Güzel Ahlâk Hakkında 41 Hadis-i Şerif
Güzel
Ahlâk Hakkında 41 Hadis-i Şerif
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ
الرَّحِيمِ
“Rahman ve Rahim
olan Cenab-ı Hakk’ın mübarek ismi kalbimde ve dilimde olduğu halde başlarım.” (Neml,
27/30)
قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللهَ
فَاتَّبِعُونِى يُحْبِبْكُمُ اللهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَاللهُ غَفُورٌ
رَحِيمٌ
Allah Teâlâ
buyuruyor ki:
“(Habibim) de ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız
hemen bana uyun ki Allah de sizi sevsin ve suçlarınızı örtsün. Çünkü Allah çok
bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.” (Al-i İmran, 3/31)
وَمَآ اَتَيكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ
وَمَا نَهَيكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا
“Peygamber size ne
verdiyse onu hemen alın, size ne yasak ettiyse ondan da kaçının.” (Haşr, 59/7)
وَاِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ
“Hiç şüphesiz sen
büyük bir ahlâk üzerindesin.” (Kalem, 68/4)
Peygamberimiz Hz.
Muhammed Aleyhisselâm buyuruyor ki:
مَنْ
تَعَلَّمَ اَرْبَعِينَ حَدِيثاً اِبْتِغَاءَ وَجْهِ اللهِ لِيُعلِّمَ بِهِ اُمَّتِي
فِي حَلاَلهِمْ وحَرَامِهِمْ حَشَرَهُ اللهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَالِماً
“Kim Ümmetime,
helâller ve haramlar hakkında bilgi vermek için, Allah’ın rızasını isteyerek
“kırk Hadis-i Şerif” öğrenirse, Allah onu kıyâmet günü âlim olarak haşreder.”
(Ebû Nuaym, Ramûzu’l-Ehâdîs)
٠١- إِنَّ
أَحْسَنَ الْحَدِيثِ كِتَابُ اللَّهِ وَ أَحْسَنَ الْهَدْيِ هَدْيُ مُحَمَّدٍ
صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
1. “Şüphesiz
sözlerin en güzeli; Allah’ın Kitabı, yolların en güzeli; Hz. Muhammed
Aleyhisselam’ın yoludur.” (Buharî)
٠٢- اَدِّبُوا أَوْلَادَكُمْ عَلَي ثَلَاثِ خِصَالٍ : حُبِّ نَبِيِّكُمْ وَحُبِّ
أَهْلِ بَيْتِهِ وَقِرَائَةِ القُرْآنِ
2. “Çocuklarınızı
üç hasletle terbiye edip yetiştiriniz, şu üç hususu onlara öğretiniz:
- Peygamberimiz Hz.
Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem’i sevmeyi,
- Ehl-i Beytini
sevmeyi,
- Kur’an-ı Kerim’i
okuyup ezberlemeyi.” (el-Câmiu’s- Sağîr)
٠٣- قُلْ آمَنْتُ بِاللهِ ثُمَّ اسْتَقِمْ
3. “Allah’a
inandım, de. Sonra dosdoğru ol.” (Müslim: İman 62.)
٠٤- اِنَّ مِنْ أَكْمَلِ الْمُؤْمِنِينَ
اِيمَانًا: أَحْسَنَهُمْ خُلُقًا وَاَلْطَفَهُمْ بِاَهْلِهِ
4. “Mü’minlerin
iman yönünden en kâmil olanı, ahlakı en güzel olanı, bir de ailesine çok
lütufkâr bulunanıdır.” (Tirmizî)
٠٥- اِنَّ الْمُؤْمِنَ لَيُدْرِكُ بِحُسْنِ
خُلُقِهِ دَرَجَةَ الصَّائِمِ الْقَائِمِ
5. “Şüphesiz,
Mü’min ahlak güzelliği sayesinde geceleri ibadetle geçiren, gündüzleri devamlı
oruç tutan kimsenin derecesine ulaşır.” (İbn-i Mâce)
٠٦- اِتَّقِ اللهَ حَيْثُمَا كُنْتَ
وَأَتْبِعِ السَّيِّئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ
حَسَنٍ.
6. “Nerede
olursan ol, Allah’tan kork. Her kötülüğün ardından iyi bir amel işle ki, o
kötülüğü silsin. İnsanlara güzel ahlakla davran.” (Tirmizî: Birr, 55.)
٠٧- أَحَبُّ الْأَعْمَالِ إِلَى اللهِ: الصَّلَاةُ لِوَقْتِهَا، ثُمَّ بِرُّ
الْوَالِدَيْنِ، ثُمَّ الْجِهَادُ فِي سَبِيلِ اللهِ
7. Amellerin
Allah’a göre en sevgilisi: Vaktinde namaz kılmak, sonra anaya, babaya iyi
davranmak, sonra Allah yolunda savaşmaktır. (Buhari, Müslim)
٠٨- مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدَهُ اَفْضَلَ مِنْ اَدَبٍ حَسَنٍ
8. “Hiçbir
baba, evlâdına güzel edep ve terbiyeden daha üstün bir şey vermemiştir.”
(Tirmizi)
٠٩- ثَلَاثٌ مَنْ جَمَعَهُنَّ فَقَدْ جَمَعَ الْإِيَمانَ: اَلْإِنْصَافُ مِنْ
نَفْسِكَ وَ بَذْلُ السَّلَامِ لِلْعَالَمِ وَالْإِنْفَاقُ مِنَ الْإِقْتَارِ.
9. “Üç
hasleti nefsinde toplayan imanını da toplamış olur:
-
Nefsine karşı bir menfaat hakkında da olsa insaf ve adaleti bırakmamak,
-
Selamı yaymak,
- Kendi
muhtaç olduğu halde infak etmek.” (Ramûzu’l-Ehâdîs)
١٠- أرْبَعٌ إِذَا كُنَّ فِيكَ فَلاَ علَيْكَ
ماَ فَاتَكَ مِنَ الدُّنْيَا: صِدْقُ الْحَدِيثِ ، وَ حِفْظُ اْلأَمَانَةِ، وَ
حُسْنُ الْخُلُقِ، وَعِفَّةُ مَطْعَمٍ.
10. “Dört
şey vardır ki, onlar sende olduktan sonra dünyadan elde etmediğin şeyler
sebebiyle gam yeme. Bunlar: Doğru söylemek, emaneti korumak, güzel ahlâklı
olmak ve helâl lokma yemektir.” (Ahmed bin Hanbel, Müsned, 2/177.)
١١- اِنَّ اللَّهَ يُعْطِي الْمَالَ مَنْ يُحِبُّ وَ مَنْ لاَ يُحِبُّ وَلاَ
يُعْطِي الدِّينَ -اَلْايِمَانَ- اِلَّا مَنْ يُحِبُّ فَمَنْ اَعْطَاهُ اللهُ
الدِّينَ فَقَدْ اَحَبَّهُ.
11. “Şüphesiz
ki Allah; dünya malını sevdiğine de verir, sevmediğine de verir. Fakat din ve
imanı ancak sevdiği kimselere verir. Her kim ki Allah Teâlâ ona, din nimetini
ihsan ederse artık onu sevmiştir.” (Ahmed bin Hanbel, Terğib-Terhib: 2/549)
١٢- مَا اَكَلَ اَحَدٌ طَعَامًا قَطُّ خَيْرًا مِنْ أَنْ يَأْكُلَ مِنْ عَمَلِ
يَدِهِ
12. “Hiçbir
kimse, kendi elinin kazancından yediği yiyecek kadar hayırlı bir yiyecek asla
yememiştir.” (Buhari: Büyû 15)
١٣- "ثَلاثَةٌ تَحْتَ ظِلِّ عَرْشِ اللهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَوْمَ لاَ
ظِلَّ اِلاَّ ظِلُّهُ" قِيلَ مَنْ هُمْ يَا رَسُولَ اللهِ ، قَالَ:
"مَنْ فَرَّجَ عَنْ مَكْرُوبٍ مِنْ اُمَّتِي وَاَحْيَا سُنَّتِى وَاَكْثَرَ
الصَّلاةَ عَلَىَّ"
13. “Allah’ın
Arşının gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde, Arşın
gölgesi altında üç kişi vardır. Bunlar:
-Ümmetimin
sıkıntılarını gideren,
-Sünnetimi
yaşayan ve yaşatan,
-Bana
çokça salât ü selâm getiren kimselerdir.” (Deylemî)
١٤- سَبْعَهٌ يُظِلُّهُمُ اللهُ في ظِلِّهِ يَوْمَ لاَظِلَّ الاَّ
ظِلُّهُ:اْلاِمَامُ الْعَادِلُ وَ شَابٌّ نَشَأَ في عِبَادَةِ اللهِ عَزَّ وَجَلَّ
وَ رَجُلٌ قَلْبُهُ مُعَلَّقٌ بِالْمَسَاجِدِ وَ رَجُلَانِ تَحَابَّا فِى اللهِ
اِجْتَمَعَا عَلَيْهِ وَتَفَرَّقَا عَلَيْهِ
14. “Yedi
kişi vardır ki, Allah Teâlâ onları, hiçbir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde
arşın gölgesi ile gölgelendirir. Birincisi: Adaletli Devlet Başkanı, İkincisi:
Allah’a ibadet ve kulluk içerisinde yetişen genç, Üçüncüsü: kalbi mescidlere bağlı
Müslüman, Dördüncüsü: birbirlerini Allah için seven, bu sevgiyle buluşan ve bu
sevgi üzere ayrılan iki kişidir. ” (Buhari: Ezan 36)
١٥- وَجَبَتْ مَحَبَّتيِ لِلْمُتَّحَابِّينَ فِيَّ وَالْمُتَجَالِسِينَ فِيَّ
واالْمُتَزَاوِرِينَ فِيَّ والْمُتَبَاذِلِينَ فِيَّ.
15. “Allah
Teâlâ buyuruyor ki: Şu kimseleri mutlaka severim: Benim rızam için birbirini
sevenler, benim rızam için bir araya gelip dost olanlar, benim rızam için
birbirini ziyaret edenler, benim rızam için birbirlerine ikramda bulunanlar.”
(İmam Malik, Muvatta: Şiir 16)
١٦- لَيْسَ مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ
صَغِيَرَنَاَ وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَاَ وَيَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَ يَنْهَ عَنِ
الْمُنْكَرِ.
16. “Küçüklerimize
merhamet etmeyen, büyüklerimize hürmet göstermeyen ve iyiliği emredip,
kötülükten nehyetmeyen kimse bizden değildir.” (Tirmizi, Tâc: 5/17)
١٧- مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ
وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ
تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى
17. “Mü’minler,
birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerine şefkat göstermede
vücut gibidirler. O vücudun bir organı rahatsız olsa, diğer organlar da o
organın rahatsızlığından etkilenirler.” (Buharî: Edeb 27)
١٨- الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ، لَايَخُونُهُ وَلَايَكْذِبُهُ
وَلَايَخْذُلُهُ.
18. “Müslüman
müslümanın kardeşidir. Ona hıyanet etmez, ona yalan söylemez ve ona yardımı
kesmez.” (Tirmizî)
١٩- كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ
حَرَامٌ عِرْضُهُ وَمَالُهُ وَدَمُهُ .
19. “Her
müslümanın diğer müslümana ırzı, malı ve kanı haramdır.” (Tirmizî: Birr 18)
٢٠- اِيَّاكُمْ وَاَلْحَسَدَ، فَانَّ
الْحَسَدَ يَأْكُلُ الْحَسَنَاتِ،كَمَا تَأْكُلُ النَّارُ الْحَطَبَ.
20. “Kıskançlıktan
sakınınız. Çünkü ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi kıskançlık da iyilikleri
yiyip bitirir.” (Ebu Davud: Edeb 44.)
٢١- إِيَّاكُمْ وَالظَّنَّ فَإِنَّ الظَّنَّ
أَكْذَبُ الْحَدِيثِ
21. “Kötü
zandan sakınınız. Çünkü kötü zan sözlerin en yalan olanıdır.” (Müslim: Birr 28)
٢٢- لَا تَحَسَّسُوا وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا
تَحَاسَدُوا وَلَا تَدَابَرُوا وَلَا تَبَاغَضُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ
إِخْوَانًا
22. “İnsanların
konuşmalarına kulak kabartmayın. Özel hallerini ve kusurlarını araştırmayın.
Birbirinizi kıskanmayın. Birbirinize sırt çevirmeyin. Birbirinize kin tutmayın.
Ey Allahın kulları! Kardeş olun. ” (Müslim)
٢٣- طُوبَى لِمَنْ شَغَلَهُ عَيْبُهُ عَنْ عُيُوبِ النَّاسِ
23. “Kendi
kusurunu görmesi, insanların kusurlarını görmesinden ve aramasından şahsını
alıkoyan kimseye ne mutlu!” (Deylemî )
٢٤- لَا يَحِلُّ لِمُؤْمِنٍ أَنْ يَهْجُرَ
أَخَاهُ فَوْقَ ثَلاثَةِ أَيَّامٍ
24. “Bir
mü’minin, din kardeşini üç günden fazla terkedip küs durması helâl değildir.”
(Ebû Dâvûd, Edeb 47)
٢٥- مَا كَرِهْتَ اَنْ يَرَاهُ النَّاسُ مِنْكَ فَلاَ تَفْعَلْهُ بِنَفْسِكَ
اِذَا خَلَوْتَ
25. “İnsanların
sende görmelerini hoşlanmadığın bir şeyi yalnız başına kaldığın zaman da
yapma.”(Tirmizî)
٢٦- يَأْتِي عَلَى النَّاسِ زَمَانٌ، لاَ
يُبَالِي الْمَرْءُ مَا أخَذَ مِنْهُ أَ مِنَ الْحَلاَلِ أَمْ مِنَ الحَرَامِ
26. “Öyle
bir zaman gelecek ki, kişi aldığı şeyin haramdan mı helalden mi olduğuna
aldırış etmeyecek.” (Buharî: Büyû 7.)
٢٧- مَنْ جَاءَهُ الْمَوْتُ وَهُوَ يَطْلُبُ
الْعِلْمَ لِيُحْيِىَ بِهِ الْاِسْلاَمَ فَبَيْنَهُ وَبَيْنَ النَّبِيِّينَ
دَرَجَةٌ
27. “Bir
kimse, kendisi ile İslam dinini yaşatmak için ilim tahsil ederken ölürse,
Cennette o kimse ile Nebiler arasında yalnız bir derece fark
vardır.”(Terğîb-Terhîb: 1/97.)
٢٨- اِنَّ اللَّهَ تَعَالَى يُوصِيكُمْ بِالنِّسَاءِخَيْرَاً؛ فَاِنَّهُنَّ
أُمَّهَاتُكُمْ وَبَناتُكُمْ وَخَالَاتُكُمْ.
28. “Şüphesiz
ki Allah Teâlâ kadınlara hayırla davranmanızı emreder. Farzedin ki onlar;
anneleriniz, kızlarınız ve teyzelerinizdir.” (Tirmizi)
٢٩- اِتَّقُوا النَّارَ وَلَوْ بِشِقِّ
تَمْرَةٍ فَمَنْ فَاِنْ لَمْ تَجِدُوا فَبِكَلِمَةٍ طَيِّبَةٍ
29. “Yarım
hurma ile olsun kendinizi ateşten koruyabilecekseniz hemen o hayrı işleyin.
Eğer onu da bulamazsanız, bari mü’min kardeşine güzel ve tatlı sözler ile gönül
alıp kendinizi o ateşten korumaya bakın.” (Buharî, Müslim)
٣٠- الْخُلُقُ الْحَسَنُ يُذِيبُ الْخَطَايَا
كَمَا يُذِيبُ الْمَاءُ الْجَلِيدَ ، وَالْخُلُقُ السُّوءُ يُفْسِدُ الْعَمَلَ
كَمَا يُفْسِدُ الْخَلُّ الْعَسَلَ
30. “Güzel
ahlak, suyun buzu erittiği gibi hataları eritir. Kötü ahlak ise, sirkenin balı
bozduğu gibi, iyi ameli bozar.”(Taberanî)
٣١- لَيْسَ الْغِنَى عَنْ كَثْرَةِ الْعَرَضِ
وَلَكِنَّ الْغِنَى غِنَى النَّفْسِ
31. “Gerçek
zenginlik, dünya malının çokluğu değil, gönül tokluğudur.” (Buhari, Müslim)
٣٢- خَمْسُ صَلَوَاتٍ افْتَرَضَهُنَّ اللَّهُ
تَعَالَى مَنْ أَحْسَنَ وُضُوءَهُنَّ وَصَلَّاهُنَّ لِوَقْتِهِنَّ وَأَتَمَّ
رُكُوعَهُنَّ وَخُشُوعَهُنَّ كَانَ عَلَى اللَّهِ عَهْدٌ أَنْ يَغْفِرَ لَهُ
32. “Allah
Teâlâ beş vakit namazı farz kılmıştır. Namazların abdestini güzel alan, onları
geciktirmeyip vaktinde kılan, rükû’ ve huşûlarını tam yapan kimseleri
bağışlamak Allah’ın şanına layıktır.” (Ebû Davud, Beyhakî)
٣٣- مِنْهُ الْعِلْمَ وَتَوَاضَعُوا لِمَنْ
تُعَلِّمُونَهُ تَعَلَّمُونَ تَوَاضَعُوا لِمَنْ
33. “Kendisinden
ilim öğrendiğiniz kimselere karşı alçak gönüllü olun. İlim öğrettiğiniz
insanlara karşı da alçak gönüllü olun.” (Taberani)
٣٤- مَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً مِنْ
كُرَبِ الدُّنْيَا فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يْومِ
القِيَامَةِ
34. “Kim
bir Müslüman’ın dünyalık sıkıntılarından bir sıkıntısını giderirse Allah da
onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir.”(Buhari, Müslim)
٣٥- مَنْ يَسَّرَ عَلَى مُعْسِرٍ يَسَّرَ
اللهُ عَلَيْهِ في الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ
35. “Kim
darda olana kolaylık sağlarsa Allah da ona dünya ve ahiret kolaylığı sağlar.”
(Müslim)
٣٦- اَللهُ فيِ عَوْنِ الْعَبْدِ مَا دَامَ الْعَبْدُ
في عَوْنِ أَخِيهِ
36. “Kul
kardeşinin yardımında olduğu sürece Allah da kulun yardımındadır.” (Müslim)
٣٧- الْكَيِّسُ مَنْ دَانَ نَفْسَهُ وَعَمِلَ
لِمَا بَعْدَ الْمَوْتِ وَالْعَاجِزُ مَنْ أَتْبَعَ نَفْسَهُ هَوَاهَا وَتَمَنَّى
عَلَى اللَّهِ
37. “Akıllı
insan, nefsine hakim olan ve ölüm sonrası için hazırlık yapan kimsedir. Âciz
insan da, nefsinin arzularına boyun eğip, onun isteklerine uyduğu halde hâlâ
kurtulacağını sanan kimsedir” (Tirmizi)
٣٨- اِغْتَنِمْ خَمْساً قَبْلَ خَمْسٍ:
حَيَاتَكَ قَبْلَ مَوْتِكَ وَصِحَّتَكَ قَبْلَ سَقَمِكَ وَفَرَاغَكَ قَبْلَ
شُغْلِكَ وَشَبَابَكَ قَبْلَ هَرَمِكَ وغِنَاكَ قَبْلَ فَقْرِكَ
38. “Beş
şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini biliniz:
-Ölüm
gelmeden önce hayatın
-Hastalıktan
önce sağlığın
-Meşguliyetten
önce boş ve müsait vaktin
-Yaşlılık
gelmeden gençliğin
-Fakirlik
gelip çatmadan varlığın” (Suyutî, el-Camiu’s-Sağir, Hadis no: 1321)
٣٩- مَا مِنْ مُؤْمِنٍ يُعَزِّي أَخَاهُ
بِمُصِيبَةٍ إِلَّا كَسَاهُ اللَّهُ تَعاَلَى مِنْ حُلَلِ الْكَرَامَةِ يَوْمَ
الْقِيَامَةِ
39. “Din
kardeşine, uğradığı bir musibetten dolayı taziyede bulunan mü’min kuluna Allah
Teâlâ, kıyamet gününde keramet ve şeref kaftanları giydirir.” (Beyhakî)
٤٠- مَنْ لَا يَسْتَحْيِى مِنَ النَّاسِ لَا يَسْتَحْيِى مِنَ اللهِ تَعَالَى
40. “İnsanlardan
utanmayan Allah’tan da utanmaz.” (Beyhakî)
٤١- اَللَّهُمَّ اِنِّي اَسْأَلُكَ الصِّحَّةَ
وَالْعِفَّةَ وَاْلاَمَانَةَ وَحُسْنَ الْخُلُقِ وَالرِّضَا بِالْقَدَرِ
41. “Allah’ım!
Senden sıhhat, haramlardan kaçınmayı, güvenilir olmayı, güzel ahlâk ve kadere
rızayı ihsan etmeni isterim.” (Taberâni) Âmîn…
Yorumlar
Yorum Gönder