılmışlar. Hal hatır sohbetten sonra;
Temel,
Dursun’a demiş ki;
“Ula
uşağım, ne aptal adamız! Bir kuş için bir birimize girdik. Boşu boşuna altı ay
hastane de ve hapishanede yattık… Değil mi?
“Evet,
ama değdiydi…” Demiş, Dursun.
Temel
kızmış;
“Hayır,
kanadı değmediydi.”
Dursun;
“Değdiydi!”
demiş ve gene olan olmuş…
Bir
kere daha kavga ederken denizi yuvarlanmışlar. Bu sefer Temel hapishaneye,
Dursun hastaneye gitmiş…
Ders
Alalım: Körü
körüne yapılan inatlaşmalar insanların ömrünü boşa geçirmelerine sebep oluyor. Kısır
döngü sürüp gidiyor. Hâlbuki boş tartışmalar yerine enerji ve güçlerini
birleştirseler ne harikalar olur…
Sevgili
peygamberimiz ne güzel buyurmuş: “Kim haklı olduğu bir münakaşayı terk ederse kendisine
cennetin kenarında bir ev kurulur. Haklı olduğu bir münakaşayı terk edene de
cennetin ortasında bir ev kurulur. Kim de ahlakını güzel kılarsa cennetin yüce
yerinde bir ev kurulur.”
Tirmizî,
Birr 58, (1994); Ebu Dâvud, Edeb 8, (4800); İbnu Mâce, Mukaddime 7, (51);
Nesâî, Edeb (6, 21).
Kırmanın,
yıkmanın zararlarından korunmamız için münakaşayı terk etmemiz isteniyor. Üstelik
çok basit şeyler için kalpler de kırılıyor. Kalp kırma günahı Kâbe’yi Şerif-i
yıkmaktan daha büyük günahtır.
Yorumlar
Yorum Gönder