Nebi Sallallaü Aleyhi Vesellem’İn Bir Sahabiye Duasının Bereketi
Nebi Sallallaü Aleyhi Vesellem’İn Bir Sahabiye Duasının Bereketi
Bir keresinde Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’e şu şiiri okudum: “Cömertliğimiz ve zenginliğimiz göklere ulaştı. Buna rağmen biz bundan daha fazlasını istiyoruz”. Bundan çok hoşlanan Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, “Ey Ebâ Leylâ! Daha başka ne istiyorsun?” diye sordular. “Cenneti istiyorum” dedim. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem de, “Allah (c.c.)’nun izniyle bu da olacaktır” buyurdular. (Buhari) Bunun üzerine ben şiire devamla şu beyti okudum: “Ortalığın selâmetini koruyamayan halimlikte (yumuşak huylulukta); işler karıştığında düzeltecek tevâzu yoksa cehâlette de hayır yoktur”. Bunları işiten Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, “Çok güzel söyledin. Allah Teâlâ ağzını bozmasın ve onu korusun!” diye dua ettiler. (Buhari)
Ya’lâ Radiyallahü Anh şöyle diyor: “Ben onu (Nâbiga’yı) gördüm; yüz küsur yaşında olmasına rağmen bir tek dişi dahi düşmemişti.” Abdullah b. Cirad Radiyallahü Anh ise şöyle diyor: “Ben onu gördüğümde dolu tanesi gibi dişlere sahipti ve bir tanesi dahi düşmemiş ya da çürümemişti.” Nâbiga Radiyallahü Anh hayatı boyunca herkesten daha güzel dişlere sahip oldu. Çok yaşlı olmasına rağmen her düşen dişinin yerine mutlaka bir yenisi çıkardı.
Başta İmâm-ı Buharî ve diğer sahih hadis kitaplarından naklediliyor ki: Enes bin Malik Radiyallahü Anh ’in annesi, Allah Resulü’ne Sallallahü Aleyhi Vesellem rica etmiş ki, “Senin hizmetcin olan Enes’in evlât ve malı hakkında bereketle dua et.” Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem de Hazreti Enes’e “Allah’ım! Onun malını ve evlâdını çoğalt. Ve ona ihsan ettiğin nimetlere bereket ver.” diye dua etmiştir. Bu duanın üzerine, Hz. Enes, ömrünün sonuna doğru yemin ederek ilan etmiş ki:“Ben kendi elimle yüz evlâdımı defnetmişim. Benim malım ve servetim itibarıyla da, hiçbirisi benim gibi mesut yaşamamış. Benim malımı görüyorsunuz ki pek çoktur. Bunlar hep Peygamberimizin Sallallahü Aleyhi Vesellem duasının bereketindendir.”
(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, 4/418)
Yorumlar
Yorum Gönder