Bizim İnsanımız, Eskiden Böyleydi…
Bizim İnsanımız, Eskiden Böyleydi…
Hastane tıklım tıklımdır. Yaşlı kadın içeri girer, doktor
hanım teyzeyi muayene eder.
Fakat hastalığından emin olamaz. Kadına dönüp:
“- Teyze şu şu tahlilleri yaptır gel!” der.
Yaşlı kadın başını öne eğer. Doktor, yaşlı kadının
duymadığını düşünerek tekrar söyler.
Yaşlı kadın başını yerden kaldırarak, ağlamaya hazır
gözlerle:
“- Kızım, benim köye dönecek param yok, tahlilleri nasıl
yaptırayım?" der.
Doktorun yapacak bir sürü işi olmasına rağmen, bırakır işini,
tutar teyzenin elinden koridor dolaştırıp, tahlilleri yaptırır.
Tahlillerin sonucunda doktor hastalığı belirler, gerekli
ilaçları da alıp, teyzeye verir.
Yaşlı kadın tam odadan çıkacakken, doktor hanımın aklına; "YOL
PARASI" gelir ve teyzeye köye gitmesine hayli hayli yetecek para
uzatır.
Yaşlı kadın önce almak istemese de daha sonra mecburiyetten
parayı alır.
Sonra:
“- Allah Teâlâ senden razı olsun kızım. Köye nasıl döneceğim
diye kara kara düşünüyordum, çok sağ ol!" diyerek odadan çıkar.
Aradan bir saat kadar bir süre geçer. Doktor bakar ki, yaşlı
teyze kan ter içinde, kalabalığı yarmış, oflaya puflaya geliyor.
Doktor Hanım şaşırmış bir halde:
“- Herhalde giderken bir şey unuttu!" diye düşünür ve:
“- Ne oldu teyze?" diye sorar.
Teyzenin yüzünde kocaman bir gülümseme vardır. Bu sefer:
“- Kızım ben anayola çıkınca bir köylüme rastladım. Meğer o,
minibüsle zaten köye dönüyormuş. Beni köye o götürecek; sen al paranı!”
İşte bizim insanımız eskiden böyleydi...
Günümüzde ne böyle doktor kaldı, Ne de iyiliklerden mahcubiyet duyan insan!
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder