Turgut Özal Rahmetullahi Aleyh'ten Seçilmiş Sözler
Turgut Özal Rahmetullahi Aleyh'ten Seçilmiş Sözler
· Türkiye niye kalkınamadı? Çünkü yabancılar Türkiye üzerinde çok dolaşıyor. Bizdeki üst yöneticileri çok kolay satın alıyor ve yönlendiriyorlar. Türkiye’nin bu derece kalkınmada geç kalmasındaki sebep budur.
·
Milletlerin hayatlarında bazı nesillere büyük fedakârlıklar
düşer. Mesela; memleketimizde birinci Cihan Harbi ile istiklal Harbi’ne iştirak
eden nesil böyle bir nesildir.
·
Bir ülkenin en büyük zenginliği sahip olduğu nüfusu ve
onun özellikleridir. Nüfusun yapısı, kültür seviyesi, bedeni ve ruhi
hasletleri, sağlığı ve zindeliği önemli faktörlerdir.
·
Esasen bütün beşeri faaliyetlerin merkezinde insan unsuru
vardır. Ve bu unsurun kalite ve kabiliyetine göre içtimai ve iktisadi
davranışları şekillenirler.
·
Eğitim ve öğretimle ilgili kalitatif ve kantitatif
meseleleri birlikte çözüme kavuşturmak esastır. Yatırımların en verimlisi insan
için ve onun eğitimine ait olan yatırımlardır.
·
Milli sanayi kurmadan milletler camiasında itibarlı bir
yer almak şöyle dursun, ayakta bile kalmak mümkün değildir.
·
Gelişen, büyüyen, güçlenen Türkiye'nin modern bir
altyapıya kavuşması için mastır planlar hazırlayarak, bunları devletimizin gücü
yanında halkımızın tasarruflarından azami bir şekilde istifade ederek
gerçekleştirmeliyiz.
·
Batı dünyasında mevcut bağlarımız ile Ortadoğu ve İslam âlemiyle
sürdürdüğümüz yakın ilişkileri dış politikamızın birbirlerini tamamlayan
unsurlar olarak kabul etmekteyiz.
·
Türkiye bugün az gelişmiş bir ülke olarak
nitelendirilemez. Ülkemiz bugünkü zirai, sanayi ve diğer sektörlerdeki seviyesi
ile gelişmişlik çizgisine ulaşmıştır.
·
Önümüzdeki dönem kavga dönemi değil, birlik ve beraberlik
dönemi olmalıdır.
·
Allah'ın izniyle on yıl sonra Türkiye ekonomik ve sosyal
meselelerde büyük mesafeler alarak gelişmesine devam edecektir. Tarihimizin en
ciddi ekonomik krizinden çok kısa bir zamanda çıkabilme yoluna girişimiz bu
sözlerimin en büyük delilidir.
·
Devletin gücü ile milletin gücünü birleştirmeli ve
bütünleştirmeliyiz. Ne milletsiz bir devlet ve ne de devletsiz bir millet
tasavvuru olunamaz.
·
Etle tırnak gibi birbirinden ayrı düşünülemeyen iki asli
unsurun iktisadi faaliyetlerde de birbirini tamamlamaları, teşvik etmeleri,
ahenk içerisinde bir arada bulunmaları sağlanmalı ve milletin teşebbüs gücünün
bütünüyle ortaya çıkması temin edilmelidir.
·
Yurt kalkınmasında, dış sermaye dâhil, her türlü tasarruf
imkânından azami istifade edilmelidir.
·
Okullarımızın yönetimini, bürokratik tahakkümden
kurtarmak, topluma, yani mahalleye, şehre, ya da bölgeye mal etmekten kaçınmamalıyız.
·
Devlet ancak standartları tespit etmek, eğitim kalitesini
denetleme ve eğitimi desteklemek görevini üstlenmelidir.
·
Türkiye'de sağlık sorununun halledilmemiş olmasının temel
nedeni, mevcut sağlık sistemimizin bürokratik mekanizmanın verimsizliğine
teslim edilmiş olmasıdır.
·
Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınması,
doğunun geleneksel değerleriyle batının çağdaş değerlerinin sentezindedir.
·
Gençlerimizi düşman oyunlarına gelmeyecek kadar bilgili,
sokakta hiçbir meselenin çözülemeyeceğini anlayacak kadar seviyeli, vatanın
birlik ve bütünlüğünün önemini kavrayacak kadar kültürlü, örf ve adetlerimize
saygılı, hepsinden önemlisi faydalıyı zararlıdan ayırt edecek kadar ölçülü,
herkese karşı sevgi ve şefkat besleyen medeni insan olarak yetiştirmeliyiz.
·
Asıl olan devletin zenginliği sonucu milletin zenginliği
değil, milletin zenginliği sonucu devletin zengin olmasıdır. Yani, yeni görüşte
hedef, insanın, ferdin bizzat kendisidir
·
Arkadaşlar; hayallerinizi, dilinizi, bakışınızı muhafaza
edin, ama gelin hep birlikte burada performansa dayalı bir iktidar icraatı
sergileyelim. İşe yarar, ülkeye faydalı projeler üretin. Söylemde değil
icraatta yarışın
·
Önümüzdeki asır ferdin asrıdır, bilgi asrıdır. Bu asırda
fertlerin kitleler halinde değil, daha çok ufak gruplar ve tek tek
çalıştıkları; bilgisayar, telekomünikasyon, nakliye, inşaat, turizm gibi
ekonomik faaliyetlerden oluşan hizmet sektörleri, toplam işgücünün yüzde
80'inden fazlasını istihdam edecektir. Mutlaka idrak etmemiz gereken husus, 21.
