Kayıtlar

Gençliğin Ahlâkı Nasıl Olmalı?

Gençliğin Ahlâkı Nasıl Olmalı?   01- Dostlarla dil şakası yapmak:   Dostlarla dil şakası yapmak ve onların ihtiyaçlarını gidermek konusunda Enes İbn Malik Radiyallahü AnhPeygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin şöyle buyurduğunu aktarmıştır: "Bir kimse, bir mü‘mine iltifatta bulunur ve onun küçük ya da büyük dünyevi bir ihtiyacını giderirse, kıyamet gününde Allah da, onun emrine bir hizmetçi vermeyi kendisine bir borç bilir." (Feyzü‘lKadir, C. 6, S. 8)   02- Kötülüğe, iyilikle karşılık vermek:   Kötülüğe kötülükle karşılık vermeyi ve onu cezalandırmayı bırakarak kötülüğe iyilikle karşılık verme    konusunda    Ebü‘lAhvas babasından şöyle aktarır; babası der ki: Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimize: "Ey Allah‘ın elçisi! Kendisine uğradığım ve bir ihtiyacımı gidermesini istediğim bir adam benim ihtiyacımı gidermez de bana uğrayıp aynı şekilde bir ihtiyacını gidermemi isterse, kendisine aynı şekilde davranabilir miyim?" diye sordum.

Adam Ol Mehmed Efendi Rahmetullahi Aleyh

Resim
  Adam Ol Mehmed Efendi Rahmetullahi Aleyh Osmanlı dönemi İstanbul meczuplarından Adam Ol Mehmed Efendi Rahmetullahi Aleyh’i duydunuz mu hiç?   Tarihlerde Meczuplar hep bir Sır’mış... Eski Osmanlı döneminde Osmanlı Evliyaları varmış... Miskinler, tutunamayanlar, Mecnunlar ve Meczuplar; Deliler ve Divaneler... Daha birçok kişiler. Ne meczupları varmış İstanbul'un Gönlünde taht kuran... Onlara, Mekânsız sultanlar, eski İstanbul meczupları denirmiş. Hatta Bunlar kitap haline getirilmiş ‘’Veliler ve Deliler, Tezkiretü’l Müteahhirin’’ diye...   Adı tarihte ‘’Adam Ol Mehmet Efendi’’ diye geçmektedir. Adam Ol Mehmed Efendi Rahmetullahi Aleyh’in Enteresan bir hikâyesi var. Tanısın, tanımasın her gördüğü şahsa “Adam ol!” diye hitap eden bu meczup, kimseden bir yardım talep etmezmiş. Rivayete göre bir gün Sadrazam (Başbakan) Keçecizade Fuad Bey Rahmetullahi Aleyh (1814-1868) Beykoz’da vapura binmek için bekliyormuş. Bu esnada Adam Ol Mehmed Efendi iskelede belirmiş. Sadra

Bayramlar Bayram Ola -1

  Bayramlar Bayram Ola -1   Güneş yükselmeden kuşluk yerine Bir adam camiden döndü evine Oturdu sessizce yer minderine   Kızı “Bayram” dedi, yalın ayaklı Adam “Bayram” dedi, tam ağlamaklı..   Eli öpüldükçe içi burkuldu Konuşmak istedi, dili tutuldu Güç belâ ağzından bir “off! ” kurtuldu   Oğlu “Bayram” dedi, sırtı yamalı Adam “he ya” dedi, gözü kapalı..   Düşündü kış yakın, evde odun yok Tenekede yağ yok, çuvalda un yok Yok yoka karışmış; tuz yok, sabun yok   Avrat “Bayram” dedi, eğdi başını Adam “evet” dedi, sıktı dişini..   Çalışsa ne iş var, ne cepte para Dağ oldu içinde büyüyen yara Dikti gözlerini karşı duvara   Takvim “Bayram” dedi, silindi yazı Adam “öyle” dedi, bağrında sızı..   Döndürse yönünü herhangi dosta Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta Aylar, yıllar, günler erirken yasta   Yer-gök “Bayram” dedi, ağzını açtı Adam “Bayram” dedi, evinden kaçtı…   Abdurrahim Karakoç Rahmetullahi Aleyh

Bayrağımız…

Resim
Bayrağımız… Bayrağımızın rengi aldır. Özü kandır. İndirmeye kalkanın sonu mezardır!   Yâ Rabbi! Bayrağımızı indirtme! Ezanımızı dindirtme! Vatanımızı böldürme! Düşmanları güldürme!   Âmîn! Allahümme âmîn!

Karınca (Bereket) Duası -2-

Karınca (Bereket) Duası -2-   أَللَّهُمَّ رَبَّ جَبْرَائِيلَ وَمِكَائِيلَ وَإِسْرَافِيلَ وَعَزْرَائِيلَ وَإِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ وَيعْقُوبَ وَمُنَزِّلَ البَرَكَاتِ وَمُنْزِلَ التَّوْرَاتِ وَالإِنْجِيلِ وَالزَّبُورِ وَالفُرْقَانِ وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ العَلِي العَظِيمِ.لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ المَلِكُ الحَقُّ المُبِينِ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ صَادِقُ الوَعْدِ الأَمِينِ. إِنَّ اللهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو القُوَّةِ المَتِينِ. يا اللهُ، يا اللهُ، يا اللهُ، يا رَبِّ، يا رَبِّ، يا رَبِّ، يا حَي، يا حَي، يا حَي يا قَيومُ يا ذَا الجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ أَسْئَلُكَ بِاسْمِكَ العَظِيمِ أَنْ تَرْزُقَنِي رِزْقًا حَلاَلاً طَيبًا بِرَحْمَتِكَ يا أَرْحَمَ الرَّحِمِينَ. يمليخا ، مثلينا ، مكثلينا ، مرنوش، دبرنوش ، شاذنوش ، كفشططيوش ، قطمير. Okunuşu: Allahümme ya Rabbi Cebrâîle ve Mîkâile ve İsrâfile ve Azrâile ve İbrahime ve İsmaile ve İshaka ve Yakube ve münzilel berakâti vet Tevrâti vez-Zebûri vel İncili vel Furkan. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illa billah

Büyüklerden Altın Nasihatler

Büyüklerden Altın Nasihatler   ·      Güler yüzlü olmak, iman alâmetidir. ·      Herkesi şikâyet etmek kibirdendir. ·      Hizmetin esası tatlı dil, güler yüzdür. ·      Güler yüz ve tatlı dil bu asrın silâhıdır. ·      Hizmet; vermekle olur, almakla değil. ·      Her sıkıntıya sebep, günah işlemektir. ·      Sen iyilik edersen, hep iyilik görürsün. ·      Doğru kitap okumak sohbetin yarısıdır. ·      Haram ile beslenen vücudu ateş yakar. ·      Gayemiz bir insanı ateşten kurtarmaktır ·      Kibirliyi, ne Allah seviyor, ne kul seviyor. ·      Sen kulları seversen, Allah da seni sever. ·      İmansız ölmekten korkmayan, imansız ölür. ·      Sen eğer affedersen, Rabbin de seni affeder. ·      Ahirete faydası olmayan her şey dünyalıktır. ·      İnsanların iki ziyneti vardır: Edep ve tevazu. ·      Ahirette her insan, her işinden sual edilecektir. ·      Edep, kendini hep kusurlu, kabahatli bilmektir. ·      Hak Teâlâ vermek istemeseydi, istek vermez

Şimdi

  Şimdi   Emmi dayı bir arada yaşardık, Gardaş gardaşını görmüyor şimdi... Komşumuzun her derdine koşardık, Bir hatırını bile sormuyor şimdi...   Duvarlar kerpiçti damımız çorak, Evin ortasında isli bir direk, Pişerdi sobada bir kuru çörek, Fakire bir lokma vermiyor şimdi...   Kimi koyun kimi kuzu güderdi, Tuzu bitse komşusuna giderdi, Bacası geç tütse merak ederdi, Komşu komşusunu görmüyor şimdi...   İnsanlar değişti hoş sohbet bitti, İnek dana tavuk ne varsa sattı, Eli ekmek tutan gurbete gitti, Gençlerimiz köyde durmuyor şimdi...   Köyde kalmış üç beş tane ihtiyar, Hatırını sorsan bin bir intizar, Eskiden yağardı dam boyunca kar, Çarık bağına kadar yağmıyor şimdi...   Seher vakti horoz ile uyanan, Geç kalkanı ayıplayan kınayan, GÜCÜOĞLU'yum ne söyleyem ne diyem? Öyle vaktine de kimse kalkmıyor şimdi...   Ali Gücüoğlu