Kayıtlar

Ganîmet Ve Devlet Malına Hıyânet Edenlerin Cezâları (1)

  Ganîmet Ve Devlet Malına Hıyânet Edenlerin Cezâları (1)   Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur. Bir kere Nebî Sallallahü Aleyhi Vesellem, aramızda (hitâbete) kıyâm etti de ganîmet (ve devlet) malına hiyânet hakkında söz söyledi. Ve hıyânet (in fenâlığını) büyüttü, hükmünü îzâh etti de buyurdu ki: “- Sakın sizden biriniz kıyâmet gününde omuzunda (ganîmet) koyun (avaz avaz) meleyerek, öbürünün omuzunda (ganîmet) at (yem ister gibi) homurdayarak (Arasat meydanında) benimle yüzleşmesin! (Bu yüz karası) âhırette bana: “- Yâ Resûla’llah, bana yardım et! diye yalvaracaktır. Ben de ona: “- Hakkında hiç bir sûretle şefâat etmeğe muktedir değilim: Ben sana (dünyâda Allah’ın hükmünü) teblîğ ettim! diye cevap vereceğim. Birinin omuzunda da sığır böğürerek bana mülâkî olup: “- Yâ Resûla’llah, meded eyle! demesin! Ben ona da: “- Senin için hiç bir vechile şefâat etmeğe muktedir değilim; çünkü ben sana (dünyâda) Allah’ın hükmünü ...

Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın Farsça Ve Habeş Dili Tekellümü

  Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın Farsça Ve Habeş Dili Tekellümü   Hâlid İbn-i Saîd’in kızı ve Hâlid (İbn-i Zübeyr) in anası (Eme) Radiyallahu Anh â’dan Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: (çocukluğumda) babamla berâber üzerimde sarı (renkli) bir gömlek giyimli olarak Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in huzûruna gelmiştim. Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem (beni tatyîb için): “- Hasene! Hasene! (Güzel! Güzel!)”, buyurdu. Habeş dilinde hasene (güzel şey) demektir. Bu sırada ben (Resûlullah’ın iki küreği arasındaki yumurta cesâmetinde bulunan) nübüvvet hâtemi (mühürü) yani (et beni) ile oynamağa başladım; babam beni men’ etti de Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem babama: “- Çocuğu kendi hâline bırak!” buyurdu. Sonra (bana da) üç def’a: “- Çocuğum çok yaşa da gömleğini güle güle giy, eskit, yırt, yenisini giy!” buyurdu. (Hadîsin râvîlerinden Abdullah İbn-i Mübârek Radiyallahü Anh demiştir ki: Ümm-i Hâlid Radiyalla...

106 Sene Evvel Çanakkale Siperlerinden Ramazan-ı Şerife Dair Bir Mektup

Resim
106 Sene Evvel Çanakkale Siperlerinden Ramazan-ı Şerife Dair Bir Mektup   “Benim güzel kızım, Bu gün Temmuz 14, Ramazan’ın ikinci günü.   Şeyhülislam oruç tutmayabilirsiniz diye fetva yayınlamış,   Ama benim içim rahat etmedi. Oruca niyetlendim.              Sahur vakti çalıların arasında iki kök çiriş (pırasadan daha küçük bir ot) buldum.   Onlarla sahur ettim.   Gündüzü yeni siperler kazdık. Hiç susamadım. Taarruz arttı. Kafamızı çıkaramadık.              Akşam olunca bir asker ezan okudu.   Siperin içinde matara elden ele dolaştı.              Herkes orucunu su ile açtı.   Ben zannettim ki sadece ben oruçluyum.   Meğer bölüğün hepsi oruçluymuş.              Matara en son bana geldi.   Geldi a...

Ey İman Edenler! Yahudi ve Hristiyanları Dost Edinmeyin

Resim
  Ey İman Edenler! Yahudi ve Hristiyanları Dost Edinmeyin يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارٰٓى اَوْلِيَٓاءَۢ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۜ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاِنَّهُ مِنْهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ ﴿سُورَةُ الْمَائِدَةِ ۵۱ ﴾   “Ey inananlar! Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez”. (Mâide Sûresi, 51) Allah Celle Celâlüh dostlarını dost, düşmanlarını düşman edinmek, imanın temellerinden olan vela/dostluk, bera/düşmanlık akidesinin gereklerindendir. İslam ve müminler aleyhine faaliyet gösterenlere sözlü, fiilî veya maddi yardımda bulunarak onlarla dostluk kuranlar için Kur’ân-ı Kerim şu ifadeleri kullanır: ·         Dost edindikleriyle aynıdırlar. (Bk. Mâide, 51) ·         Münafıktı...

Altın Oran (İlâhi Oran ) 1,618 Nedir? Dünyanın Altın Oranı Neresidir?

Resim
  Altın Oran (İlâhi Oran ) 1,618 Nedir? Dünyanın Altın Oranı Neresidir?   Mekke’den güney kutbuna uzaklık: 12341,32 km Mekke’i Mükerreme’den kuzey kutbuna uzaklık: 7631,68 km 12341,32 / 7631,68 = 1,618 Enlem  boylam haritasına göre de dünyamızın Altın Oran Noktası yine Mekke’i Mükerreme’dir.  

Biz Kardeşiz Efendiler

  Biz Kardeşiz Efendiler   Dargınlıklar sona ersin, Biz kardeşiz efendiler. Sevgi tohumu yeşersin, Biz kardeşiz efendiler.   N’olur bir dakika durun, İlk darbeyi nefse vurun. Kitaba, sünnete sorun, Biz kardeşiz efendiler.   Bozulursa niyetimiz, Heba olur heybetimiz, Elden gider devletimiz, Biz kardeşiz efendiler.   Nerden çıktı senlik benlik? Münafıklar eder şenlik. Son bulmasın bu yârenlik, Biz kardeşiz efendiler.   Dağılmasın dirliğimiz, Bozulmasın birliğimiz, Daim olsun varlığımız, Biz kardeşiz efendiler.   Kini baştan savmalıyız, Muhabbeti övmeliyiz, Allah için sevmeliyiz, Biz kardeşiz efendiler.   Bükülmesin bileğimiz, Yıkılmasın direğimiz, Ayrılmasın yüreğimiz, Biz kardeşiz efendiler.   Haykıralım dört bir yana, Duyuralım tüm cihana: Kalû belâ’dan bu yana Biz kardeşiz efendiler.   Bestami YAZGAN  

Behlûl-i Dânâ Rahmetullahi Aleyh Hazretlerinin Öğütleri

  Behlûl-i Dânâ Rahmetullahi Aleyh Hazretlerinin Öğütleri   Hârûnürreşid, bir gün Behlûl-i Dânâ Rahmetullahi Aleyh hazretlerine şöyle sordu: - Beni tanıdın mı, ben kimim? - Sen o kimsesin ki doğuda biri zulmetse, batıda başka biri kötü bir iş yapsa, Allah’ü Teâlâ’nın bunlardan kıyamet gününde mesul tutacağı kimsesin. Bu sözleri duyan halife ağladı ve Behlûl Rahmetullahi Aleyh’e yine sordu: - Benim halimi nasıl görüyorsun? Behlûl-i Dânâ Rahmetullahi Aleyh hazretleri ona şu âyet-i kerimeyi okudu: “Şüphesiz, iyiler naîm cennetindedirler” (İnfitâr 82/13). “Şüphesiz, günahkârlar da cehennemdedirler” (İnfitâr 82/14). - Peki, bizim amelimiz nasıldır, diye sorunca da yine bir başka âyetle cevap verdi: “Allah, ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” (Mâide 5/27). Bu defa da şöyle dedi: “Ey Behlûl, ben Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in amcasının oğluyum. Yakınlığımın derecesi fayda etmez mi?” Behlûl-i Dânâ Rahmetullahi Aleyh hazretleri bu kez...

Dört Şeyden Uzak Olan, Kötülükten Uzak Olur

  Dört Şeyden Uzak Olan, Kötülükten Uzak Olur 1- Acele 2- Öfke 3- Gösteriş 4- Tembellik Acele beş yerde faydalıdır. 1- Vakti gelen kızı evlendirmekte 2- Ölüyü defnetmekte 3- Misafire yemek ikram etmekte 4- Borcu vermekte 5- Tövbe ve istiğfâr etmekte Hz. Ali Radiyallahü Anh  

Meleklerin Ziyaret Ettiği Bahtiyar Anne

Meleklerin Ziyaret Ettiği Bahtiyar Anne   Bir gün Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz kızı Hz. Fatıma Radiyallahü Anha’ın evine gelir. Evde görür ki Hz. Fatıma Radiyallahü Anha oturmuş, elinde Hz. Ali Radiyallahü Anh’ın elbisesinin, söküğünü dikiyor. Ayağıyla Hz. Hasan Radiyallahü Anh’ın beşiğini sallıyor ve Kur’ân-ı Kerim okuyor. Bu haldeyken Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem içeri girince. Hz. Fatıma Radiyallahü Anha: “- Buyur babacığım.” diye ayağa kalkar. Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “Kalkma kızım, otur otur.” diye ısrar eder ama Hz. Fatıma Radiyallahü Anha yine de ayağa kalkar. Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Keşke otursaydın.” diye ısrar edince Hz. Fatıma Radiyallahü Anha merak eder: “- Babacığım sen gelirsin de ben ayağa kalkmaz olur muyum? Niye otursaydım ki?” Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Kızım, hanımlar çok bahtiyar ve kazançlıdırlar. Ben kapıdan içeri girdiğim zaman, buranın meleklerle dolu ol...

Sizden Biri, Kıyamet Gününde Omuzunda Bir Koyun Avaz Avaz Melerken

  Sizden Biri, Kıyamet Gününde Omuzunda Bir Koyun Avaz Avaz Melerken   Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem “istiğâse” kelimesini kullanarak şöyle buyurmuştur: إِنَّ الشَّمْسَ تَدْنُو يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَتَّى يَبْلُغَ الْعَرَقُ نِصْفَ الْأُذُنِ فَبَيْنَا هُمْ كَذلِكَ اسْتَغَاثُوا بِآدَمَ ثُمَّ بِمُوسَى ثُمَّ بِمُحَمَّدٍ صلى الله ليه وسلم . “Kıyamet günü güneş o kadar yaklaştırılır ki insanlardan akan ter birikerek kulakların yarısına kadar yükselir. Onlar bu vaziyetteyken Hazret-i Âdem’den, sonra Hazret-i Mûsâ’dan, sonra da Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem’den yardım isterler.” (Buhârî, Zekât, 52) حَدَّثَنِي أَبُو هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ، قَالَ: قَامَ فِينَا النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَذَكَرَ الغُلُولَ فَعَظَّمَهُ وَعَظَّمَ أَمْرَهُ، قَالَ: ” لَا أُلْفِيَنَّ أَحَدَكُمْ يَوْمَ القِيَامَةِ عَلَى رَقَبَتِهِ شَاةٌ لَهَا ثُغَاءٌ، عَلَى رَقَبَتِهِ فَرَسٌ لَهُ حَمْحَمَةٌ، يَقُولُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ أَغِثْنِي، فَأَقُولُ: لَا أَمْلِكُ لَكَ شَ...

İsa Aleyhisselâm

  İsa Aleyhisselâm   İsrailoğullarına gönderilen ve Kur’ân-ı kerîm’de ismi bildirilen peygamberlerden. Peygamberler arasında en yüksekleri olan ve kendilerine Ülülazm denilen altı peygamberin beşincisidir. Annesi hazret-i Meryem’dir. Allahü teâlâ onu babasız yarattı. Kudüs’te doğdu. Otuz yaşında peygamber oldu. Kendisine İncil adlı kitap gönderildi. Otuz üç yaşında diri olarak göğe kaldırıldı. Kıyâmete yakın yeryüzüne tekrar inecektir.   İsa Aleyhisselâmın annesi Meryem Hatun, Süleyman Aleyhisselâmın neslinden sâlihâ ve temiz bir hanımdı. Hazret-i Meryem, on beş yaşına geldiği zaman, Yusuf-i Neccâr isminde biriyle nişanlanmıştı. Fakat onunla evlenmeden Allahü teâlâ, hazret-i Meryem’e babasız olarak bir çocuk vereceğini müjdeledi.   Hazret-i Meryem, Allahü Teâlâ’nın emri ve kudretiyle İsa Aleyhisselâm’a hâmile oldu. Bundan bir müddet sonra, normal olarak hâmilelik hâlleri görülmeye başlandı. Bu hâlleri gören İsrailoğulları, dedikodu yapmaya başladılar. Çeş...