Yüzyılı şekillendirecek olan hizmet sektörünün daha kabiliyetli, daha bilgili
insana ihtiyaç gösterdiğidir.
·
Biz her şeyin doğrusunu söyleyen bir iktidarız.
Yapamayacağımız hiçbir işi söylemedik ve hiçbir şeyden korkmadan, sadece
Allah'tan başka hiçbir şeyden çekinmeden neyse doğrusu onu yapmaya devam
edeceğiz... Tarlayı derin süreceğiz. Açtığımız çizgiler zamanın rüzgârıyla
kaybolmayacak. Eğer ciddi hatalar yapmazsak, 21. Yüzyıl, Türklerin ve
Türkiye'nin yüzyılı olacaktır.
·
Laikliğin temel bir gereği vardır; din ve vicdan
hürriyeti. Din ve vicdan hürriyetinin de tek bir güvencesi vardır; laiklik.
Kimse kimsenin dinine, inancına karışmamalı, müdahale etmemelidir. Bu iki temel
kavram her zaman birbirlerinin varlık sebebi ve koruyucusudur.
·
Ekonomik gelişme ve kalkınmada başarı kazanmanın; mutlak
surette doğru ve gerçekçi politikaların kararlılıkla ve devamlılıkla
uygulanması, milletimizin teşebbüs gücünün tam manasıyla ortaya çıkarılmasına
ve zekâ, kabiliyet ve de çalışkanlığının seferber edilmesine bağlıdır.
·
Muasır medeniyet seviyesi ile aramızdaki farkı o
şartlarda ve 10 yıl içinde azaltmak hedefinin çok zor, hatta gerçekleştirilmesi
imkânsız bir hedef gibi görülebileceğinin bütünüyle idrakindeydim. Ancak, şunu
da biliyorum ki, biz çağı doğru okuyorduk ve çağı doğru okumak demek,
Türkiye'yi ve Türk ekonomisini dünyadaki mukadder gelişmeleri göğüsleyebilecek
donatıma kavuşturmak, dünyanın gidişatına senkronize etmek demektir.
·
Düşünceyi ifade hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti,
teşebbüs hürriyetini demokrasinin ve gelişmenin esası olarak tanımlıyorum.
Unutulmamalıdır ki Türk toplumunun ana direği ailedir. Türk ailesinin orta
direği ise kadındır, anadır. Türkiye'nin parlak geleceği için sosyal
hayatımızda, siyasi yaşantımızda ve iş dünyamızda kadınlarımıza çok daha geniş
imkânlar tanıma zarureti vardır.
·
Cumhurbaşkanı oldum diye namazı mı terk edeceğim.
·
Devlet halka sorarak değil, halka hesap vererek
yönetilir.
·
İnsanlar kavga seyretmeyi sever, kavga edenleri sevmez.
·
Ben açık olarak iki şeyin yanındayım. Biri açık bir
toplum, ikincisi serbest bir ekonomi.
·
Allah’ın verdiği ömrü O’nun izninden başka alacak yoktur!
Biz de O’na teslim olmuşuzdur.
·
Ekonominin tabii kanunları vardır. Bu kanunların dışına
çıkarak nehri tersine akıtmayalım.
·
Bize yardım ediyorsunuz. Yardımdan fazla önemli
gördüğümüz husus ticarettir. Bize daha fazla ticaret imkanı verin.
·
Devlet de, kalkınma da, iktisadi gelişme de tek bir amaç
taşır: İnsanın, insanca, özgürce, refah ve mutluluk içinde yaşaması.
·
Biz çocukları severiz. Biz gençleri severiz. Biz insanı
severiz. İnsandan daha mübarek, ne bir mahlûk, ne bir kurum, ne de bir doktrin
vardır.
·
Birinci sınıf büyük devlet olabilmenin şartlarından
birincisi iyi bir coğrafi konumda bulunmak, ikinci yeterli büyüklükte,
nitelikte nüfustur.
·
Devlet, mabut veya baba değildir. Devlet bir istihdam
kapısı da değildir. Aslolan devletin zenginliği sonucu milletin zenginliği
değil, milletin zenginliği sonucu devletin zengin olmasıdır.
·
Biz çağı doğru okuyorduk ve çağı doğru okumak demek, Türk
ekonomisini dünyadaki mukadder gelişmeleri göğüsleyebilecek donatıma
kavuşturmak, dünyanın gidişatına senkronize etmek demektir.
·
Bir şeyler bulabilen, bir şeyler keşfedilebilen, bir
şeyler icat edebilen ve birtakım yenilikler getiren ülkelerin hepsinde, belki
bir iki tane, belki iki üç tane bu ülke, en önemli hususiyetin serbest bir
düşünce ve düşünceyi ifade hürriyetinin olduğunu gördüm.
·
Ben öbür dünyaya inanır ve bu dünyanın bir geçiş yeri
olduğunu düşünürüm. Öbür dünyada bugün yaptıklarının hesabı sorulur. İlim
sahibinden ilmini, para sahibinden paranı doğru yolda kullandın mı diye sual
edilir. Bize de sana hizmet imkânı verdik, bu imkânı iyi değerlendirdin mi diye
sorulur.
·
Gençlerimizi düşman oyunlarına gelmeyecek kadar bilgili,
sokakta hiçbir meselenin çözülemeyeceğini anlayacak kadar seviyeli, vatanın
birlik ve bütünlüğünün önemini kavrayacak kadar kültürlü, örf ve adetlerimize
saygılı, hepsinden önemlisi faydalıyı zararlıdan ayırt edecek kadar ölçülü,
herkese karşı sevgi ve şefkat besleyen medeni insan olarak yetiştirmeliyiz.
Yorumlar
Yorum Gönder