Atlas Okyanusu'na yenilen 'Cihan Pehlivanı' Koca Yusuf
Atlas
Okyanusu'na yenilen 'Cihan Pehlivanı' Koca Yusuf’un Şanlı ve Hazin Hikâyesi
[Korkunç
Türk (The Terrible Turk)]
Greko Romen stilde güreşen ilk sporcumuz
Koca Yusuf, Deliorman'ın Şumnu yakınlarında, Kareli
Köyü'nde dünyaya gelir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekte, 1859 olduğu
tahmin edilmektedir. Koca Yusuf, Avrupa ve Amerika'da yaptığı güreşlerle
dünyaya ün salan ve Greko-Romen stilde güreşen ilk sporcumuz olarak tarihe
geçmiştir.
Ustasının, Kareli Köyü yakınlarındaki Nascı
Köyü'nden 'Kel İsmail' olduğu söylenir. Yusuf'a 'Koca' lakabı, onu dönemin ünlü
güreşçilerinden 'Küçük Yusuf'tan ayırt edilebilmek için verilmiştir.
Koca Yusuf'un heybetli bir görüntüsü vardı
Kolları, diz kapaklarını aşarcasına uzun, kütük
gövdeli, elleri de çok iriydi. Yaptığı el enselerden ötürü, rakipleri ona
'Demir Pençe' diye de anarlardı: 1.88 boyunda, 120 kilo ağırlığındaydı.
Kırkpınar'da yaptığı güreşler, onun ününü ülke çapında
duyurmuştu
Yusuf'u henüz dünya tanımadan Kırkpınar'da yaptığı
güreşler, onun ününü ülke çapında duyurmuştu. Kırkpınar'da zamanın devleri
Adalı Halil, Kurtdereli Mehmet Pehlivan, Filibeli Kara Ahmet, Katrancı Rüstem
ve Filiz Nurullah'ı yağlı güreşlerde hep mağlup etmişti Koca Yusuf... Kel Aliço
ve Hergeleci İbrahim ile yaptığı güreşlerde ise, Koca Yusuf galip gelemedi; ama
mağlup da olmadı...
Türk pehlivanları arasından grekoromen güreşi yapan
ilk pehlivandır. 1885 yılında Kırkpınar başpehlivanı olmuştur. 1894 yılından
başlayarak, Avrupa ve Birleşik Devletler'de dönemin en ünlü güreşçileri ile
güreşmiştir ve tüm bu güreşlerde galip gelmiştir. Koca Yusuf, 1857 yılında
günümüzde Bulgaristan sınırları içinde yer alan eski Osmanlı Devleti toprağı
olan, Şumnu Kasabası'na bağlı Karalar Köyü'nde doğmuştur. Koca Yusuf'un
babasının adı İsmail'dir. Babası ve dedesi Yusuf'un ilk güreş ustalarıdır. Koca
Yusuf'ın çocukluğu, Bulgarların Türk köylerini bastığı milliyetçilik
hareketlerinin yoğun olduğu bir dönemde geçmiştir.
Koca Yusuf devrin ünlü pehlivanları arasında yer
alan Şumnulu Dursun Pehlivan, Nasuhçulu Kel İsmail Pehlivan ve Pomak Osman
tarafından eğitildi. Kırkpınar güreş tarihinde, 26 yıl boyunca üst üste
başpehlivanlığı elinde bulunduran ve Sultan Abdülaziz'in başpehlivanı Kel Aliço
adlı güreşçiyle 1885 yılında güreşti. Sabah başlayan mücadele akşam sona erdi.
Kel Aliço mücadele esnasında pes etmiş ve ülkenin başpehlivanlığı unvanını Koca
Yusuf'a devretmiştir.
Koca Yusuf, Kel Aliço'nun çırağı ve 18 yıl boyunca
Kırkpınar başpehlivanlığını elinde tutan Adalı Halil'i iki kez ardı ardına
yendi. Sultan Abdülaziz, Sultan V. Murat ve Sultan II. Abdülhamit devrinde
birçok güreş yaptı. Koca Yusuf ile çarpışan Kurtdereli Mehmet, Kara Ahmet,
Katrancı Mehmet, Filiz Nurullah, Kazandereli Memiş ve Hergeleci İbrahim gibi
ünlü pehlivanlar, Koca Yusuf'un üstünlüğünü kabul ettiler.
Koca Yusuf'u yenebilen tek pehlivanın Kavalalı Çolak
Mümin Pehlivan olduğu söylenmektedir. 1894 yılında Rami'de yapılan ve Kel
Aliço'nun hakem olduğu bir karşılaşmada Çolak Mümin, Koca Yusuf'u düşürmüştür.
Hakem konumunda olan Aliço bu durumu yenik sayınca Yusuf tek yenilgisini
almıştır. Çolak Mümin ise bu maç sonucunda sakat kalmıştır ve bu sebepten
dolayı güreş hayatını sonlandırmak durumunda kalmıştır.
Koca Yusuf'un Fransız güreşçi Joseph Doublier ile
olan diyaloğu ve Joseph Doublier'den Fransa'da güreş teklifi alması Koca
Yusuf'un hayatını değiştirmiştir. Fransız bir yazar olan Edmond Desbonnet'in
"Güreşin Kralları" (1910, Paris) adlı kitabında anlattığına göre;
Joseph Doublier, 1894'te rakibi Sabés'e yenilmiştir ve bu rakibi yenebilecek
güçte bir güreşçi arayışına girmiştir. Türkiye'ye gelen Joseph Doublier,
Filibeli Kara Osman, Filiz Nurullah ve Yusuf İsmail'i beraberinde Fransa'ya
götürmüştü. Yusuf, başlangıçta yurtdışına çıkmayı düşünmese de, Müslümanlar'ın
güçlü olduğunu kanıtlamanın bir cihat olduğu şeklindeki din âlimlerinin
açıklamaları üzerine 1897'de Avrupa'ya gitti ve Paris'te minder güreşinin
kurallarını öğrendi.
Koca Yusuf, grekoromen öğreniyor
Ama ortada büyük bir sorun vardı: Koca Yusuf, Greko
Romen güreşi bilmiyordu... Eski güreşçi, yeni menajer Doublier'nin Greko-Romen
güreşi Yusuf'a öğretmekten başka çaresi yoktu!
Doublier, Koca Yusuf'a bacaklardan tutulmayacağını
söyleyince, Koca Yusuf hayretler içinde kaldı. Öyle nasıl güreş tutulabilirdi
ki? Daha sonra, iki güreşçi egzersize başladılar. Bir ara Koca Yusuf,
Doublier'in elini öyle bir yakaladı ki, Doublier elinin kırıldığını zannederek
bırakması için yalvardı. Böyle sıkmanın gereksiz olduğunu söyledi Yusuf'a...
Yusuf ise;
"Bizde öyle yarım yamalak
yakalamak olmaz, ya tutarsın ya da tutmazsın" diyerek, Doublier’in elini tekrar yakalayıp kendine doğru çekti
ve külçe gibi onu yere attı. Doubliler, Koca Yusuf'a fazla bir şey
öğretemeyeceğini anlayarak çalışmalara ara verdi ve organizatörlük görevine
geri döndü...
Koca Yusuf, ilk karşılaşmasını Sabés ile yaptı ve bu
maçı kazandı. Fransa'da 1894-1897 yılları arasında 3 yıl yaşadı. Fransa'da
geçirdiği bu dönem boyunca güreştiği ve o dönemin bilinen sporcuları olan
Olsen, Pons, Fournier'i yendi. Raul, Gambier, Rum güreşçi Antonio Pierri ve
İngiliz güreşçi Tom Cannon'u da yendikten sonra kendisini Avrupa'da rakip
bulamaz bir halde buldu. Paris'te bulunan bir sirkte, ünlü Türk güreşçi
Hergeleci Mahmut Pehlivan (İbrahim Mahmut) ile yaptığı ancak polis müdahalesi
ile durdurulabilen karşılaşma, günümüzde bile şuana kadar yapılan en acımasız
güreş karşılaşması olarak bilinmektedir.
Avrupa'da büyük ün kazanınca Birleşik Devletler'de
bulunan organizatörler onu New York'a bir davetle çağırdılar. Antonio Pierri ve
Doublier ile birlikte gittiği ABD'ye gitti. ABD'de ise yeni menajeri William
Brady olmuştur. ABD'de toplam 33 güreş karşılaşması yaptı ve bütün karşılaşmaları
kazanmıştır. Yendiği güreşçiler arasında; Ewan Lewis, George Bothner, Tom
Jenkins, Dan McLeod adlı ünlü adlar vardır. Şikago'da (Chicago) yapılan bir
karşılaşmada dünya şampiyonu konumunda olan ünlü Evan Lewis adlı güreşçiyi üst
üste iki defa mağlüp etmiştir.
Dünya üzerinde rakipsiz kalan Koca Yusuf artık
ülkesine dönmeyi düşünmüştür. Yaptığı tüm güreşleri kazanması ve heybeti
sebebiyle Amerika Birleşik Devletleri'nde kendisine "The Terrible
Turk" yani Korkunç Türk lakabı verilmiştir. ABD'de bulunduğu süre
içerisinde hiç yenilgi almayan Yusuf İsmail, 26 Mart 1898'de Ernest Roeber ile
yaptığı maçta diskalifiye oldu. Bunun nedeni ise; Madison Square Garden'da
yapılan bu maçta, Koca Yusuf'un rakibini ringden dışarı atması, Roeber'in
öldüğünü sanan izleyicilerin ayaklanmasına ve Yusuf'a karşı linç girişimine
bulunmasıdır. Söz konusu güreş, spor yazarı olan Walter Camp tarafından 1907
tarihinde yazılan alınan "The Substitue: A Football Story" adlı
romanda anlatılmıştır. İki rakip daha sonra, Metropolitan Opera Evi'nde 30
Nisan günü tekrar karşı karşıya geldi. Aralarındaki itişmelerden sonra
menajerler ringe çıktı ve olaya müdahele etmek istedi. Bunun sonucunda olay
büyüyüp yine seyirciler arasında bir ayaklanma dalgası olunca güreş iptal
edildi. Bu yaşananlardan sonra Opera Evi güreş karşılaşmalarına kapatıldı.
Koca Yusuf, ülkesine dönmek için 21 Mayıs 1898'de
Fransız La Bourgogne transatlantiğine binip yola çıkmıştır. Koca Yusuf'un
içinde bulunduğu gemi 4 Temmuz sabahı New York'un kuzeydoğusunda bulunan Sable
Adası'nın 60 mil açıklarında İngiltere bandıralı Cromartyshire şilebiyle
çarpışmıştır. Geminin batacağını fark eden Koca Yusuf 2 rekât namaz kılıp
filikalara binmek üzere kendisini denize atmıştır. En yakında bulunan filikaya
tutunmaya çalışıp kurtulmayı düşünmüştür.
Sandalda bulunanların hepsi, ellerine ne geçerse,
denizin içindeki Koca Yusuf’a vurmaya başlarlar. Kafasına, ellerine vururlar.
Ancak; bu güçlü bilekleri sandaldan sökemezler. Kafasından akan kanlar, yüzünü
ıslatırken, sandalı tutan iri parmaklarının üzerine, bir balta inip kalkmaya
başlar. Bir gemici, sandalın iplerini kesmek için kullandığı küçük baltayı,
Koca Yusuf’un parmaklarına ve sonrada bileklerine indirir. Bu vahşi gemicinin
kültürü de “yaşamak için öldür” diyordu.
Parça parça olan el gevşer ve dev vücut, Atlas
Okyanusu’na gömülür. Onunla birlikte; yalnızca Türk sporu değil, dünya sporunun
da, gelmiş geçmiş en büyük isimlerinden biri, tarihe gömülür. Dünya’da hiç bir
faninin bükemediği bilekler, işte böyle bükülmüştür.
Dünyada "Türk gibi güçlü" sözünün
ortaya çıkmasındaki en büyük sebeplerden biri olan, büyük cihan pehlivanı Koca
Yusuf'un bu nedenden dolayı ne yazık ki bir mezarı bulunmamaktadır. Koca
Yusuf'un Ölümünden Sonra - Türkiye Denizcilik İşletmelerine bağlı, Haliç
Tersanesinde bulunan 40 Tonluk yüzer vince Koca Yusuf'un adı verilmiştir.
2001'de basılan Bin Yılın Türkleri Hatıra Para
Serisi'nde Koca Yusuf portreli hatıra para yer almıştır. Koca Yusuf'un yaşamı,
gazeteci yazar olan Halil Delice tarafından 2005 yılında kaleme alınan "Cihan'ı
Titreten Türk Koca Yusuf Yalnızca Güle Yenildi" adıyla
kitaplaştırılmıştır.
Yaşamının bir belgesel haline getirilmesi için 2008
yılında "Koca Yusuf Türkiye'de" isminde bir araştırma projesi
başlatılmıştır. Türkiye'nin ilk kez ürettiği ve Türkiye ortaklığı bulunan A400M
askeri nakliye uçağına Koca Yusuf adı verilmiştir. (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder